Bu her şeyi açıklıyor. Bir yılını onu aramakla geçirmesine şaşmamalı. | Open Subtitles | هذا يوضح كل شيئ, لا عجب أنه قضى سنة يبحث عنها |
Hareket etmememize şaşmamalı. Şu sarmaşıklara bakın. Geminin her tarafını sarmış. | Open Subtitles | لا عجب أننا لا يمكننا التحرُّك، فهذه الداليات تعمُّ أرجاء المركبة. |
100 kat tırmanmak için biraz fazla. Bir ortağın olmamasına şaşmamalı . | Open Subtitles | هذا أكثر مِن 100 طابق عالي لا عجب أنّك لا تحظى بشريك |
tabii... bir erkek tarafından yetiştirilince... Ağır işlere uygun olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | بما أنكِ تربيتي على يد رجل لا عجب أنكِ خُلقتي للعمل الشاق |
Fillerin bu arılar hakkında bir şey yapmamalarına şaşmamak gerek. | Open Subtitles | لا عجب أن الفيلة لا تفعل شيئاً حيال هذه الآفات |
Babanın o çok istediği oğluna asla sahip olmamasına şaşmamalı. | Open Subtitles | لا عجب أن أباك لم يحظ بالولد الذي طمح له |
Bütün bir dönemin simgesi olmasına şaşmamalı. | TED | لا عجب أنه أصبح مثل هذا الرمز لتلك الفترة الزمنية بأكملها. |
Gençlerin bu modern hayatın ortasında bir şeyler elde etmek için çok çabalamalarına şaşmamalı. | TED | لا عجب أن الشباب بحاجة قوية للكفاح والاداء والنجاح في وسط الحياة الحديثة |
- Anlamadığıma hiç şaşmamalı. - Sahi mi diyorsunuz? - Sizin gibi bir uzman yani. | Open Subtitles | لا عجب اننى لا استطيع التفرقة بينكما حقا, رغم انك خبير |
Yorimoto'nun, başkumandanlığı buraya taşımasına şaşmamalı. | Open Subtitles | لا عجب أن زعماء الحرب سابقاً أحبوا هذه المنطقة |
Milyarderle evlenmesi muhtemel oyunu almanıza şaşmamalı. | Open Subtitles | حسناً، لا عجب إذن في أنهم انتخبوك الفتاة ذات الحظوظ الأوفر للزواج بمليونير |
Acımasına şaşmamalı kıymık hala içinde. | Open Subtitles | لا عجب في أنه يؤلمك. ما زالت الشوكة مغروزة فيكِ. |
Söylediğinden daha iğrençmişsin. Gelmem için yalvarmasına şaşmamalı. | Open Subtitles | انت بغيض اكثر مما قالت ، لا عجب انها توسلت الي لآتي |
İnsanın yolunu bulamamasına şaşmamalı. | Open Subtitles | لا عجب انة مستحيل إيجاد الاستايل بتاعك هنا |
Bu, cerrahi retraksiyon için. Canını yaktığına şüphe yok! | Open Subtitles | هذا من أجل المباعدة الجراحية لا عجب أنه آلمها |
İşte burdalar. Bulamamış olmama şaşmamak gerek. | Open Subtitles | ها هُن، لا عجب في أنني لم أستطع إيجادّهن. |
Ben onun ne istediğini biliyorum Niye bu kadar çocuğu olduğuna şaşmamak gerek. | Open Subtitles | أعلم ما كان يبغيه، لا عجب أن لديه أطفالا كثر. |
Bu kadar uzun sürmesine şaşırmamalı. O ayakkabılarla nasıl yürüyorsun ya? | Open Subtitles | لا عجب أنكِ تأخرتِ كيف يمكنكِ السير وأنتِ ترتدين هذا الحذاء؟ |
Böyle şeyleri neden sevdiğin belli. The Sun okumak gibi. | Open Subtitles | لا عجب أنك تحب هذه الأشياء إنها مثل قراءة الشمسِ |
İnsanlarımın çoğunun bu parmaklıkları tükürdüğüne şaşırmamak gerek, çünkü gerçekleri yutmak zordur. | TED | لا عجب في أن الكثير من قومي ولأن الحقيقة من الصعب إبتلاعها. |
Kadınlar da diyorlardı ki "Kullandığımız bu şeylerin yan etkisi olmaması normal, | TED | وقالت النسوة في أنفسهن .. لا عجب لا يوجد تأثيرات جانبية لتلك الحبوب .. |
Tevekkeli çoğumuz saat yapmayı biliyoruz ama saatin kaç olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا عجب من أننا نعرف كيف نصنع ساعة يد لكننا لا نعرف التوقيت |
Bu parti tarihe geçecek. Herkesi çağırması boşuna değilmiş. | Open Subtitles | هذه الحفلة ستصنع تاريخا ً لا عجب أنه يريد الجميع هنا |
Hiç şaşırmadım, adresi o kadar okunaksız yazmış ki! | Open Subtitles | لا عجب في ذلك طالما انها تكتب العنوان بخط رديئ حقا. |
Hiç şaşırtıcı değil: Eski, kullanılmış dokulardan yapılıyorlar, aynı tuğlalardan yapılan bu duvarın çökmesi gibi. | TED | لا عجب إنها مصنوعة من أنسجة قديمة ومستخدمة تماماً مثل هذا الجدار المصنوع من الطوب والذي يوشك على السقوط |