Fakat bu hormonların üzerimizde sınırsız gücü olduğu anlamına gelmez. | TED | لكن هذا لا يعني أن للهرمونات سلطة غير محدودة علينا. |
Bu her şeyi unutup insan olmayı bırakacağız anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني أن نتصرف بجنون و لا نتصرف كبشر |
Uydu haritaları var ama bu birinin orada bulunmuş olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | هناك خرائط الأقمار الصناعية، ولكنه لا يعني أن أي شخص ذهب هناك |
Bu, yine de tanımadığımız bir erkeğin kamyonetine binebileceğin anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | مازل هذا لا يعني أن تدلُف إلى سيارة فتى لا نعرفه. |
Bu demek değil ki büyük ilaç firmaları yenilik için harcama yapmıyorlar. | TED | وهذا لا يعني أن " بيغ فارما" لا تنفق من أجل الابتكار. |
Haklıymış. Testlerden bir şey bulamamamız, çiftliğin temiz olduğunu göstermez. | Open Subtitles | ليس لأن إختباراتنا لم تكن إيجابية لا يعني أن تلك المزرعة نظيفة |
Bu genç balinalar sadece yakınlarıyla birlikte oluyor anlamında değildir. | TED | هذا لا يعني أن الحوت الصغير يتفاعل فقط مع أقاربه، |
Evet ama bu cumartesi gecemi onunla harcayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | أجل، لكن هذا لا يعني أن أقضي معه يوم السبت |
Çünkü sen taraf değiştirdin diye tüm dünya da değiştirdi anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس لأنك إنتقلتَ من طرف لآخر لا يعني أن بقية العالم كذلك |
Bu, her genin, dört katı olduğu anlamına gelmez, bazıları öyledir bazıları üç kez, bazıları iki kez, kimisi de bir kez vardır. | Open Subtitles | هذا لا يعني أن كل جين موجود 4 مرات بعضها كذلك و بعضها موجود 3 مرات و بعضها مرتان و بعضها مرة واحدة |
Bu babamın beni senden daha çok sevdiği anlamına gelmez. Ne? | Open Subtitles | ولكنه فقط مال, هذا لا يعني أن والدي أحبني أكثر منك |
Sırf seni sevmem kızların odama girmeye izni olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأني أحبك، هذا لا يعني أن الفتيات مسموح تواجدهم بغرفتي. |
Peki. Sen almamışsın. Ama bu ona güvendiğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، لم تأخذها لكنّ هذا لا يعني أن أثق بها |
Ve güzellik iyilik anlamına gelmiyor, ve kesinlikle hoşnutluk anlamına da gelmiyor. | TED | والجمال لا يعني الخير، وبالتأكيد لا يعني أن القناعة. |
Ancak bu rahatlayalım anlamına gelmiyor. | TED | و لكن هذا لا يعني أن بإمكاننا أن نسترخي. |
Tabi bütün bunlar, insanların küresel ısınmanın en çok fakir ve zayıflara zarar verdiği gerçeğini kavradığı anlamına gelmiyor. | TED | والآن، هذا لا يعني أن الناس يفهمون أن الاحترار العالمي يضر أفقر وأضعف الفئات الأكثر. |
İçinde para var demek değil ki bu | Open Subtitles | ذلك لا يعني أن تكون الحقيبة ممتلئة بالنقود |
Evet, haklısın ama bu demek değil ki her şey siyah ve beyaz olacak, değil mi? | Open Subtitles | حسنًا ، نعم ولكن هذا لا يعني أن كل شيء يجب ان يكون اما أسود أو أبيض ، صحيح ؟ |
Bu demek değil ki her şey eskisi gibi olabilir. Ne demek oluyor bu? | Open Subtitles | هذا لا يعني أن الأمور ستعود كما كانت |
Ama bu seninle birlikte olmamım ya da sevmemin hata olduğunu göstermez. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أن البقاء معك كان خطأً أو حبك، و... |
İnsanların hep en kötü huyunu düşüne alışkanlığımız doğru olduğunu göstermez. | Open Subtitles | لأننا حصلنا علي عادة التفكير في الأسوء في الناس هذا لا يعني أن هذا حقيقي |
Fantezi kontrolle ilgili değildir ve ateş her zaman yanmaz. | Open Subtitles | الخيال لا يعني أن تكون المسيطر، والنار لا تحرق دائماً. |
Anlamanın en önemli bölümü ise herhangi bir şeyin ters gittiği manasına gelmediğidir. | Open Subtitles | أهم شيء يجب عليك فهمه هو أن هذا لا يعني أن هناك شيء خاطئ. |