"لدرجة أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • o kadar
        
    • öyle ki
        
    • edecek kadar
        
    • kadar mı
        
    • olacak kadar
        
    • öylesine ki
        
    o kadar fazla bilgiyi işlemeye çalışıyoruz ki bazı insanlar sinestezik oluyor ve her şeyi hatırlayan "dev boruları" oluyor. TED نحن نحاول أن نفهم الكثير من الأشياء لدرجة أن بعض الناس سيصبحوا اصطناعيين ويمتلكون أنابيب ضخمة تستطيع تذكر أي شئ.
    o kadar çok param olacak ki torunlarım lakros oynayacak. Open Subtitles سأحصل على الكثير من المال لدرجة أن أحفادي سيلعبون اللاكروس
    Çekimi o kadar güçlü ki, ondan ışık bile kaçamıyor. Open Subtitles فجاذبيته من الكثافة لدرجة أن الضوء نفسه لا يهرب منها
    Modern tıpta çok şeyi değiştirdi, öyle ki, onlarca yıl sonra Time Dergisi ona, acıyı hafifletmenin kurucu babası dedi. TED هذه الطريقة ستغير الطب الحديث كثيرًا، لدرجة أن بعد عدة عقود، مجلة التايم أطلقت عليه الأب الروحي لتأسيس مسكنات الألم
    Kendisinin değişebileceğine ikna edecek kadar çok seviyor. Open Subtitles أحبها كثيراً لدرجة أن أقنع نفسه أنه سيتغير
    Dünyanın iyiye gittiğinin farkındayım ama balıkları ginsengle besleyecek kadar mı iyiye gidiyor? Open Subtitles أعلم أن العالم تغير ولكن ليس لدرجة أن الاسماك أصبحت تأكل عشبة الجينسينج
    Yaşlılık onu yumuşatmıştı ama bunları yaptığım için beni işten atmasına ve mirasından men etmesine engel olacak kadar yumuşatmamıştı. Open Subtitles كان قد فقد عقله وهو في ذلك السن ، لكن ليس لدرجة أن يطردني من العمل ويقوم بإبعادي من وصيته
    Yani o kadar seksisin ki, insanlar geçerken telefonunun fişini çekiyor. Open Subtitles إذا، أنت جذاب جدا لدرجة أن الناس يفصلون هاتفك عن الشحن
    Yeraltı sularını o kadar kirletmişler ki buradaki tarım arazileri işe yaramaz. Open Subtitles لوثت جداول الماء لدرجة أن الأراضي الزراعية هنا لا نفع لها هنا
    Seneler boyunca o kadar ölüm gördüm ki sahiden uyuştum. Open Subtitles ‫لقد أحاطتني كثرة الموت ‫لوقت طويل. ‫لدرجة أن مشاعري تبلّدت.
    o kadar büyük ki, hapşırman bile kanamasına neden olabilir. Open Subtitles إنّه كبير جدّاً لدرجة أن العطسة الواحدة قد تجعله ينزف
    Yani o kadar seksisin ki, insanlar geçerken telefonunun fişini çekiyor. Open Subtitles إذًا، أنت مثير للغاية لدرجة أن الناس يفصلون هاتفك من الكهرباء؟
    Melekler o kadar nadirdir ki neredeyse kimseye görünmezler, demiştin. Open Subtitles قلت إن الملائكة نادرون، لدرجة أن أحداً لم يرهم تقريباً.
    Yani o kadar seksisin ki, insanlar geçerken telefonunun fişini çekiyor. Open Subtitles إذًا، أنت مثير للغاية لدرجة أن الناس يفصلون هاتفك من الكهرباء؟
    Kuantum ışınlanma çok daha çabuk ilerleme kaydedebilir; öyle ki, kediniz ne fizikçilerin ne de kutuların var olmadığı daha güvenilir bir gökadaya kaçabilir. TED التخاطر الكمي قد يتقدم كثيرًا، لدرجة أن قطتك يومًا ما قد تهرب إلى مجرة أكثر أمنًا، حيث لا يوجد فيزيائيون ولا صناديق.
    öyle ki ortalama bir öğrenci için ek bir öğretim yılı gibiydi. TED كثيراً؛ لدرجة أن هذا كان مثل عام دراسي إضافي للطالب العادي.
    Senden nefret ediyor. öyle ki seni öldürmek için her şeyi yok edecek. Open Subtitles إنه يكرهك، لدرجة أن يدمر كل شيء كي يقتلك.
    Anneyi felç veya kör edecek kadar riskli. Open Subtitles حسناً . خطره بمافيه الكفاية لدرجة .. أن الأم سينتهي بها الحال مشلولة أو عمياء
    Ancak hiç, bir şeyi her şeyinizi feda edecek kadar çok sevdiniz mi? Open Subtitles لكن هل أحببت أبدا شيئ كثيرا جدا لدرجة أن تضحي بأى شيئ من أجله؟
    Cenazeye gitmem, onları, babamı öldürecek kadar mı kızdırdı ? Open Subtitles هل ذهابى للجنازة أغضبهم لدرجة أن يقتلوا أبى ؟
    Umurumda değil. Yani, umurumda, ama ayrılmamıza neden olacak kadar değil. Open Subtitles لا يهمني ، أعني أنه يهمني لكن ليس لدرجة أن نفترق بسببه
    Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar, öylesine ki aldığınız iki nefesten biri okyanustan geliyor. TED تطلق العوالق والكائنات المجهرية الأكسجين في الجو، لدرجة أن كل نفس آخر تأخذه يأتي من المحيط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more