| Burada bir sürü erkek çocuk var. Bu işimizi çok zorlaştırıyor. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الأولاد هناك هذا يجعله صعب جداً بالنسبة لنا |
| Evet çocuklar canavarın gidişiyle bir sürü yeni başvuru aldık. | Open Subtitles | حسناً يا شباب، برحيل الوحش، لدينا الكثير من طلبات التقديم |
| Elimizde Çok fazla bilgi var; bunu nasıl düzenleyeceğimizi bilmiyoruz. | TED | لدينا الكثير من المعلومات, نحن لا نعرف كيف نبدأ بترتيبها. |
| Görüyorsun ya, mesela sen ve ben Çok fazla ortak noktamız var. | Open Subtitles | انظري الاَن، أنا وأنتِ على سبيل المثال لدينا الكثير من الأمور المشتركة |
| Gerçekten iş yapmazlar, sadece her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak isterler ki bu da rahatsız etmektir. Ve dünyada birçok yönetici var şu anda. | TED | هم لا يقومون بعمل حقيقي لذلك يتوجب عليهم التأكد من ان الآخرين قاموا بالعمل , وهو المقاطعه ونحن لدينا الكثير من المديرين في العالم الآن. |
| Şimdi, sakıncası yoksa, yapmamız gereken temizlik çok şey var. | Open Subtitles | و الآن إذا لم تمانعى لدينا الكثير من التنظيف لنفعله |
| Buna paralel olarak yaratıcılığın nasıl işlediğini ve yeniliği tetikleyen şeyi araştırmak için çok sayıda yeni araçlarımız var. | TED | بالتوازي، لدينا الكثير من الأدوات، أدوات جديدة الآن لدراسة كيف يعمل الإبداع وما هو الذي يشجع على الابتكار. |
| Okurlarımızdan kızın bulunup bulunmadığıyla ilgili bir sürü soru geldi. Hayır. | Open Subtitles | لدينا الكثير من استفسارات القراء يريدون ان يعرفوا ماان وجدت الفتاة |
| ..vıdı vıdı tartışıyoruz, ama yapacak bir sürü işimiz var, | Open Subtitles | ونكرر الهراء ذاته ولكن لدينا الكثير من الأعمال لنقوم بها |
| Harika şimdi peşimizde bir sürü kasabalı, köylü, dağlı inancı var. | Open Subtitles | الآن لدينا الكثير من المواطنين، هيك القديمة، بسيطة، الألمانية تطارد لنا. |
| Vay, vermemiz gereken bir sürü karar var, değil mi? | Open Subtitles | رباه ، لدينا الكثير من القرارات ، أليس كذلك ؟ |
| Kitapta insanların ilgisini çekecek bir sürü haber var. | TED | لدينا الكثير من الحكايات الصغيره في الكتاب. |
| Ve bir sürü karmaşık kimya oluşturmakta kilit nokta sadece köpürtmek. | TED | والفكرة الأساسية هى أن يكون لدينا الكثير من الكيمياء المعقدة تنزاح جانبا. |
| Evet, Çok fazla aşk meşk vardı ama sevgi yoktu. | Open Subtitles | أجل ، كان لدينا الكثير من الحب لكن بدون إعجاب |
| Gerçek şu ki, Lester, Çok fazla ortak yanımız var. | Open Subtitles | الحقيقة هي يا ليستر, أنّ لدينا الكثير من القواسم المــشتركة. |
| Elimizde Çok fazla muhteşem sağlık istatistiği var. | TED | لدينا الكثير من الاحصاءات الصحيه العظيمه. |
| Fakat ben tüm bu ihtilaflara rağmen yine de birçok ortak yanımızın olduğu kanısındayım. | TED | لكني أعتقد أن ذلك في الواقع، رغماً عن فوارقنا، لدينا الكثير من المشترك حقاً. |
| Bak, Wraith gittiğine göre, daha araştırılacak çok şey var. | Open Subtitles | إنظروا .الريث مات ، و لدينا الكثير من الابحاث لعملها |
| Gelecek yılın skeci için çok malzeme çıktı. | Open Subtitles | لدينا الكثير من المواد الجيدة لمشهد السنة القادمة. |
| Yapacak çok işimiz var. | TED | لدينا الكثير من العمل الذي يتعين القيام به. |
| Ayrıca, sizin de gördüğünüz gibi, bir çok kaba sakinimiz var. | Open Subtitles | و فوق ذلك, لدينا الكثير من السكان الوقحين كالذين شاهدتهم اليوم |
| Elbette. Burada çok kişi çalışıyor olabilir ama biz büyük bir aileyiz. | Open Subtitles | بالطبع، لدينا الكثير من الموظفين لكننا عائلة كبيرة وسعيدة |
| İşte bu yüzden yaptığımız şu: pek çok farklı datayı birleştiriyoruz, | TED | لذا، ماذا فعلنا: لقد اندمجت لدينا الكثير من مجموعات البيانات المختلفة. |