"لفتح" - Translation from Arabic to Turkish

    • açmak için
        
    • açmaya
        
    • açacak
        
    • açmanın
        
    • açıp
        
    • açmayı
        
    • açman
        
    • açmam
        
    • açabilecek
        
    • açan
        
    • açmama
        
    • açması
        
    • açmamız
        
    • açıyor
        
    • açarken
        
    O herifi karga tulumba buradan çıkarın... kapıyı açmak için de kafasını kullanın. Open Subtitles أريدكم أن تحملوا هذا الشخص ,و تلقون بة في الخارج,استخدموا رأسة لفتح الباب
    Tamam, biliyor musun, duvarda boşluk açmak için ateş toplarını kullanırsın. Open Subtitles حسنا، تعرف ماذا، إستعمل كراتك النارية لفتح فتحة في ذلك الحائط.
    Zihinlerini açmaya hazır olan herkes, senin Kheb'e ilk geldiğinde yaptığın gibi. Open Subtitles أي واحد مستعد لفتح عقلة مثلما فلعت عندما جئت أول مرة لخب
    Biri buralarda adamakıllı bir yuva açacak olsa anında köşe olurdu. Open Subtitles لو قام بعضهم بوضع برنامج لفتح روضة نموذجية هنا للرعاية النهارية
    Böyle güzel bir şampanyayı özellikle de bunun gibi sınıflandırılamaz bir Fransız şampanyasını açmanın özel bir sırrı vardır. Open Subtitles لكن هناك سر لفتح الشمبانيا خصوصاً إذا كانت شمبانيا فرنسية رفيعة المستوى كهذه
    Bu şişeyi açıp içine gömülmek istememin sebebi senin bize yaptıkların. Open Subtitles سبب رغبتي لفتح هذه القنينة والإنغماس فيها هو ما فعلتِه بنا.
    Tornavidayı konzerve kutularını açmak için kullandıysa, içindeki yemekten birazının bulaştığını düşünmüştüm. Open Subtitles ظننت أنّه لو إستخدم المفكّ لفتح العلب لربّما علِق بالطعام ، أيضًا
    Cesare Borgia hacılaryolunu açmak için Marino'daki türbeye doğru ilerliyor. Open Subtitles تشيزري بورجيا متجه نحو المزار في مارينو, لفتح طريق الحجاج.
    Hesap açmak için en az 100 dolar yatırmanız gerekiyor biliyorsunuz değil mi? Open Subtitles تعلم بأنك تحتاج إلى 100 دولار على الأقل لفتح حساب عندنا، صحيح ؟
    Yürüyüp geçtiğim kapıları açmak için hayatlarını bile feda etmiş olanların omuzlarında durduğum gerçeğini çok takdir ediyorum. TED أنا ممتن للغاية لحقيقة أنني الآن أحذو حذو أولئك الذي ضحوا بحياتهم لفتح الأبواب التي مررت من خلالها.
    Ağzını açmak için fazla uzağa gidemez. Open Subtitles هو لن يدخل بعيدا هناك بما فيه الكفاية لفتح فَمه
    Ben neyi kanıtladığını anlamadım. Ancak o şeyi açmak için kuvvetli bir el gerekli. Open Subtitles لا أرى ماذا يثبت ذلك، عدا أنك كنت تريد يداً قوية لفتح ذلك الشئ
    Bunu başarmak için, rehin alanlarla iletişim hattı açmaya hazırız. Open Subtitles ولكي نحقق هذا نحن مستعدين لفتح قنوات إتصال مع خاطفيهم
    Modaya ilgisi vardı ve Lower Manhattan'da bir dikim fabrikasında çalıştı, ta ki kendi giyim mağazasını açmaya yetecek parayı biriktirene kadar. TED كانت شغوفة بالموضة وعملت في معمل خياطة في جنوب منهاتن، إلى أن ادخرت ما يكفي من المال لفتح متجرها الخاص للملابس النسائية.
    Sonra, Jade ve Pearl çatı katına çıkıp kasayı açacak. Open Subtitles ثم جايد و بير سيذهبان إلى السقف لفتح الصندوق المؤمن
    Ketçap açmanın kolay bir yolu olmalı. Open Subtitles لا بد أن تكون هناك طريقة أسهل لفتح الكاتشب.
    Mini barı açıp 10 dolarlık Tobleron'lardan yeme özgürlüğü. Şimdi kim müstehzi davranıyor? Open Subtitles الحرية لفتح ثلاجة الغرفة وتناول شيكولاتة بقيمة 10 دولارات الآن من هو الطريف؟
    Japonlar, Bangkok-Rangoon hattını Mayıs ortalarında açmayı istiyorlar. Open Subtitles هنا تقريباً كما تعرف , اليابانيين يهدفون لفتح خط بانكوك
    O kutuyu açman ise tüm beş topluluğun da simülasyonunu geçmekle mümkün oluyor. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لفتح هذا الصندوق هو عن طرق النجاح في محاكاة الفصائل الخمس.
    Bu da demek oluyor ki üç tane daha fabrika açmam gerekiyor. Open Subtitles مما يعني أني سأضطر لفتح ثلاثة مصانع أخرى بأقل تقدير
    Bence oraya kesinlikle gitmeliyiz çünkü orada bir ordu açabilecek kadar çok şey var. Tanrı... Open Subtitles يجب أن نذهب هناك لوجود مؤن كثيرة كافية لفتح متجر للفوائض العسكرية..
    Buzdolabının üzerinde çocuk kilidi olan dolapları açan bir magnet vardı. Open Subtitles هناك مغناطيس على البراد انهم يستخدمونه لفتح الخزائن المقفلة لأجل الاطفال
    Yatılı okula ve üniversiteye gittim bunlar ilk başta beni çok rahatsız hissettirdi ama benim yeni dünyalara kapı açmama vesile oldular. Open Subtitles و ذهبت إلى مدرسة داخليه و إلى الجامعه تلك الأمور كانت غير مريحه في البداية و لكنها ساعدتني لفتح أبواب لعوالم جديدة
    O yüzden Sydney çantayı onun açması lazım. Open Subtitles لذا، سدني، أنت ستحتاج للحصول عليه لفتح الحالة لك.
    Eğer Guerrero'yu kurtarmak istiyorsak o çantayı açmamız gerek. Open Subtitles الخاصه بي لم تنتهي بعد نحن بحاجة لفتح هذه الحقيبة
    Evet, bunu sürekli yapıyor. İştahını bu şekilde açıyor. Bekle. Open Subtitles أجل، دائماً ما تفعل ذلك، تلك طريقتها لفتح الشهية
    Şifre buydu, Bay Plummer çantasını açarken şahit olmuştum. Open Subtitles ذلك كان الرمز. رأيت السيد بلومير إستعمله لفتح الحقيبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more