Bunu tüm hayatım boyunca biliyordum ve herkesten sakladım ama artık dayanamıyorum. | TED | لقد علمت هذا طوال حياتي، لقد أخفيته عن الجميع، لكن لا أستطيع فعل ذلك بعد. |
Şimdi, bu büyük bir sorun olmazdı ama Anna'nın oğlunun özel ihtiyaçlı olduğunu biliyordum. | TED | وغير ذلك، لقد علمت أن ابن آنا من ذوي الاحتياجات الخاصة. |
Eninde sonunda bulacağımı biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت أنني ساجد طريقاً عاجلاً أم آجلاً |
Kusura bakmayın efendim, ama baba olacağımı daha yeni öğrendim. | Open Subtitles | مع أحترامى لك سيدي لقد علمت للتو أنى سأكون أباً |
Onun suçunu biliyordun ve sır tutan bir adam güvenilmez biridir. | Open Subtitles | لقد علمت بذنبها و الرجل الذي يحتفظ بالأسرار هو رجل غامض |
Şimdi de duydum ki Marc girebilsin diye programdan çekilmişsin. | Open Subtitles | والآن لقد علمت انكِ تنازلتِ.. حتى يُمكن لـ مارك الإنضمام؟ |
Bunun çılgınlık olduğunu başından beri biliyordum ama kaybedecek çok şeyim de yoktu, Gabriel. | Open Subtitles | لا, لقد علمت منذ البداية أنه جنون و لكن لدي القليل جداً لخسارته |
Kolyenin özel olduğunu biliyordum! Anladın mı? | Open Subtitles | لقد علمت ان هناك شيء مميز بعقدك هل رأيت ما اعنيه؟ |
biliyordum! Bu gizli ışık! | Open Subtitles | اريالوس بالو نيتوريل لقد علمت هذا انه الضوء المقدس |
63'teki cinayetlerin, 33'tekileri işleyen kişi tarafından işlendiğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت أن الجرائم عام 1963 كانت عن طريق نفس الشخص في 1933 |
Seninle karşılaşacağımı biliyordum. Yanıt istiyorum tatlım. | Open Subtitles | لقد علمت أننى سأجدك أريد إجابات أيتها اللعوب |
İnsanları korkutabileceğini biliyordum. Demek istediğim ben bile korktum. | Open Subtitles | لقد علمت أنها سترعب الناس أقصد أنني أنا ارتعبت في البداية |
Ben bu olacağını biliyordum. Onları peşine lazım. | Open Subtitles | لقد علمت أن هذا سيحصل يجب أن تذهبي خلفهم |
Babamın New York'a geri taşındığını öğrendim, ama aslında bana söylemedi. | Open Subtitles | لقد علمت بأن أبي قد عاد إلي نيويورك ولم يخبرني بذلك |
Annemin mülk edinme hakkı olduğunu öğrendim. | TED | لقد علمت أن أمي كان لديها حق إمتلاك عقار. |
Buluşacaklarını biliyordun. Oturup onları bekledin. | Open Subtitles | لقد علمت أنّهما كانا يتقابلان لقد جلست هناك وانتظرتيهم |
Sana inanmayacaklarını biliyordun. Neden bu kadar zorladın ? | Open Subtitles | لقد علمت أنهم لن يصدقوك لماذا أصريت على ذلك ؟ |
Buralarda yeni kuralacak büyük bir şirketin ilk işçisini aradığını duydum. | Open Subtitles | لقد علمت انة هناك شركة رائعة هنا وتنتظر اول موظف لها |
Steven Bloom'un Meksika'da bir cesedin yok edilmesi için bir ekip istediğini duydum. | Open Subtitles | لقد علمت لتوي أن ستيفن بلوم استدعى فريق انتشال الجثث في مدينة ميكسيكو |
biliyordu ki, ellerimiz korkusuzca ve sonsuza kadar birbirini tutmak için yaratıldı. | Open Subtitles | لقد علمت بأن ايادينا لقد عنت بأن تحمل بعضها البعض دون خوف |
- Vuranın Keyzer Söze olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | ها, خائف من ماذا ؟ . لقد علمت أنه كيزرسوز |
Oğullarıma iyi bir savaşçı olmayı öğrettim. | Open Subtitles | لقد علمت أبنائى أن يكونوا مقاتلين ماهرين |
Hapiste, kendi kendine okuma yazma öğrendi. | Open Subtitles | لقد علمت نفسها القراءة بينما كانت فى السجن |
Bir mikroskoba ilk baktığımda, doktor olmak istediğimi anladım. | Open Subtitles | لقد علمت من المرة الاولى التى نظرت فيها للميكروسكوب انى أريد أن اكون طبيبة |
Anladığım kadarıyla, Air Force One havada yakıt ikmali yapabiliyor. | Open Subtitles | لقد علمت بأن طائرة الرئيس يمكنها التزود بالوقود أثناء تحليقها |