Kafandaki Jolinar olayının, başına gelen en kötü şeylerden biri olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن وجود جولنار فى رأسك كان من أسوأ ما مررت به |
Patlamayı önlemek için darbe emici iç önlemler olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن هناك حقول إخماد داخل السفينة تمنع حدوث الإنفجارات |
Hele bi' dur. Ölüm zamanı 5 hafta önce demiştin değil mi? | Open Subtitles | تمهل لحظة, لقد قلت أن وقت الوفاة حدث قبل 5 اسابيع, صح؟ |
İkimizi de motive eden şeylerin aynı olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أن الأشياء التى دفعتنى هى الأسباب التى دفعتك |
İksir hazır demiştim. İçmesini hiç söylemedim. | Open Subtitles | لقد قلت أن الجـرعـة جـاهـزة لكننـي لم أقـل أبداً جـاهـزة لشـربهـا |
Dedim ki sırlar yalandır. | Open Subtitles | لقد قلت أن الأسرار تمثل كذب |
Dedin ki, burada ayakta kalmanın tek yolu... | Open Subtitles | لقد قلت أن الطريق الوحيد لنجاتيهنا.. |
Ben de senin gülüşünün harika olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت أن لدي ضحكة جميله و قد قلت أنا أن لديك |
Yaş aralığının 25 ile 45 arası olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | حسناً، لقد قلت أن سنك يقع بين الخامسة و العشرين للخامسة و الأربعين |
Zihninin hayatını sürdürüyormuş, düşünüyormuş gibi aktif olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | كيف يفترض أن تقاتل ذلك؟ لقد قلت أن عقلها نشط كأنها تعيش حياتها اليومية |
Son hatırladığın şeyin "ormanda bulunduğun" olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن آخر ما تتذكره هو أنّك كنت في الغابة |
Sen ormanlık, sisli ve tarihi harabelere sahip bir gezegen olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن الكوكب ملئ بالغابات مع بعض الانقاض لمنشآت الإنشنتس |
Bu gecenin mükemmel olmaya ve yeni şeyler denemeye gebe olduğunu söylemiştin... ben de iki taşla bir kuş vuralım diye düşündüm. | Open Subtitles | حسناً,لقد قلت أن الليلة ستكون مدهشة و جربي أشياء جديدة لذا كلانا قام بذلك ولمرة |
Babasının Tourette Sendromlu Norveçli bir satıcı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن أباه كان رجل مبيعات متجول من النرويج مع عائلة التوريت |
- Bu Fransız kahvesi demiştin! | Open Subtitles | لقد قلت أن هذه قهوة فرنسية هذا هو المكتوب على العلبة |
4 yaşında demiştin yalan söyleme. | Open Subtitles | لقد قلت أن عمرها أربع سنوات لقد كنت تكذب |
Anlaşmamız, sadece bir tatlı üzerine demiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن الصفقة كانت أن أجلب لك قطعة حلوى واحدة |
Bunun sadece aklımızda olduğunu söyledin, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | لقد قلت أن كل ذلك يحدث داخل عقولنا فقط هل تتذكر ذلك ؟ |
Herneyse, kasanın kırılmasının imkansız olduğunu söyledin. | Open Subtitles | على كلّ حال، لقد قلت أن خزنتك من المستحيل إختراقها |
- Harika bir geceydi demiştim. - Harika bir geceydi demiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن هذه هى الليلة مثالية لقد قلت أن هذه هى الليلة مثالية |
Dedim ki... | Open Subtitles | لقد قلت أن... لقد قلت.. |
Dedin ki o gece başka bir şey oldu. | Open Subtitles | لقد قلت أن شيئاً آخر حدث تلك الليلة |
Hayal ürünü olduğunu söyledim. Bunların hepsinden korkuyorum. | Open Subtitles | لقد قلت أن الأمر غير منطقي أنا أخاف تلك الأشياء |
Üniversite bitene kadar kalabilirim demiştiniz. | Open Subtitles | لقد قلت أن بوسعي البقاء حتى إنهاء دراستي الجامعية. |
Tiberius'ın yaralarının iyileştiğini söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أن جروح (تايبيريس) حديثة |
Müfettiş, bulduğunuz parmak izlerinin Bayan French, Janet McKenzie ve mahkum Leonard Vole'a ait olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | أيها المفتش ، لقد قلت أن بصمات الأصابع الوحيدة التى وجدتها كانت لمسز فرينتش و جانيت ماكنزى و مستر فول |