"للعب" - Translation from Arabic to Turkish

• oynamaya
• oynamak
• oyna
• oynayacak
• oynayın
• oynama
• oynayalım
• oynayabilir
• oynayacağım
• Oyuna
• oynamanın
• oynar
• oyunu
• oynuyor
• oynayacağız

7 yaşındaydım, ve beni arka bahçelerinde basketbol oynamaya davet etmişti.
كانت لدي 7 سنوات وقام بدعوتي للعب كرة السلّة أمام منزله

Şimdi sıra geleneksel Doğu Avrupa düğün oyunlarını oynamaya geldi.
الأن حان وقت للعب ألعاب زفاف من تقاليد اوروبا الشرقية

Burs almak, üniversite takımında oynamak ve gençler liginde koç olmak.
.لا أعرف .نأخٌذ منح للعب فى الجامعة وبعدها نٌدرب فرق صغيرة

Bugün hava güzel. Siz çocuklar dışarıda oynamak istemediğinize emin misiniz?
انة يوم جميل , هل تريدون الذهاب للعب فى الخارج ؟

Büyük oyna koca kahraman, yapabilirken.
للعب لعبة الرجل الضخم متناسق الجسم التى تستطيعها

Daphne, tekrar Mustanglar için oynayacak olman çok iyi olmuş
دافني، من الجيد رؤيتك تعودين مجددا للعب مع فرق المستانقز.

Çocuklar, size patronumun beni bu gece poker oynamaya davet ettiğini söylemiş miydim?
هل أخبرتكم يا رفاق ، أنّ المدير خاصتي دعاني للعب القُمامر معه الليلة؟

Maddox hakkında tek bilinen bir yaşlının daha parkta satranç oynamaya gittiği.
ما يتعلق بمادوكس هو فقط كرجل عجوز ذهب للعب الشطرنج في الحديقة

Şimdi, sadece hızlı bir brifing ve biz oynamaya hazırsınız.
حتى الآن ، هذا فقط مؤتمر سريع ونحن مستعدون للعب.

Pekâlâ sınav çocukları kim ölüm kalım oyunu oynamaya hazır?
حسناً يا فتية الأسئلة من مستعد للعب الحياة أم الموت؟

Dışarı çıkamıyordum teneffüste biraz basketbol oynamaya kalksam içeri girdiğimde bayılacakmış gibi hissediyordum.
لم أستطع الخروج للعب كرة السلة وقت الراحة المدرسية دون أن أشعر كأنني على وشك الإغماء عند عودتي للداخل.

İşte bu yüzden son sıradayız, çünkü oynamaya değer vermiyoruz.
و لهذا فنحن متأخرون. لأننا لا نعطي قيمة للعب.

Dostluk maçı oynamak istediklerini ifade ettiler. Kazanmalarına izin verelim!
وعبروا عن رغبتهم للعب مباراة ودية لذلك دعوهم يتغلبون عليكم

İçinizden benimle parka gelip satranç oynamak isteyen var mı?
هل يريد أحدكم الذهاب إلى الحديقة للعب بعض الشطرنج معي؟

Sinir sisteminin işleviyle oynamak için yapılan girişimlerin geçmişi uzun ve meşhurdur.
إن تاريخ المحاولات للعب بوظائف نظام الخلايا العصبية هو طويل وشهير .

Neden ara vermiyorsun gel biraz top oyna Bana bir kaç hareket göster.
لماذا لا تستريحين وتأتين للعب ببعض الكرات؟ أرني بعضهم يتحرك

Oyun oynayacak zamanım yok. Sadece ne demek istediğini söyle.
ليس لدي وقت للعب أخبرني ماذا تحاول أن تقول فحسب

Odanıza gidip oyun oynayın hadi, çocuklar.
فلنذهب للعب في غرفتكم أيها الأولاد ، هيّا

Pat Cash'le oynama fırsatımız oldu, bir de Wayne Arthurs vardı.
حصلنا على فرصة للعب بات النقدية. كان لدينا أيضا وأين ارثرز.

Kapı çalıp kaçmaca ya da başka birşey oynayalım mı?
هلا ذهبنا للعب دنغ دونغ دتش او ما شابه ؟

Bu sabah, Whitey'e yeniden oynayabilir miyim diye soracağım.
هذا الصباح, سألت وايتـي اذا كان يمكنني ان اعود للعب مرة اخرى

Biliyorsunuz, anne olacağım. Fit kalacağım, korta geri dönüp tenis oynayacağım ve moda işime de devam edeceğim.
من الواضح أنيّ سأنجب طفلًا وسأحافظ على لياقتي وسأعود للعب التنس وأستمرفي العمل على خط الأزياء خاصتي.

Oyuna 17 yaşında bir yedekle başlamak zorundalar..
مما اظطرهم للعب بلاعب احتياط بعمر 17 سنة

Bu okula girmeden, senin burada oynamanın bir yolu yok.
لا يوجد طريقة للعب ليس هنا ليس في هذه المدرسة

Eve gitmek ister misin, içme oyunu oynar belki cicişlere dokunuruz.
هل تريدين العودة إلى المنزل، للعب لعبة النقر، و اللمس ربما؟

Ülkenin her yanından kumarbazlar burada toplanıp oynuyor.
المقامرين من أنحاء البلاد يجتمعون هنا للعب.

Top oynayacağız. Adama ihtiyacımız var. Gelmek ister misin?
أنا ذاهب للعب لكننا نحتاج شخص أخر هل تريد الذهاب؟