Kamyonetini ormana doğru sürdü kimseye de bir şey demedi. | Open Subtitles | قاد شاحنته فقط إلى الغابة ، لم يقل شيئا لأحد. |
Siyah şapkalı bir şey demedi... Öylece silahını çıkardı ve bam! | Open Subtitles | .صاحب القبعة السوداء لم يقل شيئاً .أخرج فحسب سلاحه وأطلق النار |
Jack Sommersby bana hayatı boyunca güzel bir söz Söylemedi. | Open Subtitles | جاك ساميرز بي لم يقل في عمره كلمة لطيفة لي |
Söylenmesi gereken her şeyi Söylemedi ama en azından dile getirildiği için mutluyduk. | Open Subtitles | لم يقل كل ما وجب قوله لكننا كنّا سعداء أنه قيل على الأقل |
Ziyaret edeceğini söylememişti. Karşılaşırız demişti. | Open Subtitles | أنه لم يقل أنه سيزورني لقد قال فقط أننا سنتقابل |
Biliyorum her zaman doğruyu söylemiyor ama bana karşı çok nazik. | Open Subtitles | أعلم أنه لم يقل الحقيقة دائماً لكنه لطالما كان لطيفاً معي |
Hayatı boyunca tek kelime etmedi ama şimdi çenesi kapanmıyor. | Open Subtitles | إنه لم يقل كلمة فى حياته.الآن إنه لا يصمت أهلا ماكس |
Peki, baban demedi, orasını uydurdum, ama yine de korkaksın. | Open Subtitles | حسنا , لم يقل ذلك .. لقد ألفتها لكنك خوّاف |
Aslında öyle demedi. Kaza anonsudur. 81 nolu Müdahale Aracı ve 3. | Open Subtitles | لم يقل ذلك تواً حادث , الشاحنة 81 , الفرقة 3 ميلز |
- Babam bana bu konuda bir şey demedi. - Epey çalışmıştım. | Open Subtitles | أبي لم يقل لي أي شىء أفكر في الأمر من مدة طويلة |
Fahişe demedi. Ben Ricky'yi geçireyim. | Open Subtitles | هو لم يقل بغايا , انا سأخذ ريكى الى الخارج |
Mesela Profesör Frank, uzunca bir süre Hiçbir şey demedi. | Open Subtitles | بروفيسور فرانك مثلًا لم يقل شيء منذ فترة طويلة |
Yüzbaşı kılık değiştirin demedi. | Open Subtitles | لكن القائد لم يقل أي شئ حول الذهاب متنكرين |
Ben deli değilim. Hiç kimse senin deli olduğunu Söylemedi.Randy. | Open Subtitles | ـ لست مجنونا ـ لم يقل احد انك مجنون راندي |
"Hala sokaklarda yürüyen insanlar vardı, kimse bir şey Söylemedi. | Open Subtitles | كان هناك أُناس يتحركون في الشارع لم يقل أحدهم شيئا |
Kimse listeyi çalmanın kolay olacağını Söylemedi; ama bunu yine de başarabiliriz. | Open Subtitles | لم يقل أحداً أن سرقة القائمة آمر هين لكن سنستطيع إنجاح الأمر |
İlk yılın bu kadar hızlı geçeceğini kimse söylememişti. | Open Subtitles | لم يقل أحد من قبل أن مبتدأ منذ سنة يذهب بهذة السرعة |
Hiç kimse, bak bu bir devrimdir, bu çok büyük bir olaydır ve seni birçok bireysel açıdan da etkileyebilir gibi şeyler söylemiyor. | TED | إذ لم يقل أحد، اسمعوا، إن هذا الأمر غاية في الأهمية، إنها ثورة، ومن الممكن أن يؤثر عليكم وبطرق شخصية جداً. |
Öyle olsa bile söylemiyor. Aslında tutuklandığından beri tek kelime etmedi. | Open Subtitles | فى الواقع ، إنه لم يقل كلمة واحدة منذ ان قبض عليه |
Ayrıca bana savaştan döndüğünde yatağını daha fazla ıslattığını söyledi ve kahkahalarla güldü. | Open Subtitles | هو لم يقل لي أنك رجعت من الحرب تبلل فراشك، وهو يضحك وقتها |
Başta Hiçbir şey Söylemedi. Ben zorladıktan sonra konuştu. Tamam. | Open Subtitles | هو لم يقل أي شيء كان هذا فقط بعدما حثثته |
Ona binlerce kez sordum ama hiç anlatmadı. | Open Subtitles | سـألته مرات عديدة عن السـبب ولكنه لم يقل السـبب |
Bu kadar zırvalayacağına neden öyle demiyor? | Open Subtitles | لماذا لم يقل أنها أشرقت، بدلاً من كل هذا الهراء؟ |
Sonrasında adam kaybolmuş. Nereye gittiğini veya neden gittiğini söylememiş. | Open Subtitles | بعدها رحلب، لم ينطق بكلمة لم يقل لأين سيذهب ولماذا |