"ليسَ لدي" - Translation from Arabic to Turkish

• yok

Baba, bir sorunum var, ve senden başka konuşabilecek kimsem yok.
لدي مُشكلَة يا بابا و ليسَ لدي من أُكلمهُ غيرُك

Ama onu izleme şansım yok, ve ona nasıl ulaşabileceğimi bilmiyorum.
لكنني طردتُها، و ليسَ لدي فِكرَة كيف أتصلُ بِها

Metresiniz olmak gibi bir niyetim yok Bay Wyatt.
السَيد وايت ليسَ لدي أي نِيه لأكُون عشِيقتَك

Ne yaptığım hakkında en ufak fikrim yok ama gerçekten ama gerçekten iyi yaptığımı biliyorum.
ليسَ لدي أدني فكرة عما أفعله ولكني أعلم بأن أفعله وأتقنه أيمـا إتقان

O insanlar kimdir, hiçbir fikrim yok ama...
لنفوز بها بمنافسة المحليات ليسَ لدي فكرة عن ماهية هذان الإثنان

Keşke iyi haberlerim olsaydı ama yok.
أتمنى لو أن لدي أخبارًا جيدة لكن ليسَ لدي

Biliyorum. Bu konuyu konuşacak başka kimsem yok.
أنا اعلم , أنا فقط ليسَ لدي أحد لأتكلمَ معه.

Başka kız arkadaşım yok, sadece sen varsın.
أنا ليسَ لدي أيُ صديقة حميمة أخرى. أنتِ صديقتي الحميمة الوحيدة.

- Kimsenin metresi olasım yok artık.
ليسَ لدي أي أهتمام بأن أكون العشيقة السرية بعد الأن

Onu burada tutmak için nedenim yok ama onu eve göndermeye de gönlüm razı değil.
ليسَ لدي اي سبب لأبقائها لكن لا أشعر بالأرتياح في إرسالي لها إلى المنزل

Benim memelerim yok! Benim göğsüm var Gördün mü?
ليسَ لدي أي أثداء لدي صَدر، ترينَه؟

Ve bunu senin almanla bir derdim yok.
و ليسَ لدي مُشكلَة في تسلمِكَ ذلك

Bu konuda yapabileceğim bir şey yok.
ليسَ لدي ما أفعلهُ حيال ذلكَ يا رجُل

Müdür Glynn, Giles kelepçelenmeden içeri sizi almamamı söyledi. Bekleyecek zamanım yok.
ما لَم يكُن جايلز مُقيَّداً - ليسَ لدي الوَقت للانتظار -

Fazla zamanım yok.
انظُر، ليسَ لدي الكثير منَ الوَقت

Haklı. Ona karşı bir yaptırımım yok.
إنهُ مُحِق، ليسَ لدي سُلطَةٌ عليه

Elimde hiçbir kanıt yok, ama içimden bir ses
ترى، ليسَ لدي أي إثبات، لكن لديَ شعور

- Gidecek yerim yok.
التي كانت في جولة - ليسَ لدي مكان لأذهب إليه -

Tabii benim oğlum yok.
بطبيعةِ الحال، ليسَ لدي أيُ أبناء.

Haklısın sen, hiç sıkıntı yok. Ne işim var, ne evliliğim, ne de hayatım.
ليسَ لدي وظيفة ولا زواج ولا حياة