Bu Maria'nın suçu değil. Mary'nin kuzusu olduğunu bilmiyor olabilir. | Open Subtitles | ليس خطأ ماريا كونها لاتعرف أنه كان لماري حمل صغير |
Bu, kimsenin suçu değil Simon. O, ne yaptığını bilmiyordu. | Open Subtitles | ان ذلك ليس خطأ احد يا سايمون هو فقط لم يكن يعلم ماذا يفعل |
Bu kimsenin hatası değil, senin hatan. O silahla ne yapıyorsun? | Open Subtitles | حسناً, أخبرتكِ أن تُبقى فمكِ مغلقاً هذا ليس خطأ أحد سواكِ |
- Bu Şerifin hatası değil kabile polisi ona anlatmadı. | Open Subtitles | إنّه ليس خطأ الشريف . أنّ شرطة المحميّة لم تخبره |
Nina bu herifte bir şey var. Bu bir hata değil. | Open Subtitles | هناك شىء حول هذا الرجل هذا ليس خطأ |
Fetiş sitesi bu. yanlış değil. Bu da ortada bir konu. | Open Subtitles | إنه موقع جنسي وكما أن الآمر ليس خطأ وإنما منطقه بينيه |
Bu, kimsenin suçu değil Simon. O, ne yaptığını bilmiyordu. | Open Subtitles | ان ذلك ليس خطأ احد يا سايمون هو فقط لم يكن يعلم ماذا يفعل |
Sanırım kader bizim aleyhimize. Kimsenin suçu değil, değil mi bu? | Open Subtitles | أعتقد أنه أمر مقدّر، إنه ليس خطأ أحدنا ، صح؟ |
İyi de bunlar, Tanrı'nın suçu değil ki. Aynı anda her yerde olamaz. | Open Subtitles | بالطبع هذا ليس خطأ الرب لا يمكنه ان يكون في كل مكان دفعة واحدة |
Bu Stripes'ın suçu değil. O problem değil. Bu benim suçum. | Open Subtitles | انه ليس خطأ سترايبس ليس هو المشكله انه خطأى انا |
Biliyorum, bu Papa'nın suçu değil ama buraya daha önce 2 kere geldi. | Open Subtitles | أعرف بأنه ليس خطأ البابا فهو قد كان هنا لمرتين |
Kocanızın diğerlerinden sırlar saklaması polisin suçu değil. | Open Subtitles | سيدتي ، ليس خطأ الشرطة إذا كان زوجكِ يخفي الأسرار عن الآخرين |
Etraftakileri suçlayıp durma. Bu kimsenin hatası değil. | Open Subtitles | لا تلقى بالتهم جزافاً هكذا هذا ليس خطأ أحد |
Sana çeneni kapalı tutmanı söylemiştim. Bu kimsenin hatası değil, senin hatan. | Open Subtitles | حسناً, أخبرتكِ أن تُبقى فمكِ مغلقاً هذا ليس خطأ أحد سواكِ |
Ve bu kimsenin hatası değil. Kimse birşey yapamaz bu durumda. | Open Subtitles | وهذا ليس خطأ اي احد لانه لا يملك احدا ان يفعل شيئاً |
Normalde buna makine hatası da diyebilirdik. Ama bu makine hatası değil. | Open Subtitles | يعتبر عادة كخطأ من الآلة، لكنّه ليس خطأ من الآلة. |
Nina bu herifte bir şey var. Bu bir hata değil. | Open Subtitles | هناك شىء حول هذا الرجل هذا ليس خطأ |
Bu kasıtsız değil, bu bir hata değil, bu bir gözden kaçırma değil. | Open Subtitles | لذا هو ليس غير مقصود إنه ليس خطأ |
Aslında, o oyunla yapmaya çalıştığın şey yanlış değil. | Open Subtitles | اعني, في قلب ما كنتم تريدون محاولة فعله في هذه اللعبة, ليس خطأ |
İyilik gerçekten iyi değil, kötülük gerçekten yanlış değil dipler o kadar da güzel değil. | Open Subtitles | الخير ليس جيد حقاً والشر ليس خطأ حقاً |
Bay Darcy'nin bir suçu yok, baba. | Open Subtitles | لكن الأب، فإنه ليس خطأ السيد دارسي. |
- Oh hayır, hayır, hayır, bu senin hatan değil. | Open Subtitles | - أوه لا، لا، لا، فإنه ليس خطأ الخاص بك. |
Senin suçun değil ki Stefan. Kimsenin suçu değil. Olacak olan, oluyor. | Open Subtitles | ليس خطأ أحد، أتعلم ، هو ما هو. |
Eminim ki bu kimsenin hatası değildi. Eğer hasta iseniz, yapılacak başka bir şey yok. | Open Subtitles | بالطبع ليس خطأ أحد يا سايمون، يا ألهي لا يمكنك أن تمنع المرض. |
Seni eve bırakalım, olur mu? Ufaklık, ablanın suçu değildi. | Open Subtitles | لنوصلك للمنزل انهُ ليس خطأ اختُك |
-Asla kimsenin suçu değildir! | Open Subtitles | ليس خطأ أحد دائماً؛ إنه دائماً ذنب شخص آخر |