"مال" - Translation from Arabic to Turkish

• para
• parası
• param
• paran
• parasını
• Mal
• parayı
• paraya
• parayla
• paradan
• paraları
• paranı
• paranın
• paranız
• parasından

Yani, yoksulluğu bitirmek için sadece yoksullara elden para vermek istediğini söylüyorsun.
تعني أنك تريد أن يحصل الفقراء على مال أكثر للقضاء على الفقر.

Oyuncakları almalarına izin ver ama onlara para ödeme kurallarını mutlaka öğret.
،دعيهم يأخذوا الألعاب التي يريدوها ولكن، تأكدي من أن تعطيهم مال للتعليم

Bankanın içine girdiğimde içeride hiçbir şey yoktu. - para mara yoktu.
ذهبت لداخل المصرف ولم يكن هناك أي شيء، لا مال لا شيء

-Dün akşam parası vardı. Belki tavla oynadı. -Öğrenmeye çalış.
لقد كان يملك مال كافي الليلة الاضية ربما كان يقامر

- Hiç param yok. - O zaman yemezsin. İşler böyle yürür.
ـ ليس بحوزتي مال ـ إذاً، لن تأكل شيئاً، هكذا تجري الأمور

Kız arkadaşın yeterince paran olmadığı için seni terk etti.
لذا صديقتك نبذك لأنما كان عندك بما فيه الكفاية مال

Her aç insanı doyurur her zengin insanın parasını alırdım
أنا أَغذّي كُلّ شخص جائع وآخذ مال كل شخصِ غنيِ

Bir kenara yaz Mal, Noel'de Berlin'deyiz. Yakında buradan ayrılacağız.
سجّل كلامي يا مال سنصل إلى برلين في عيد الميلاد

Bu zamana kadar daha çok para kazanmak için çalıştık.
نحن جئنا من مكا بعيد للعمل هنا لكسب مال اكثر

Ama ben burada, bitirdiğin zaman para kazanabileceğin bir işten bahsediyorum.
أنا أعطيك الفرصة للحصول على مال وفير و الوصول لجمهور عريض

İyi para kazanamadık. Ve bu adam olmadan da kazanamayız.
نحن لم نصنع مال حقيقى ولن نفعل بدون ذلك الرجل

Akrabaları olan ve ertesi gün sizi kazıklayacak birine para verir misiniz?
هل ستعطي مال الناس الى أقربائك ؟ من سيخدعك في اليوم التالي؟

Kolay olacağını söylememiştim. Bu bir para meselesiyse... Konu para değil.
انا لم اقل لك ان هذا سيكون سهلا هذة مسالة مال

Bir şeyler var. Çoğu Hattie'nin kuru temizlemeden artırdığı para.
لدي بعض المخزونات و أغلبها من مال الغسيل الخاص بهاتي

Mikser çok ucuzdu. Mikser için bu kadar para almadım.
الخلاط كان رخيصا، لم أحصل على مال كافٍ من الخلاط.

Hayır önce kendim konuşacağım. Artık Ordell'ın parası hakkında daha çok şey biliyorum.
لا ، أريد التحدث معهم أولاً الأن أنا أعرف المزيد عن مال أورديل

Yani adamın güzel bir evi ,parası var değil mi?
اعني الرجل كان في بيت جميل صحيح؟ ولم يسرق مال

Bütün bunlardan önce öğle yemeği için bile param olmazdı benim.
لقد كنت قبل هذا لا احصل على مال للغداء الا بصعوبة

Gecenin sonunda paranızı ödemeye yetecek kadar nakit param olmayabilir.
نحن ربما لا نملك مال كافى لتسديد دينك طوال الليلة

Yeterince param var. Senin yeteri kadar paran olmadığından da değil.
لدي مايكفي من المال ليس انه يمكنك الحصول على مال كافي

O tembel serseme dünyanın tüm parasını harcasan işe yaramaz.
وكل مال الدنيا لن يغير شيئاً في هذا الفتى الكسول.

Fidyeyi toplamaya yetecek kadar Mal mülk yok bu Allah'ın belası kasabada.
لا يوجد هناك مال في كل هذه المدينة اللعينة يكفي لدفع الفدية

Benim karım son derece tutumludur, ev idaresinden artan parayı biriktirir.
سيدي .. زوجتي مدبره جداً. توفر مال خارج تدبير شئوون المنزل.

Bir fahişe nispeten çok daha az paraya çok daha fazlasını veren kadındır.
العاهرة ما هي إلا إمرأة تعقد معها صفقة رائعة0 مقابل مال بسيط نسبيًا

Çoğu Kuzey Koreli ailelerinden ayrılmışlardı ve yeni bir ülkeye vardıklarında hayatlarına parasız ya da çok az parayla başlayacaklar.
العديد من الكوريين الشماليين قد إفترقوا عن عائلاتهم، وحين يصلون إلى دولة جديدة، يبدأون بمبلغ ضئيل أو دون مال إطلاقاً.

Çok paradan bahsediyoruz. Hayatta para en önemli şey değil.
هذا مال كثير نتحدث عنه لكن المال ليس الشىء الأهم

...kâğıt para, dolar ve tüm Avrupa ülkelerinin paraları bulurduk.
مال ، دولارات ، عملات أجنبية من جميع أنحاء أوروبا

Gururumu kırıyorsun! paranı alacağımı mı sanıyorsun?
أَنا اتُهَنُت تَعتقدُي بأنّني سأْخذُ مال منك؟

Evet. paranın bedeli bu. Nasıl kullanacağımızı son kuruşuna kadar düşünmeliyiz.
أجل، إنه مال مقدماً، و يجب علينا أن نخطط لآخر قرش.

Ama hala bir öğrenciyken ve hiç paranız yokken bunu nasıl yaparsınız?
لكن كيف تفعل ذلك وأنت لازلت طالب ولاتملك مال

Yarım parasından çalmak gerçekten çok yanlış.Bunu ben bile biliyorum.
سرقة مال التبرعات خطأ عظيم ، حتى أنا أعرف ذلك