Evet, böyle bir ruhla daha önce karşılaşmadık. Onu neyin öldüreceğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | و نحن لم نلق مثله من قبل، فلسنا متأكدين من كيفية قتله |
Nasıl yapılması gerektiğini bilmiyoruz ama arkadaşların önemli noktalarda bize yardım etti. | Open Subtitles | الآن, نحن لسنا متأكدين من الخطوات لكن أصدقائك ساعدونا.. بعدة مفاتيح أساسية |
Büyük Hadron Çarpıştırıcısının asıl amacı bu Higgs parçacığını görmektir ve biz de olacağından nerdeyse eminiz. | TED | الهدف الأساسي لصدامة الهيدروجين الضخمة.. لرؤية جسيم هيجس ونحن متأكدين الى حد كبير بأننا سنراه. |
Aslında, daire kapısından içeri girdiğinden eminiz. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن متأكدين تماماّ من دخوله عبر هذا الباب لكنه كان مغلقاّ |
Bir tanesi kesin kopmuş ve ötekini de dikebileceklerinden tam emin değillermiş. | Open Subtitles | هو بالتاكيد فقد واحده منهما وهم ينوون استئصال الاخرى لكنهم غير متأكدين |
Nereye gitmek istediğimizi biliyorduk ama oraya nasıl ulaşağımızdan tam olarak emin değildik. | TED | حسنًا، كنا نعرف هدفنا، لكننا لم نكن متأكدين تمامًا من كيفية الوصول إليه. |
Bu insanların ertesi gece gaz ile zehirleneceklerinden emindik. | Open Subtitles | وكنا متأكدين ان الليلة التالية سيتم قتل هؤلاء الناس |
Onu da almış olabileceklerini düşündük ama kesin olarak bilmiyoruz. | Open Subtitles | و نحن نظن أنهم قبضوا عليه و لكن لسنا متأكدين |
Bunu neden yaptıklarını bilmiyoruz. | TED | نحن لسنا متأكدين تماماً لماذا فعلوا ذلك. |
Büyüleyici olan şey ise kanıtlanmış geçmiş kayıtlara rağmen, EKT'nin neden işe yaradığını hâlâ tam olarak bilmiyoruz. | TED | والمثير للدهشة أنّه على الرغم من السجل الحافل لهذا العلاج، إلّا أنّنا لا نزال غير متأكدين تماماً من سرّ نجاحه. |
Ve biz yaşlı bir galaksideki çok genç bir teknolojiyiz, ve teknolojilerin devam etmelerinin mümkün olup olmadığını bilmiyoruz. | TED | ونحن لازلنا حضارة يافعة في مجرة قديمة ، ولسنا متأكدين ما إذا كانت الحضارات تدوم للأبد. |
Gerçek şu ki Kurt'un Kolombiya'ya döndüğünden eminiz. | Open Subtitles | الحقيقة نحن متأكدين جداً بأن الولف يدعم في كولومبيا |
Kadının ruju kayıptı bu yüzden cinayeti aynı adamın işlediğine oldukça eminiz. | Open Subtitles | .. أحمر الشفاه الخاص بها كان مفقود لذا , كنا متأكدين جداً من أنه القاتل ذاته |
Tam olarak kaçırıldığı vakitte birisiyle buluşacağından oldukça eminiz. | Open Subtitles | نحن متأكدين لحد ما من أنها كانت تقابل بنفس وقت اختطافها |
Daha önce onu hiç bırakmadık ama eminiz ki biz evdeymişiz gibi davranacaktır. | Open Subtitles | لم نتركه من قبل ولكننا متأكدين بأنه سيحسن التصرف |
Onun bir güvenlik tehdidi olduğunu söylediler. kesin emin olmasalar birisini öldürtmezlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا أنها تهديد أمني، لن يختاروا أحداً إن لم يكونوا متأكدين |
Ama bilimadamları, gözyaşının nasıl yararlı olduğuna dair hala kesin bilgilere sahip değiller. | TED | ولكن مازال العلماء غير متأكدين كيف ولماذا تكون الدموع نفسها مفيدة على وجه الدقة. |
Her durumda, hayalet bölgesinin bir haritasını çıkarıp içine girene kadar emin olamayız. | Open Subtitles | على اية حال نحن لن نكون متأكدين حتى نخطط قطاع الروح ونغوص بداخلها |
Şu anda, konuştuğunuz kişinin kadın olduğundan bile emin değiliz. | Open Subtitles | في تلك النقطة, نحن لسنا متأكدين من إنها كانت أنثى |
Kongstrup ve ben burada mutlu olduğundan çok emindik. | Open Subtitles | أنا و كنغسترب كنا متأكدين بأنك كنت سعيدة هنا |
Ama bundan kesin eminler. | Open Subtitles | ولكن يبدو أنهم متأكدين جداً بأنها حقيقية |
emin olarak bildiğimiz tek şey evi ara sıra terk etmesine izin veriliyormuş. | Open Subtitles | ولكن مانحن متأكدين بشأنه إنه كان مسموح لها مغادرة المنزل في بعض الأحيان |
Bunu bilemeyiz, Dr Jackson. Bunu göze almanıza izin veremem. | Open Subtitles | نحن لسنا متأكدين من ذلك د.جاكسون لا أستطيع ان اتركك تجازف بنفسك |
Hiçbirimiz geleceği tahmin edemeyiz, ama hakkında bir şey biliyoruz ve bu da plana göre gitmeyeceği. | TED | لا احد يستطيع ان يتوقع المستقبل .. ولكننا نكون متأكدين من شيئ واحد فحسب هو ان الامور لن تسير كما هو مخطط لها |
Eee, genelde teşhisi ben koyarım fakat siz ikiniz istediğinizin bu olduğundan eminsiniz. | Open Subtitles | اكلكم تسألون هذا السؤال لكن هل انتم متأكدين أنكم تريدون |