"مسالم" - Translation from Arabic to Turkish

    • huzurlu
        
    • zararsız
        
    • barışçıl
        
    • Barış
        
    • huzur dolu
        
    • uysal
        
    • barışçı
        
    • sakin
        
    • Quaker
        
    • barışçıldır
        
    • huzur verici
        
    • barışseverim
        
    • barışsever
        
    Bazen sinirlerim geriliyor, kendimi huzurlu bir yerde hayal ediyorum. Open Subtitles بعض الأحيان عندما أشعر بالتوتر أرغب بتصور نفسي في مكان مسالم
    Daha sessiz ve huzurlu bir yer bulurdum kendime, al sandivicini, oku dergini. Open Subtitles لقد وجدت مكان يكون هادئ و مسالم أتناول شطيرة و أقرأ مجلة
    Sana daha önce de söylemiştim, kendisi dünyanın en zararsız insanıdır. Open Subtitles ولكنى اخبرتك من قبل, انه اكثر رجل مسالم فى هذه الدنيا
    Bizler bu felaket iç savaş için barışçıl devrim arayan insanlarız. Open Subtitles نحن شعب مسالم يتطلع لثورة سلمية ضد هذه الحرب الأهلية الكارثية
    Ben Barış yanlısı biriyim, korkak değil. Beni sebepsiz yere suçlayamazsınız. Open Subtitles أنا شخص مسالم ولستُ جباناً لا يمكن ضربي من دون عواقب
    İnsanlara yardım edebileceğimiz huzur dolu bir yere. Open Subtitles تعلمين, مكان مسالم حيث يمكننا مساعدة الناس
    huzurlu bir ortamda toplanmış 12 savaşçıyı, 18 masum insan ve 2 çocuğu öldürmek için kullanılan patlayıcının aynısı. Open Subtitles هي نفس المتفجرات التي أستخدمتها لقتل 12 محارب و 18 مارين بريئين, و طفلين الذين تجمعوا لحضور مجلس شورى مسالم
    Senin ki maviydi. huzurlu, değil mi? Open Subtitles و عندما ارتديته انت كان اللون ازرق, يعنى انك مسالم ,صحيح؟
    - huzurlu bir yer olduğunu, ruhların oraya ait olduğunu. Open Subtitles ،أعلم أن مكان مسالم والمكان الذي تنتمي له الأرواح
    Yüreğim huzurlu ve dünya da gözüme komik bir pire gibi görünüyor. Open Subtitles قبلي مسالم و العالم والعالم يعادل البرغوث بالنسبة لي
    Tatlı, masum, zararsız, yaprak yiyen, güzel gözlü küçük bir geyik. Open Subtitles غزال جميل بريء مسالم آكل للعشب وذو عيون جميلة
    Şu zavallıya bakın. Sadece zararsız bir yolcu. Open Subtitles انظروا الى هذا المسكين, انه مجرد مسافر مسالم .
    Şu anda bu yakışıklı çocuk kadar zararsız biri. Open Subtitles انه الان مسالم كهذا الطفل الصغير
    Maya'ların barışçıl bir ırk olduğu ve ormanda, değişik yerlerde, doğayla uyum içerisinde yaşadıkları düşünüldü. Open Subtitles من المعتقد ان المايا كان شعب مسالم يعيش بانسجام مع الطبيعة منتشر بالغابة
    Madronalılar barışçıl ve gelişmiş bir toplumdur ve binlerce mülteciyi kabul edebilecek kaynakları vardır. Open Subtitles مادروناس مجتمعٌ مسالم و متقدّم بمصادر تقبل آلاف اللاجئين.
    barışçıl bir dünyada, yaşamlarımızı kaybetmemize hiç gerek yok. Open Subtitles في عالم مسالم, نحن لا نريد أن نخسر أرواحنا.
    Biliyor musun, kendimi hep Barış yanlısı biri olarak görmüşümdür. Open Subtitles تعلمين ، كنت دائماً أعتقد أنني شخص مسالم
    huzur dolu ve sessizdi ama sanki içimden elektrik akımı geçiyordu. Open Subtitles كان كل شيء مسالم وهادئ ولكني شعرت كأن الكهرباء تغمرني
    İnsanlara karşı uysal oluşunun yanı sıra, ...tüyleri de çok güzel. Open Subtitles وهو ليس فقط مسالم تجاه البشر ويتمتع بفرو جميل،
    Benim bir barışçı olmamı istediğini Biliyorum; ama Fogler'a da söyledim. Open Subtitles انا اعلم انتي تريدني هادئ مسالم ولكن انا اخبرت فولجر
    Bugün kendinde değil. sakin ve sessiz. Olay çıkarmadı. Open Subtitles هو ليس نفسه اليوم فهو هاديء و مسالم ، غير معقول
    Hayır dedim ya, o bir Quaker. Şiddete karşıdır. Open Subtitles كلا ، أخبرتك أنه مسالم أنه ينبّذ العنف
    Kardeşim barışçıldır! Open Subtitles لنتكلّم؛ يمكننا حلّ الأمر؛ أخي شاب مسالم
    Rayların sesi ve treninin sallanması çok huzur verici. Open Subtitles أنت تعلم صوت الشاحنات المزعج وتمايل القطار إنه مسالم جدا
    Ben sert biri değilim. barışseverim. Open Subtitles أنا لست شخص عنيف أنا مسالم
    Ben barışsever bir insanım, dostum. Open Subtitles أنا مسالم يا رجل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more