| Otursana. Sana bir içki hazırlayayım. Sanırım içkiye ihtiyacın var. | Open Subtitles | اجلس ، سأعد لك مشروب أعتقد أنك في احتياج له |
| Bir içki alacağım. Köpüklü bir şey, B ile başlıyor. | Open Subtitles | أتلقى طلب مشروب ، شيء به رغوة هل هي الجعة؟ |
| Ayrıca öküz gübresinden yapılan bir çeşit içki ama artık yapılmıyor. | Open Subtitles | وهي أيضاً مشروب مصنوع من روث الثور لكن كان هذا قديماً |
| Endişelerine hak veriyorum ama bu Jameikalıların iç enerjilerini gösteren bir enerji içeceği. | Open Subtitles | أحترم مخاوفكَ ولكنه عبارة عن مشروب طاقة يحتفي بالطاقة الحيويّة لدى الشعب الجامايكي |
| Bunu kutlamak için bir şeyler içmeye ya da yürüyüşe çıkmaya ne dersin? | Open Subtitles | أنظر ، لماذا لا نذهب لتناول مشروب أو الذهاب في نزهة للاحتفال ؟ |
| Kahrolası tamponunu değiştir ve bir içki daha al seni manyak kaltak. | Open Subtitles | ,أنت غيرى من أسلوبك اللعين وتناولى مشروب آخر أيتها المجنونة, عاهرة لعينة |
| Onu öpmeden önce bir içki ısmarlamayacak mısın? Seni koca pislik. | Open Subtitles | الأفضل أن تدعوه على مشروب قبل تنحنى له أيها الجبان الضخم |
| Bana gideriz diye düşündüm, son bir içki için havandaysan. | Open Subtitles | فكرت بأن نخرج إلى منزلي في حال أردتي مشروب أخير |
| Bir prensin, burada içki içebilmesi için ne yapması gerek? | Open Subtitles | ماذا على أمير أن يفعل كي يحصل على مشروب هنا؟ |
| Şimdi ona bir içki ısmarlayabilirim. Ya da bir Mercedes. | Open Subtitles | أصبح الآن بوسعي تحمّل كلفة شراء مشروب و سيارة مرسيدس |
| Masanın henüz hazır olmadığını söylemelerinin tek nedeni barda beklerken içki almanı sağlamak. | Open Subtitles | اجل , سيقولون ان طاولتك غير جاهزة لتجلسى على البار و تشترى مشروب |
| Evet, sen de benim evimde oturmuş içki için yalvarıyorsun. | Open Subtitles | اجل , وانت تجلس فى شقتى تترجانى لأجل مشروب مسكر |
| Birinin buralarda bir içki alması için ne yapması lazım? | Open Subtitles | ما الذى يجب على الشخص فعله للحصول على مشروب هنا؟ |
| Senin değerli Christian'ın elime bir deste Rufelin attığı bir içki verdi. | Open Subtitles | كريــــستيان الغالي قرر ان يضع لي حبوب روفلين في مشروب اعطاه لي |
| Hadi sana bir içki alalım ve bir oda bulalım. | Open Subtitles | هيا بنا نحضر لك مشروب . ومن ثم نعمل بالغرفة |
| Bir içki daha alacaksın ve benim dışımda kimle istersen sohbet edeceksin. | Open Subtitles | أنت سوف تقومي بعمل مشروب ويمكنك التحدث مع أي شخص تريدين باستثنائي |
| Sana buğday çimeni ve sığır eti kolajeni içeceği hazırladım. | Open Subtitles | لقد صنعت مشروب من عشب القمح وبعض بروتينات اللحم البقري |
| Hapisten çıktıktan sonra birlikte bir şeyler içtiğim ilk kızsın. | Open Subtitles | أنتِ أول فتاة أتناول مشروب معها منذ خروجي من السجن |
| Bizim evde bir şeyler içmek için bize katılmanı umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نتمنى ان تشاركينا من اجل مشروب هناك في مكاننا |
| Yakında küçük bir masa var, üzerinde birkaç küllük, boş bira şişeleri. | TED | وبالقرب منهم توجد طاولة صغيرة عليها زوج من منافض السجائر، مع زجاجات مشروب كحولي فارغة. |
| Her ne kadar canım yansa da, bu gece Molly's'de bir kadeh bedava! | Open Subtitles | يا. حسنا، بقدر ما يؤلمني، الجميع يحصل مجانا مشروب واحد في اليوم مولي. |
| Ve şükranlarımızı sunmaya gelince, bayram kokteyli için bana katılmak isteyen var mı? | Open Subtitles | و عن تقديم شكرنا هل يود أحد أن ينضم لي لتناول مشروب للإحتفال؟ |
| Ben yapabilirim. Bir tane daha ısmarlamaya ne dersin? | Open Subtitles | يمكنني أتمام الأمر ما رأيك بشراء مشروب آخر لي؟ |
| Beylere brendi ve hanımefendilere de şarap ile maden suyu. | Open Subtitles | مشروب براندي للرجال و وهوك و سيلتزر للنساء |
| Elbette bazı avantajları da var, örneğin istediğim eyalette isteğim içkiyi içebilirim. | Open Subtitles | قد يكون لها بعض المزايا، مثلا إذا أردت مشروب في مكان جاف |
| - İçki ister miydiniz? | Open Subtitles | هل أنت واثق أنك لا تريد مشروب ؟ |
| Bunu kılsız erkek arkadaşının içkisine attın mı- | Open Subtitles | كل ما عليك هو وضع هذه الحبة الصغيرة فى مشروب صديقك عديم الشعر |