Arılardan sadece belirli bir renge gitmeyi değil, ayrıca belirli bir renkteki çiçeğe sadece özel bir şablondaysa gitmeyi öğrenmelerini istedik. | TED | طلبنا من النحل تعلم ليس فقط الذهاب إلى لون معين، ولكن إلى زهرة بلون معين فقط عندما تكون في نمط معين. |
Böylece, belirli bir seviyenin ötesine zoom yaptığımizda bu Sim City benzeri 45 derecelik bir sanal bir görüntü haline dönüşüyor. | TED | لذلك، فيما نحن نقوم بالتكبير فوق مستوى معين يأخذنا إلى نوع من مثل سيم سيتي في عرض افتراضي على 45 درجة. |
Performans, sanatçının belli bir zamanda, seyirci önündeki bir yerde yaptığı zihinsel ve fiziksel kurgudur ve sonra enerji diyaloğu gerçekleşir. | TED | العرض هو البناء المادي والعقلي الذي يقوم به المُؤدي في وقت معين في مكان ما أمام جمهور ثم يتولّد حوار ساخن. |
bazı çok eski sürüngenler, ısı toplamak için özel adaptasyonlar geliştirmişti. | Open Subtitles | بعض الـزواحـف القديمه كان لديها تكيف معين لمساعدتهم فى تجميع الحراره |
İkincisi, kesin bir konusu olmamasına karşın, belirli resimler çizen türdür. | Open Subtitles | ، ثم هناك النوع الثاني و الذي ليس له سرد معين و إنما سلسلة من الصور المعينة تقريباً |
İndirimli kitaplar için gelmedim Özellikle bir kitap için geldim. | Open Subtitles | أنا لا أبحث عن العروض أنا أبحث عن عنوان معين |
Bu nesneler buraya kesinlikle belirli bir sebeple koyulmuştur ve biz de buranın büyük bir mabet olduğuna eminiz. | Open Subtitles | هذه المصنوعات بالتأكيد ..كانت توضع هنا لسبب معين ونحن نثق تماماً إن هذا المكان ما هو إلا ضريح كبير |
belirli bir sebep söylersen, o zaman bu konuda düşünürüm. | Open Subtitles | إذا أخبرتنى عن سبب معين عندها يمكن أن أفكر بالأمر |
Her hafta, belirli bir harfle başlayan bir şey yiyorsun. | Open Subtitles | ؟ كل أسبوع, فقط آكل الطعام الذي يبدأ بحرف معين. |
belli bir yere belirli bir saatte gidersek boyuta girecegimize ve belirli bir kisiyle görüsecegimize dair güçlü belirtiler bulmustu. | Open Subtitles | وتلقت تعليمات تفيد أننا إذا ذهبنا إلى مكان معين وفي وقت معين فسندخل إلى البعد وسنتواصل مع شخص معين |
belli bir yere belirli bir saatte gidersek boyuta gireceğimize ve belirli bir kişiyle görüşeceğimize dair güçlü belirtiler bulmuştu. | Open Subtitles | وتلقت تعليمات تفيد أننا إذا ذهبنا إلى مكان معين وفي وقت معين فسندخل إلى البعد وسنتواصل مع شخص معين |
Bir adım geri gidebilirim, belli bir kısma tekrar dönebilirim. | TED | أستطيع أن أخطو خطوة الى الوراء ، نحو قسم معين. |
Örneğin, ben ve Başkan Ashwan belli bir süreye kadar ortalıkta görünmezsek, adamlarım o bataryalara ateş emri verecekler. | Open Subtitles | على سبيل المثال ينبغي عليّ وعلى الرئيس اشوان أن نعود في وقت معين وإلا رجالي لديهم أوامر لإطلاق النار |
belli bir yaştaki bir kadın ve bu bir klasik. | Open Subtitles | , انها امرأة في سن معين و هو لون كلاسيكي |
bazı somut metaforlar üzerine kurulmayan herhangi bir soyut dil örneği bulmak çok zordur. | TED | وإنه لمن العسير إيجاد نموذج لِلُغة مجردة لا تعتمد على نوع معين من المجاز. |
Hatta kendisinin belirli bir tarza yönelmiş ve işiyle alakalı bazı fotoğrafları dahi görebiliyorsunuz. | TED | و بإمكانكم رؤية بعض الصور من خلال البطاقة الخاصة بزميله في العمل حيث أن لديه ذوق خاص في نوع معين من الصور. |
Onu kesin bir noktaya yollamak, canlı arı fırlatarak bir yavru köpeği vurmaya benziyor. | Open Subtitles | محاولة ارساله إلي مكان معين كمحاولة ضرب كلب برمي نحلة عليه |
Ben sayısız ıslah memuruyla sayısız zamanlar geçirdim, Özellikle ismi Monroe olan memurdan bahsetmeme müsaade edin. | TED | قضيت الكثير من الوقت مع العديد من ضباط السجون، وأسمحوا لي أن أحدثكم عن شخص معين يدعى مونرو. |
Bu kasabada bilinen bir evi arıyoruz ve sanırım bize yardımcı olabilirsiniz. | Open Subtitles | نحن كُنا نحاول إيجاد منزل معين . هُنا فى هذه البلدة . ونعتقد انه ربما يمكن ان تساعدنا |
malum kişiye malum şeyler yapılması gerektiğinde böyle düşünmüyordun ama. | Open Subtitles | لم تظن بأنني كسولة عندما حدثت أشياء معينة لشخص معين |
Vücudun kendi dirayeti vardır. Nasıl işlediğine dair bir mantık vardır. | Open Subtitles | الجسد يسير وفق نظامٍ معين هنالك منطق حول ماهية هذا النظام |
Bir sandalda "X" mil hızla giden bir adam var... ve dalganın hızı da, işte başka bir mil... ve kasabaya ulaşması ne kadar sürer? | Open Subtitles | مثلا، أن هناك رجل يقود زورق لمسافة معينة والمسافة الحالية تستغرق وقت معين فكم يستغرقه من الوقت ليصل إلى البلدة? |