| Biliyorum çok şey istiyorum, ama uzun zamandır ona âşık. | Open Subtitles | أعلم أنني أطلب الكثير، لكن إنه يحبها منذ وقت طويل |
| Çok uzun zamandır arkadaşız ve sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | ونحن أصدقاء منذ وقت طويل وهذا يشعرني أنني يجب أن أخبركِ شيئاً |
| uzun zaman önce bu çatıdan düşen taş hala düşüyor. | Open Subtitles | الجحر الذى سقط من السقف منذ وقت طويل مازال يسقط |
| Rodney, paketlemek için silaha ihtiyacım olmadığını uzun zaman önce kanıtladım. | Open Subtitles | رودني, اثبتت منذ وقت طويل انني لست بحاجة لمسدس لأتغلب عليك |
| uzun süredir bu sulardalar ve sahil şeridindekiler için hayati konumdalar. | TED | كانت في الجوار منذ وقت طويل, وكانت مهمة جداً للمجتمعات الساحلية |
| Adamım, bu seni rahatsız etmesin. Bu uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | يارجل, لا تجعل هذا يضايقك لقد كان منذ وقت طويل |
| Ne dediğimi anlıyor musun? Çünkü uzun zamandır söylüyorum bunları. | Open Subtitles | هل تفهمين ماذا أقول لقد كنت أقولها منذ وقت طويل |
| Gerçek bir centilmen ve uzun zamandır böyle biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | رجل رقيق ولم أقابل شخص مثله منذ وقت طويل جدا |
| Gerçek bir centilmen ve uzun zamandır böyle biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | رجل رقيق ولم أقابل شخص مثله منذ وقت طويل جدا |
| Burası uzun zamandır kapalıydı ve ben burayı Hıristiyan lunaparkı yapabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | إنها مغلقة منذ وقت طويل وخطر لي أن أحولها لمدينة للملاهي مسيحية |
| - uzun zamandır seni görmüyordum. - Belki de aramayı kestiğin içindir. | Open Subtitles | ـ لم أركِ منذ وقت طويل ـ ربّما لأنّك توقّفت عن الاتّصال |
| "Sevgili dostum Truman, çok uzun zamandır senden haber alamadım. | Open Subtitles | صديقي العزيز ترومان لم أسمع عنك شيئا منذ وقت طويل |
| Bunu söylemen ilginç, çünkü uzun zaman önce bunu bulmuştum. | Open Subtitles | مضحك قولك، لأنّ منذ وقت طويل مضى، عترث على هذا |
| uzun zaman önce bunu yapmama gerek yoktu, değil mi? | Open Subtitles | لم أستطع القيام بهذا منذ وقت طويل , أليس كذلك؟ |
| uzun zaman önce adamlarıma, onları hayatta tutacağıma dair söz vermiştim. | Open Subtitles | لقد وعدت طاقمي منذ وقت طويل ان أبقيهم على قيد الحياة |
| Annem, babam ve ben, bunu uzun zaman önce söylemeliydik sana. | Open Subtitles | أمي وأبي وأرجو أن يكون قال لك هذا منذ وقت طويل. |
| Sen uzun süredir bu kasabaya gelen en ateşli şeysin. | Open Subtitles | أنت أكثر فتاة مثيرة عبرت هذه البلدة منذ وقت طويل |
| Ama bana yaşadığımı öyle bir hissettirdi ki uzun süredir böyle hissetmemiştim. | Open Subtitles | ولكنه جعلنى أشعر بأننى حيّة بطريقة لم أشعر بها منذ وقت طويل |
| Hey, bu çok uzun zaman önceydi. Hadi tutmak aramızda, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كان هذا منذ وقت طويل فلنبقي هذا بيننا ، حسناً ؟ |
| Ben de havai fişek izlemeyeli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | أنا لم أرى الألعاب النّـارِية منذ وقت طويل |
| Ben bu kızın uzun süre önce aklını kaçırmış olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذه الفتاة هي شعلة صغيرة انطفأت منذ وقت طويل. |
| uzun zamandan beri beladan uzak, sakin bir hayat yaşıyorum. | Open Subtitles | منذ وقت طويل والآن أعيش حياة هادئة خالية من المشاكل |
| Sadece, çok daha önce yapmam gereken ama yapmadığım şeyleri telafi etmem için bir şansım daha olduğuna çok mutluyum. | Open Subtitles | مرحباً , يا رجل , أنا سعيد وحسب بأنني أعطيت فرصة ثانية لأقوم بشيء لم أقوم به منذ وقت طويل |
| Bugün, çok yıllar önce cömert yabancılar bana yardım etmiş olduğu için hayattayım. | TED | وأنا على قيد الحياة فقط لأنه منذ وقت طويل ساعدني بعض الغرباء الكرام. |
| Çünkü Connecticut'ta yaşıyorum. Çok uzun bir süredir buraya gelmiyordum. | Open Subtitles | لأني أعيش في كونتيكت ولم آتي لهنا منذ وقت طويل |