| Diyelim ki, örneğin, astım yüzünden hastaneye gidip gelen çocuklara yardım etmeye çalışalım. | TED | ولنقل، على سبيل المثال، لنحاول أن نساعد الأطفال الذين يرتادون المستشفى بمرض الربو |
| Çünkü biliyoruz ki, dışarıdaki insanlar gelip bize yardım edebilirler, fakat kendimize yardım etmezsek, yapılacak hiç bir şey yok. | TED | لأننا نعرف، نحن ندرك بأن الناس في الخارج يمكنهم المجيء ومساعدتنا لكن إن لم نساعد أنفسنا، لا يمكننا فعل شئ |
| Bu yüzden çalışıyoruz-- hastalara yardım edebilmek için yeterince bilgili olmalıyız. | Open Subtitles | لهذا نحن ندرس .. لنتعلم ما يمكننا أن نساعد به المرضى |
| Sadece bu şirin yerden uzakta uzun tatil isteyenlere yardımcı oluyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نساعد الناس ليأخذوا اجازة طويلة من هذا المكان اللطيف |
| Başkalarına yardım etmek için bir para nakil aracını soyacağız. | Open Subtitles | أننا ذاهبون لسرقة سيارة المصرف المصفحة لكي نساعد أناس آخرين |
| Rusların bir füze üssünü yörüngeye oturtmasına neden yardım ediyoruz? | Open Subtitles | لماذا نساعد الروس على وضع منصة صواريخ على مدارها ؟ |
| Tüm Uçuş boyunca Rusi'ye yardım etmek için ne yapabiliriz diye merak etmekteydim. | Open Subtitles | أنا كنت أسحب تلك الطائرة ومازلت أتسائل ما نحن يمكن أن نساعد روسي |
| biz, bizden başka gidecek kimsesi olmayan insanlara yardım ediyoruz.. | Open Subtitles | نحن نساعد الناس الذين ليس لهم مكانٌ آخر يذهبون إليه |
| Ailesine, Diddle'nin eşyalarını toplamasına yardım ederek eve rahatça girip çıkabiliyoruz. | Open Subtitles | نحن نساعد عائلته عل جمع بعض أغراضه حتى نتمكن من تفحصها |
| Buna bizim sebep olduğumuzu biliyorum ve düzeltilmesine de yardım edeceğiz. | Open Subtitles | أنا أعرف بأننا السبب في ذلك وسوف نساعد في تصحيح الأمر |
| Hepimiz bu yüzden buradayız. Yeteneklerimizi kontrol etmekte birbirimize yardım etmek için. | Open Subtitles | لهذا السبب جميعنا هنا لكي نساعد بعضنا البعض في التحكم في قدراتنا |
| Kaza olmadğı konusunda ve bence bildiklerimizi paylaşarak birbirimize yardım edebiliriz. | Open Subtitles | واظن انه يمكن ان نساعد بعضنا البعض وان نتشارك فيما نعرفه |
| Babalar meclisinin sırrıda buydu, karım ve benim kızlarımıza yardım etmek için yaptıklarımızın hepsi aslında bizi değiştirmişti. | TED | وهذا هو سر مجلس الآباء انا وزوجتي عندما قمنا بذلك لكي نساعد بناتنا ساعدنا انفسنا وتغيرنا |
| Empati bizi diğer kişilere yardım ettirtiyordu. | TED | إنه التعاطف هو ما يجعلنا نساعد بعضنا البعض. |
| Biraz sersem ekibiz, çoğumuz bando seven inek tipler ama birbirimizin arkadaşlığından keyif alıyoruz ve gerektiğinde birbirimize yardım ediyoruz. | TED | نظهر كأننا حمقاء، كثير مننا مَهوُسين، ولكننا نستمتع حقاً بصحبة بعضنا البعض كذلك نساعد بعضنا البعض عند الحاجة. |
| Ve benim ilgilendiğim konu, bu gençlere yeni teknolojilerle yazabilmeleri için nasıl yardım edebileceğimiz. | TED | وأنا مهتم بالفعل لمعرفة، كيف يمكنا أن نساعد الشباب ليصبحوا متمكنين كي يستطيعوا الكتابة مع التكنولوجيات الحديثة؟ |
| Ve bence gerçekten birbirimizi görebildiğimizde, birbirimize yardım etmek istiyoruz. | TED | وأعتقد أنه عندما حقاً نرى بعضنا البعض، نريد أن نساعد بعضنا البعض. |
| Bu, muhtemelen uyuşturucu ile ilgili bir konu olduğu için, ...CutnerParadini'nin yasal işlerini incelemede yardımcı olmamızı ister misiniz? | Open Subtitles | وبما أن الأمر على الأرجح يتعلق بتجارة المخدرات هل تريد أن نساعد شركة كاتنر وباراديني في مراجعة ملفاتهم القانونية؟ |
| Kurallara uymalıydık, ama daha da önemlisi, ne olursa olsun herkese yardımcı olmalıyız. | Open Subtitles | كان ينبغي اتباع القواعد ولكن الأهم كان المفروض نساعد أي شخص مهما كان |
| Bence olması gereken birbirimize yardımcı olmamız. | TED | واعتقد ان هذا يجب ان ينتهي لكي نستطيع ان نساعد بعضنا البعض |
| Bir büyük beyaz Kapangil... önümüzü kesti, yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن ممسكون بشدة من قبل هذا الأبيض العظيم جرابويد، ونحن نحتاج نساعد. |
| Ben birşey görmedim. Peki çılgınlara destek olmazsak, kim olur? | Open Subtitles | لكن إذا نحن لا نساعد المجانين , من سيفعل ؟ |