"نصف ساعة" - Translation from Arabic to Turkish

• yarım saat
• yarım saatte
• yarım saattir
• yarım saate
• yarım saatten
• yarım saatimiz
• bir buçuk saat
• bir saat
• yarım saatimi
• yarım saatlik

Nehri taramaya başladılar ve Paine'ni yarım saat önce sudan çıkardılar.
وقد بدأوا فى البحث فى النهر واخرجوا بيين بعد نصف ساعة

Eğer dilerseniz, bir araba çağırırım ve yarım saat içinde Batı Berlin'de olursunuz.
لو اردت, يمكننى استدعاء سيارة وتكونى فى برلين الشرقية فى خلال نصف ساعة

yarım saat sonra, Sendjak isimli bir korucunun kulübesine varmış.
وبعد نصف ساعة وصلت للسيارة المنكوبة والتقيت يومها المسؤول سيناجاك

- Bilirkişi yarım saat gecikti! - Bir hastam vardı.
إن شاهدى الخبير تأخر لمدة نصف ساعة كنت مع مريض

Onu uyandır ve her yarım saatte birkaç soru sor.
استمر في هز رأسه مستيقظا واسأله الأسئلة كل نصف ساعة

Şu anda bir basın konferansı veriyor. yarım saat içerisinde burada olacak.
انه يقيم مؤتمرا صحفيا من المفروض ان يكون هنا خلال نصف ساعة

yarım saat önce kestim. Buarada kablosuz sinyal karıştırıcıyı kurdum
لقد قمت بقطعها منذ نصف ساعة أثناء تركيبي مشوش اللاسلكي

Sadece yarım saat veya en fazla bir saat daha ameliyatta kalacak.
أنها فقط في عملية جراحية لمدة نصف ساعة أو ساعة على الأكثر

Onlara telsizden ulaşamıyoruz ve sinyallerini de yarım saat önce kaybettik.
لا نستطيع التقاطهم على الراديو وفقدنا إشارتهم منذ حوالي نصف ساعة

Bir arabayı temizlemek için yarım saat harcayacağız, ne olmuş.
إنها مجرد نصف ساعة لغسيل سيارة ما المشكلة في ذلك؟

Kamyonun arkasında şu hanımla yarım saat yalnız kalmak istiyor.
إنه يريد نصف ساعة مع السيدة التى فى مؤخرة الشاحنة

Queens'de yarım saat içinde bir masaj randevum var. Birisinin bırakması gerek.
لدي جلسة مساج في كوينز بعد نصف ساعة وأحتاج إلى من يوصلني

yarım saat sonra Trou Normand'ta akşam yemeği için bekleniyorsunuz!
إنهم ينتظرونكم في نورماند ترو من نصف ساعة لتناول العشاء.

Ölmemen için yarım saat bilemedin 45 dakika veriyor sana.
هذا سيعطيكِ نصف ساعة أو 45 دقيقة أين لن تموتي.

Pardon, Marty. yarım saat içinde Palm Springs'te bir müşteriyle buluşmam var.
آسف، مارتي لدي مقابلة مع عميل في بالم سبرنغز خلال نصف ساعة

yarım saat içinde, kokuyu hapseden yapışkan mukoza içinde balık tamamiyle örtülü vaziyette.
في غضون نصف ساعة, تغلف السمكة تماما في الشرنقة الزجة, التي تحبس رائحتها.

O kadar lanet yavaş ki, yarım saat önce yolun sonuna gelmiş olmalıydık
إنه بطيء جداً، كان ينبغي أن نصل نهاية الخط منذ نصف ساعة مضت

Şimdi köyü geçeceğiz, güzel ve sakince, ve yarım saat içerisinde, Fransa'da oalcağız.
يجب أن تمر بسلام من خلال القرية. بعد نصف ساعة سنكون في فرنسا.

Her yarım saatte bize bir fotoğraf gönder ki, orada olduğunu bilelim.
أرسلي لنا صورة كل نصف ساعة حتى نتأكد أنكِ ما زلتِ هنا

yarım saattir burada bekliyorum ve kimse beni içeri almadı.
لى هنا نصف ساعة انتظرك, ولم يسمح لى احد بالدخول

Hey. Dikkatli olun. yarım saate kadar dönmezseniz, sizi aramaya gelirim.
إحترسوا ياشباب إن لم تعودوا خلال نصف ساعة سأخرج لأبحث عنكم

Sıradaki ifade, "Molalarda yarım saatten fazla dışarıda durmak bir çeşit hırsızlıktır."
حسنا قضاء نصف ساعة بجانب براد المياه يعد شكلا من أشكال السرقة

Buradan çıkmak için yarım saatimiz var. Hadi, şu çocukları eve götürelim.
أمامنا نصف ساعة لنخرج من هنا هيا بنا , دعينا نأخذ الأطفال إلى المنزل

Araba bir buçuk saat önce çalındı ve plakaları değişti. Her şeyi yaptım.
السيارة تعمل منذ نصف ساعة ، واللوحات جديدة نفذت ما طلبته منّي

Yaklaşık bir saat. Crosbie'nin uşaklarından biri, beni almaya geldi.
حوالى نصف ساعة, لقد أحضرنى احد خدم منزل كروسبى هنا

Şimdi ise haftada yarım saatimi ayırabilsem kendimi şanslı hissediyorum.
الآن سأكون محظوظاً لو وجدت نصف ساعة بالأسبوع اقضيها بسماع موسيقى الفنك

Çocuğu bırakabilecek gücü, ancak yarım saatlik yürüyüş sonunda bulabildi.
ظل يسير لمدة نصف ساعة قبل أن يقرر إنزال الفتى