"Bir kaç gün içinde eskisi gibi ayağa kalkacağını düşündük." | Open Subtitles | كنا نظن أنها سوف تتحسن كالعادة في غضون أيام قليلة |
Anlaşılıyor ki düşündüğümüzden çok daha fazla bilgiyle , sadece biraz ağırdan alarak. | TED | اتضح انه في الواقع يمكننا التعامل مع قدر من المعلومات اكثر من ما نظن فقط يجب ان ناخذ الموضوع ببساطة اكثر |
Büyük olanın yaşının otuzlarının sonunda kırkların başında olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | نظن ان الجاني الاكبر في أواخر الثلاثينات او اوائل الاربعينيات |
Altın bölgesinde gezegenler olduğunu düşündüğümüz için çok fazla ilgi topluyor. | Open Subtitles | إنه يُثير إهتمامنا، لأننا نظن أن هناك كواكب داخل المنطقة المعتدلة |
Test pilotunun öldüğüne ve senin onu öldürmek için sebebin olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن طياركم الإختباري قد مات و نظن أنه لديك الدافع لقتله |
Ama kim olduğumuzu sandığımız konulu makale yazmaya zorlamanız çılgınca. | Open Subtitles | و لكن نحن نظن بأنك شخص مجنون لتأمرنا لنكتب مقاله عن أنفسنا |
Başlangıçta, bunun saldırı için olduğunu düşünmüştük ama şimdi öyle görünmüyor. | Open Subtitles | في البداية، كنا نظن أنها لهجوم، ولكن الآن لا يبدو ذلك. |
Yeni bir dalganın geleceğini düşünmüyoruz. | TED | لا نظن أن هناك موجة أخرى قادمة في الحال |
Evet ve durum sandığımızdan daha kötü olabilir. | Open Subtitles | استئنافاَ عنيفاَ لنفسه أجل وقد يكون أسوأ مما نظن |
Peki ama Eva Kane'in çocuğunun kız olduğunu niye düşündük? | Open Subtitles | ولكن ,لماذا نظن ان طفل ايفا كين كان فتاة ؟ |
Onu da almış olabileceklerini düşündük ama kesin olarak bilmiyoruz. | Open Subtitles | و نحن نظن أنهم قبضوا عليه و لكن لسنا متأكدين |
İyi olana kadar burada kalmasının daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لهذا نظن أنه يجب أن تبقى هنا لفترة، حتى تتحسن |
Fakat ben aynı zamanda okyanusların bizim düşündüğümüzden çok daha bağlantılı olduğuna dikkat çekmek istiyorum. | TED | ولكن اريد ان انوه ايضا الى ان المحيطات متصلة فيما بينها اكثر مما نظن |
Füzeler düşündüğümüzden çok daha etkiliydi. | Open Subtitles | وهي منسقة مع ضربات نووية انتقائية، وكانت الصواريخ أكثر دقة مما كنا نظن |
Bataryanın ve bozuk adaptörün yarattığı özel bir akımla alakası olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن ان له علاقه بالصعقه الكهربائيه التي نشأت من البطاريه والمحول |
Sana yardım edebileceğini düşündüğümüz için onu da davet ettik. | Open Subtitles | وقد طلبنا منها الحضور الليلة لأننا نظن أن بإمكانها مساعدتكِ |
Bu insanları zehirleyen kişinin intikam duygusuyla hareket ettiğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن ان ايا كان من سمم هؤلاء الأشخاص كان دافعه الانقام |
Kimliğini öğrenemeyeceğimizi sandığımız birkaç kayıpta bize yardımcı olmuştunuz. | Open Subtitles | لقد ساعدتنا مع بعض الضحايا الذين كنا نظن بأننا لن نقدر على تحديد هوياتهم أبدأً |
Karım ve ben çocuklarımız olduğunda herkesin yardıma koşacağını düşünmüştük. | TED | عندما انجبنا اطفالنا .. كنا نظن ان الجميع سوف يقف بجانبنا .. |
Dünya'nın 2 milyon yıl önceki fotoğrafına bakarsanız, insanlığa dair hiç bir bulgu yoktur; çünkü o zamanlarda insanların olduğunu düşünmüyoruz. | TED | اذا أخذت صورة للإرض قبل مليونين سنة لن يكون هناك أي دليل على وجود البشر اطلاقا، لإنه كما نظن لم يوجد البشر بعد. |
Düşünüyordum da eğer melekler organize oluyorlarsa o zaman sandığımızdan daha tehlikeli bir hal alacaklardır. | Open Subtitles | ،كنت أفكّر في إن بدأت الملائكة بتنظيم أنفسهم فهذا سيجعلهم أكثر خطرًا ممّا كنّا نظن |
En azından Bizce. Ama önemliyse, çok önemli demektir. | Open Subtitles | على أقل نحن نظن هذا, لكنه كبير كبير حقاً |
Aradığınız katil sanıyorduk, ama bir intihar girişimi. | Open Subtitles | نظن أنه القناص الذي تبحث عنه لكنه يحاول الانتحار |
Şirketi zor duruma soktun, hapisten kaçtın ve hepimizin senin öldüğünü düşünmemizi sağladın. | Open Subtitles | لكنك خاطرت بعملنا جميعاً و هربت من السجن, ثم تجعلنا نظن أنك متّ؟ |
Başta sizin suikastçi olduğunu sandık, Müfettiş ama daha sonra olayın intihar girişimi olduğunu fark ettik. | Open Subtitles | نظن أنه القناص الذي تبحث عنه لكنه يحاول الانتحار |
Albay Dax, biz savaşın devam etmesini sağlayarak iyi bir iş yapıyoruz | Open Subtitles | كولونيل داكس نحن نظن اننا نبلى بلاءا حسنا في إدارة هذه الحرب |
Geçen bu kadar yıl boyunca, onun da bulaştığı düşünülen ağır suçlarda, ki buna Heller'ın cinayeti de dahil, onun izine rastlanamadı. | Open Subtitles | الجرائم الخطيره التي نظن انها متورط بها بما فيها قتل هيلر نجد ان ادلتها تصل بنا الي طريق مسدود |