| Umarım ki Buraya daha temiz bir vicdandan fazlası için gelmişsindir. | Open Subtitles | فآمل أن تكوني هنا من أجل شيء اكثر من ضمير نظيف |
| Çete üyeleri Buraya daha önce işlerini bitirmek için geldiler. | Open Subtitles | رجال العصابات جاؤوا الى هنا من قبل لاكمال ما بدأوه |
| "Sicilya'dan buraya çalışmak için geldik ve ardından da savaş başladı." dedi. | Open Subtitles | قال, 'نحن اتينا الى هنا من صقلية للعمل وبعدها بدأت الحرب. ' |
| Pekâlâ, öncelikle sadece bunun için buradayım, başka bir şey için değil. | Open Subtitles | حسنا ، بالأول انا هنا من اجل هذه القضية ولا شيء اخر |
| Arma kazanmak için burada değilim, seni sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا من أجل رقعة. أنا هنا لأني أحبك. |
| "Neden Burada daha önce var olan ormanları tekrar geri getirmiyorsunuz? | TED | قالت: لماذا لا تعيد الغابات المطرية التي كانت هنا من قبل؟ |
| New Jersey'den buraya ben çocukken taşındım ve hiç arkadaşım falan yoktu o yüzden Carl amcam beni Fenway Park'a götürmeye başladı. | Open Subtitles | عندما كنت طفل أتيت الى هنا من نيو جيرسي وأنا ما كان عندي أي أصدقاء أَو أي شئ لذا عمي كارل بدأَ يأخذني إلى متنزه فينواي |
| Buraya daha önce de gelmiştim, o yüzden daha geçmeden sınırı geçtiğimizi söyleme. | Open Subtitles | أتيتُ إلى هنا من قبل ، لذا لا تخبرنا بأننا عبرنا الحدود بينما نحن فعلياً لم نفعل |
| Sanırım Buraya daha önce gelmiştim. Daha önce geldim mi acaba? | Open Subtitles | أظن إنى كنت هنا من قبل هل كنت هنا من قبل ؟ |
| Buraya daha önce geldiğimde, sanırım, Raşit için, ailenizin düzenlediği bir toplantının imgelemini gördüm. | Open Subtitles | حينما كنت هنا من قبل راودتني رؤية عن موعد أعتقد بأنه كان مرتب من قبل أهلك لراشد |
| Buraya daha önce gelmediğimi biliyorum, ama burayı tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف أني لم أحضر إلى هنا من قبل.. ولكني أعرف هذا المكان تعرف ماكن المشروبات إذاً |
| Signor Petruchio, hangi rüzgar attı sizi Verona'dan buraya, Padua'ya? | Open Subtitles | سينيور بارتشيو, ما عاصفة سعيدة ضربات لك بادوا هنا من فيرونا القديمة؟ |
| Osaka'dan buraya, eski sevgilinle evlenmek için dönmüşsün. | Open Subtitles | لقد عدت إلى هنا من أوساكا للزواج بحبيبتك القديمة. |
| Hayır, boşa harcamadınız. Hiç de bile. Ben bunun için buradayım. | Open Subtitles | لا، أنتِ لا تضيّعين وقتي أبدًا أنا هنا من أجلِ هذا |
| Hayır, ancak onun için burada olduğumuzu düşünürsen dedektiflerden birisi ile görüşmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | غ لا, بما اننا هنا من اجله ربما تريد التحدث مع احد المحققين |
| Demek oluyor ki sanki Burada daha önce bulunmuşum gibi hissettim. | Open Subtitles | مم , هذا يعنى انى اشعر بأننى كنت هنا من قبل. |
| Atlantic City'den buraya gelme sebebin de bu, öyle değil mi? | Open Subtitles | ما الذي جاء بك إلى هنا من "أتلانتك سيتي" اليس كذلك؟ |
| Buraya bir şey için geldin, ama ben başka şey duyuyorum. | Open Subtitles | أنت أتيت إلى هنا من أجل شيء واحد لكني أسمع آخر |
| Anladığım kadarıyla, Paris'ten buraya görev icabı geldiniz. | Open Subtitles | ما فهمته بأنك جئت إلى هنا من باريس وقت وقوع الاحتلال. |
| çok ciddi bi mesele için geldim patron. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل موضوع في غاية الجدية سيدي |
| Ben bu yüzden gelmedim. Onlar bu yüzden geldi, bense hayır. | Open Subtitles | أنا لم أحضر هنا من أجل المال هم جاءوا من أجله |
| Hey, ciddi ol, çünkü o çocuğun ne kadar yakışıklı olduğu umurumda değil buraya kazanmaya geldik, tamam mı? | Open Subtitles | مهلا، إني بحاجة جدية للحصول عليه ولا يهمني كم هو لطيف نحن هنا من اجل الفوز ، أليس كذلك؟ |
| Neyse şu an hepimiz senin için buradayız, değil mi? | Open Subtitles | على أيه حال نحن جميعآ هنا من أجلك الان حسنآ؟ |
| - Bu taraftan, bu taraftan! - Senin olacak sonunda. Haydi! | Open Subtitles | من هنا , من هنا أنت تقترب من الوصول , هيا |