"واد" - Translation from Arabic to Turkish

    • vadiye
        
    • Kanyonu
        
    • vadi
        
    • Wade'
        
    Dün gece bu konuda düşünmem gerekti. Bu yüzden ağaçlık bir vadiye doğru koşturdum. Open Subtitles إحتجتُ للإعتِقاد ليلة أمس، لذا جَريتُ إلى واد مشجّر.
    Sonra başka yollara ayrılıp bir vadiye iniyor. Open Subtitles قمة الدرب على بعد 10 أميال هذه الفروع بالمسارات الأخرى تؤدي الى أسفل الى واد
    Hiç şüphesiz ki bu mağara Şeytan Kanyonu Kertenkele Adamı efsanesi yüzünden adı en kötüye çıkmış olanıdır. Open Subtitles بدون شك هذا الكهف هو أسوء أسطورة لرجل سحلية واد الشيطان
    Winter Witch Kanyonu'nda bir elmas heyelanı oldu. Open Subtitles "كان هنالك سقوط للماس في "واد سحرة الشتاء
    Bu düşüncelere göre, Ay'ın yörüngesinde kalmasının nedeni, eğrilmiş ortamdaki bir vadi boyunca yuvarlanmasıdır. Bu vadi Güneş, Ay ve Dünya'nın varlıkları dolayısıyla oluşmuştur. TED حسب هذه الأفكار، فإن القمر أسير في مدار، لأنه يتدحرج في واد محفور في البنيان المقوس المنحني و الذي تشكل بسبب وجود الشمس و القمر و الأرض في الفراغ.
    Bu kadim yamalı biçimin oluşmasında başka etkenler de vardı, mesela sahanın topoğrafyası, kuzeye veya güneye bakması, bir sırtta veya vadi tabanında bulunması; yükseltisi, dağın ne kadar yukarısında olduğu ve hava şartları, bölgedeki kar ve yağmur miktarı, güneş ışığı ve sıcaklık gibi şeyler. TED وعوامل أخرى كانت سبباَ في تشكيل هذه الرقعة التاريخية الطبوغرافيا مثالاً، هي ما إذا المكان متجهاً إلى الشمال أو الجنوب هل هو قمة سلسلة جبلية أو قاع واد والارتفاع هو كم يبلغ والمناخ هو ما إذا يهطل على المكان الكثير من المطر والثلج وضوء الشمس والدفء
    O gece Wade'le ben ilk kez geceyi birlikte geçirdik. Benim evimde. Open Subtitles في تلك الليلة، واد وأنا كان لدينا أول النوم الإفراط في مكاني.
    Oğlumu alıp vadiye götürdün, heyelan ve kazaların hemen yanına ...ve onu sapa sağlam eve getirdin. Open Subtitles أخذت إبني إلى واد ضيق بالقرب من الحوادث وإنهيار الصخور وأعدته للبيت آمنا
    Eğer kendini güzel bir vadiye bakan bir tepede bulursan "İşte tam böyle bir manzarası olan bir ev istiyorum." dersen ve o da "Her sabah uyandığımda senden sonra görmek istediğim ikinci şey." derse... Open Subtitles إذا ألفيت نفسك واقفاً على قمّة تلّة تطل على واد جميل وقلت: "أريد منزل بمنظر كهذا بالضبط"،
    # Vadiden vadiye ve dağdan aşağıya Open Subtitles من واد إلى واد # # وعبر سفح الجبل
    Buzul büyüklüğündeki bu muazzam taşlar, Unutulan Kayalıklar'a ulaşır, köşelerden safirlere bölünür sonra 30 kilometrelik kristal vadiye dökülür. Open Subtitles هذه الجوهرة الهائلة، بحجم نهر جليدي "و تصل إلى "منحدرات أوبليفيون ثم تتحطم إلى ياقوت على الحافة تسقط لمائة ألف قدم إلى واد كريستالي
    Bir vadiye düştük. Open Subtitles وضعنا في واد.
    Şeytan Kanyonu Mağarası'nın derinliklerinde en kötü korkularınızla yüleşmeye hazırlanın. Open Subtitles استعدا لمقابلة خوفكما المظلم داخل ! جوف أحجية كهف واد الشيطان
    Şeytan Kanyonu'nu buradaki her şeyden daha iyi bilirim. Ses mayınlarının da derhal üç no'lu karakola yerleştirilmesini istiyorum. Open Subtitles أعلمُ بأنّ "واد الشيطان" أفضل بكثير، لكنّي أُريد الألغام الصوتيّة عند المركز رقم 3 بأسرع فرصة ممكنة
    Şeytan Kanyonu Mağaraları. Open Subtitles أحجية كهف واد الشيطان
    Şeytan Kanyonu Otel ve Kumarhane'si. Open Subtitles ! ملجأ وكازينو واد الشيطان
    İçinde paslı bir araba olan bir vadi biliyorum. Open Subtitles أعرف مكان واد به سيارة شديدة الصدأ
    (Gülüşmeler) ''Bu çok güzel bir vadi ama ağaçların bazı dalları eğri. TED (َضحك) لم تقولوا، "ذلك واد جميل، ولكنّ الشجرة أمامه فيها أغصان كثيرة منحنية.
    Ventura Trinity İlkokulunda, annemin kızlık adıyla, Wade. Open Subtitles بمدرسه فينتورا ترينيتى الاعداديه تحت اسم والدتى وهى عذراء , واد
    Karanlık bir çukurda 5 yıldan sonra, Wade ile bir tür bağlantısı olduğuna eminim, ...ama senin söylediğin türde değil. Open Subtitles بعد خمس سنوات في الحفرة المظلمة، أنا متأكّد طوّرت بعض النوع إتّصال مع واد. فقط ليس النوع بأنّك تقترح.
    Şu anda Wade'in evinin önünde Lucy Householder ile ilgileniyorlar. Open Subtitles نحن عندنا هم فوق في مكان واد الآن. هم يعملون على مستأجر لوسي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more