"وسيم" - Translation from Arabic to Turkish

    • tatlı
        
    • yakışıklıymış
        
    • Wasim
        
    • hoş
        
    • güzel
        
    • yakışıklıyım
        
    • sevimli
        
    • yakışıklıydı
        
    • yakışıklı bir
        
    • şirin
        
    • seksi
        
    • çekici
        
    • tatlısın
        
    • Yakışıklısın
        
    • yakışıklısınız
        
    - Ne? Sinemada çalışan gerçekten çok ama çok tatlı şu çocuk. Open Subtitles يوجد شاب وسيم جدا جدا يعمل في القاعة الثانية الخاصة بعرض الافلام
    Choi Young Do'dan daha musibet olduğunu duymuştum ama acayip yakışıklıymış. Open Subtitles الاشاعات تقول انة اسوء من تشوى يونغ دو لكنة وسيم المظهر
    Hep Wasim'in neden Amit'le buluşmaya tiyatroya gittiğini merak etmiştim. Open Subtitles ظللت أتساءل لماذا ذهب وسيم إلى هذا المسرح للقاء أميت.
    Yaşı büyük bir adam. hoş ve belirsiz. Tahmin etsinler. Open Subtitles رجل أكبر منكِ سنا, وسيم و غامض فذلك يجعلهم محتارين
    Ayrıca senin kadar güzel bir kız yakışıklı delikanlıları mıknatıs gibi çeker. Open Subtitles وسيدة جميلة مثلكِ قريباً سوف تناضل مع شاب وسيم بعصا أي خاطبين
    Nasıl da pervasızca yakışıklıyım, değil mi? Öpücük, bir öpücük ver! Open Subtitles سّيد أوستن ، أنت وسيم بشكل شيطاني قبلة ، قبلة واحدة
    Siz sevimli bir doktorsunuz. sevimli doktorlar bana ismimle seslenirler. Open Subtitles أنت طبيب وسيم الأطباء الوسماء يمكنهم منادتي باسمي الأول
    yakışıklıydı, açık sözlüydü, komikti karizmatikti. Open Subtitles كان وكان وسيم ، كان التعبير ، مضحك ، الكاريزمية.
    Böyle tatlı biri olarak oldukça ağır bir yük altındasın. Open Subtitles يبدو وكأنه حملٌ ثقيل تحمل عبئه بالنسبة لشاب وسيم مثلك
    tıpkı sana benziyor,tatlı şey! Open Subtitles كَمْ هو وسيم إبني أنظر يَشْبهك تماماً يا عزيزي
    Var Mısın Yok Musun'la Kim 1 Milyon İster'in karışımı. tatlı dilli bir ünlü sunacak. Daha kim olacağına karar vermedim. Open Subtitles ويكون ما بين برنامج الصفقة وبرنامج المليونير وبمقدم شهير و وسيم مُحدد
    - yakışıklıymış. - Üniformalı olsaydı yakışıklı olabilirdi. Open Subtitles أنه وسيم قد يبدو كذلك لو أرتدى ملابس عسكرية
    Bir seri katil yamyam için çok yakışıklıymış. Open Subtitles وسيم جدا مقارنة بكونه قاتلاً متسلسلاً آكلاً للحوم البشر
    Bak bu gidişte sen, ben ve Wasim partiye katılacağız . Open Subtitles من ينظر لك أنت يشك أن أنا و وسيم فقط من سيكون في هاته الحفلة
    Senin gibi hoş bir adamın milyonlarca sevgilisi olmalı. Open Subtitles رجل وسيم مثلك . بالتأكيد كان لديه مليون حبيبه
    "Zenginlik, yol, güzel giysiler ve yakışıklı esmer bir adamla evlilik görüyorum." Open Subtitles أرى نقودا، رحلات، ملابس جميلة وزواج برجل وسيم
    Gencim, zenginim, sağlıklıyım üstelik yakışıklıyım. Open Subtitles انا شاب , انا غني , انا بصحه جيده وانا وسيم , وسيم جداً
    Ateşi kalmadı. Hiç değilse uyurken sevimli olduğunu kabul etsen. Open Subtitles لقد إختفت الحمى , حتى أنت عليك ان تؤمن بأنه وسيم عندما يكون نائم
    Zekiydi, komikti ve yakışıklıydı. Sesi de fena değildi, bir de doktor olacaktı. Open Subtitles إنه ذكي, مرح و وسيم صوته عذب, و كان سيصبح طبيباً
    Merhaba. Bu evde yakışıklı bir ilk yardım elamanı var mı? Open Subtitles ،مرحباً هل يمكن ان يساعدني رجل إسعافٍ وسيم في هذا المنزل؟
    Mavi gözlü, şirin bir gazeteci ile çıkmaya başlamazsam. Open Subtitles الا اذا ارتبطت بشاب وسيم ذو عينين زرقاويين .. صحفي عندئذ ستكوني بمفردك
    O derste kesin seksi ve sorunlu bir belalı çocuk vardır. Open Subtitles أراهن أن هناك فتى مشاغب وسيم و مضطرب في فصل التقوية
    Ama çekici, ölümcül derecede yakışıklı ve acayip zekiye ne dersin? Open Subtitles لكن ماذا عن ساحر، وسيم للغاية عبقري جداً هذا هو الباب
    Ross, saçmalıyorsun. Sen şirin, akıllı ve tatlısın. Open Subtitles روس , تصرفك هذا سخيف أنت ظريف و ذكي و وسيم
    Uzunsun, evlisin Yakışıklısın, aptal sayılmazsın, ve de mavi gözlüsün. Open Subtitles طويل، متزوج, وسيم ولست مغفلًا جدًّا, وتملك عينان زرقاوان.
    Şimdi size bakıyorum, yakışıklısınız. Open Subtitles أتعرف ، الآن عندما أنظر إليك أنت وسيم فعلا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more