"ولست" - Translation from Arabic to Turkish

    • değilsin
        
    • Ve
        
    • değil de
        
    • bile
        
    • ne de
        
    • Ayrıca
        
    • değilsiniz
        
    • değilim
        
    Ama benim manikürümü, saç bakımımı, ev giderlerimi araba kiramı... ..Ve bana yeni bir araba almayı karşılayacak kadar yeterli değilsin? Open Subtitles ولست رجل كفاية لتعتني بما تقذفة و تعطيني النقود و تصفف شعري و تدفع اجاري و تشتري لي سيارة جديدة ؟
    Terry, saçmalamayı kes dostum. Sen bir koçsun. Tribünde değilsin. Open Subtitles توقف يا تيري ، انت مدرب ولست جالسا مع المشجعين
    Ve yapmak zorunda değilsin çünkü beni suçlamayı tercih ediyorsun. Open Subtitles ولست مضطراً إلى ذلك لانك تستطيع إلقاء اللوم والتهمة علي.
    Dünya üzerinde kelebekler Ve çiçekler gibi değil insanda olan güzellik. TED ولست أقصد في العالم، كالفراشات أو الورود، لا بل في الإنسان
    Bir katil değil de polis olsaydım onu mu seçerdin, beni mi? Open Subtitles لو كنت شرطية ولست قاتلة اتختاريه ام تختارينى
    Say ki ben on yıl daha gencim Ve sen David'e aşık değilsin. Open Subtitles افترضي اني اصغر بعشر سنوات ولست واقعة في حب ديفيد
    Çok korktuğun içindir, Baldrick, tek korkan da sen değilsin. Open Subtitles هذا لأنك خائف, بولدريك، ولست الوحيد هنا.
    Çok yavaş değilsin, ama çok da iyi değilsin. Open Subtitles انت لست بطيئاً جداً ولست عظماً جداً ايضاً
    Ateş altındayken, diğer polislerin sana güvenmesine hazır değilsin. Open Subtitles ولست مستعدا للان للعمل مع باقي الشرطة تحت وابل إطلاق النار
    Polis değilsin. Kahraman olman gerekmez. Open Subtitles لست في وقت العمل بعد الآن ولست بحاجة أن تكون بطلا
    Ve beni asla aramak zorunda değilsin... tekrar istemedikçe. Open Subtitles سيكون نوعاً من المرح بين الاصدقاء ,تعلم. ولست مضطراً بعدها للإتصال بي. حتى تصل الى جوله أخرى , هذا هو الأمر.
    Sexy değilsin, Ve güzel de değilsin Ve benim için hep vaktin var. Open Subtitles لست مغرية ولست جميلة ودائما لديك الوقت لى
    Ama uyarmalıyım... 74'te kanımı yenilediler, Ve tekrar yapmaktan kormuyorum. Open Subtitles أنا غيرت دمي في 74م ولست خائفا من إعادتها ثانية
    Hal, bir iyilik yap, güzel olduğumu Ve şişman olmadığımı söylemeyi kes. Open Subtitles هال، أسد لي صنيعاً وتوقف عن القول بأني حسناء ولست بدينة، حسناً؟
    Ve, bilirsin biraz garip gelebilir ama ben burada gerçekten mutluyum. Open Subtitles أتعرف قد يبدو هذا غريبا لكنى سعيدة جدا هنا ولست خائفة
    Bak, tekrar o kulübe dönemem, Ve kendi evimde de güvende olmam. Open Subtitles إسمع، لا يمكنني العودة إلى ذلك النادي ولست آمنة في مكاني هنا
    Kendi kurbanı değil de yalnızca bir hediye olduğun için seni sahiplenmeye çalışacaktır. Open Subtitles بما انك هدية ولست ضحية فقد يحاول ان يجعلك ملكه. ولكننا لن نجعله يصل الى هذا الحد
    Bir yıl daha yaşlandığın ama bir saat bile zenginleşmediğin bir gün. Open Subtitles الوقت الذى تجد نفسك فيه يتقدم بك العمر عاما ً ولست ثريا ً لساعة واحدة
    - Ne sana ne de başkasına sebebini kanıtlamam gerekmiyor. Open Subtitles ولست بحاجة لإثباته لك أو لأي شخص أخر أنت مُخطئ
    23 değil. Ayrıca ben evli değilim Ve patronun da değilim. Open Subtitles أنا لست بـ 23 من العمر، لست متزوجاً ولست ربَّ عملكِ
    Ve eğer öyleyse, yalnız değilsiniz Ve tamamen haksız da sayılmazsınız. TED وإذا فعلت، فأنت لست الوحيد، ولست مخطئا بشكل كامل.
    Delice geliyor. Ben de düşünmeden hareket eden biri değilim. Open Subtitles اجل, اعلم,يبدو الأمر جنونا ولست معتادا على القيام بأمور متهورة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more