"ولكنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • fakat
        
    • Ancak
        
    • Ama o
        
    • Ama bu
        
    • - Ama
        
    Bunlardan herhangi biri gerçek mi bilmiyorum, fakat bu olağanüstü. Open Subtitles لا أعرف لو كان أيّاً من هذا صحيح، ولكنّه مُدهش،
    Sizi duyabilir fakat sadece işaret dili ile cevap verebilir. Open Subtitles يمكنه أن يسمعكِ، ولكنّه لا يستطيع الإجابة سوى بلغة الإشارة
    Bilimde tesadüfi keşif alışılmış bir şeydir, fakat bunun için sevindirici bir tesadüften fazlası gerekir. TED فالاكتشاف عن طريق المصادفة ليس غريباً في المجال العلمي، ولكنّه يتطلب أكثر من مصادفة سعيدة.
    Ancak ilaçlar sayesinde etkisiz halde kaldığı sürece HIV tespit edilemez halde kalacaktır. TED ولكنّه طالما بقي خامدًا بفضل العقاقير، فسيكون الفيروس لا يزال غير قابل للكشف.
    Ama o akşam hakkında çok fazla şey biliyordu gazetede yazmayan şeyler. Open Subtitles ولكنّه كان يعرف الكثير عن تلك الليلة، أمور لم تكن في التقارير.
    Belki memleketinde hissettiklerini göstermek normal karşılanmıyor Ama bu kesinlikle bir hastalık değildir. Open Subtitles ربما إظهار مشاعركِ ليس بالأمر العظيم من وضعكِ ولكنّه بالتأكيد ليس بمرض
    - Ama borçlu olduğu kadına denk geldiğinde Michael cesur bir ifade takındı. Open Subtitles ولكنّه حاول أن يظهر بمظهر شجاع حبنما تصادف مع الامرأة التي تطالبه بدين
    fakat bu sizin üzerinize de oldukça çok sorumluluk yüklüyor. TED ولكنّه أيضًا يُلقي بمسئولية أكبر على عاتقِك.
    fakat bu şimdi yüksek kalorili... ...garip bir karışımdır. TED ولكنّه أصبح اليوم تلك الوجبة الغريبة ذات السّعرات الحراريّة العالية.
    Karısı yokmuş. fakat adam şık giyiniyor işte. Open Subtitles إنّه غير متزوج، ولكنّه مهتمٌ بمظهره حقاً
    Zayıftı ve yorgun görünüyordu, fakat çok çalışıyordu. Open Subtitles لقد كان نحيفاً ومتعباً ولكنّه كان يعمل بجد
    Bakar mısın, şu adam yarı ölü, fakat hala nelerle ilgileniyor. Open Subtitles أنظري، إنّه نصف ميّت ولكنّه ما زال مُهتماً
    Bu alışılagelmiş bir durum değildir fakat nadiren de görülür. Open Subtitles ليس أنّه غير مـألوف، ولكنّه نـادرٌ جـداً
    Bunları yaptım, fakat bunlar kullandığım içindi, olduğum kişi bu değil. Open Subtitles فعلت تلك الأشياء, ولكنّه كان بسبب تعاطيّ للمخدّراتِ وليس لأنّني أحببتُ ذلك.
    fakat adamı park yerinde vurdu ve kendisini burada buldu. Open Subtitles ولكنّه قتل رجلاً بأحد الجراجات وانتهى به المطاف هنا
    Arkadaşımız başsavcı şuan için temiz olabilir, fakat bir dönem çocuk tutuklaması gerçekleştirdi, ayrıca uyuşturucu rehabilitasyonu süreci geçirmiş. Open Subtitles صديقنا محامي الدولة تعاملاته سليمة الآن، ولكنّه قضى فترة في سجن الأحداث، وفترى أخرى في مركز لإعادة التأهيل
    Yarattığın bu sığınak seni korumaya devam ediyor Ancak geçmişinde sıkışıp kaldın. Open Subtitles هذا الملجأ الذي قُمتي بإنشائه، جعلكِ تستمرين، ولكنّه أيضًا حاصرك في الماضي.
    Ancak delillik hissine kapılma alternatifinden daha iyidir. TED ولكنّه أفضل بكثير من البديل، الذي هو ذلك الشيء الذي يبدو كالجنون.
    Ancak senden çok bahsetmişti ben sadece onun günlüğünü kullanarak hikayesini üstlendim. Open Subtitles ولكنّه أخبرني عنك واستغللتُ قصّته فحسب واستخدمتُ يوميّاته
    Eve gitmesini söyledim, Ama o keçi gibi inatçı olduğunu kanıtlamaya kararlı. Open Subtitles نصحته بالعودة للبيت، ولكنّه مصرّ على إثبات أنّ لديه شجاعة فولاذيّة
    Çaba harcamadan hiçbir şey olmuyor tabii. Mesela ben burayı Onur için açmıştım Ama o hiçbir zaman burada çalışmak istemedi. Open Subtitles لا يمكن أن تصلي إلى شيء بدون جهد فهذا المطعم افتتحته من أجله، ولكنّه يرفض العمل فيه
    Adamın hayatındaki her şey alt üst olmuştu Ama o düzeltmek istiyordu. Open Subtitles أعني كلّ شيء في حياته قد فسد ولكنّه أراد إصلاحها
    Ama bu kişisel ilanlar da çaresizlik dolu değil mi zaten? Open Subtitles هذا تصرّف يائس أعلم، ولكنّه في محلّه" "الإعلانات الشخصيّة مليئة باليأس"
    -...ama yetmedi. - Kesin öyledir. Open Subtitles لقد قاومتُ بكلّ قوّتي، ولكنّه كان عبثاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more