Nerenden zarar görebileceğini. Yaşlı adamdan korkmadığını biliyorum. Bundan eminim. | Open Subtitles | اين يمكن ان يؤذيك, اعلم انك لست خائفاً منه .. |
Müzakere sırasında kimse size zarar vermeyecek. Onu önce ben öldürürüm. | Open Subtitles | لا احد سوف يؤذيك خلال حملة التطهير سوف ارأه ميتا اولاً |
Boynunuzun yaralanma şekline bakarsak eğer... saldırgan gerçekten de zarar vermek istemiş. | Open Subtitles | فواقع أن المعتدي حاول إصابة عنقك يعني أنه حاول أن يؤذيك بشدة |
Hemen döneceğim. Söz veriyorum, bu adam sizi incitmeyecek. | Open Subtitles | سأعود عمّا قريب، وأعدكِ، لن يؤذيك ذلك الرجل |
Yanında olduğum sürece kimsenin seni incitmesine izin vermem tamam mı? | Open Subtitles | طالما أنا معك ، لن اسمح لأي شخص بأن يؤذيك ، حسنا؟ |
Polisler "24 saat içinde şehri terk et" dediklerinde, tek istediğim gözüne yumruğu çakmak, şantaj yapıp, haraca bağlamak, seni incitecek her şeyi yapmaktı. | Open Subtitles | :وعندما قال الشرطة اخرجي من المدينة في 24 ساعة كل ما أردت القيام به هو ان ابصق في عينيك ابتزازك استغلالك، أي شيء يؤذيك |
Oturmana bak Jack. Kimse canını yakmayacak. Kavga etmeye gelmedim. | Open Subtitles | اجلس فقط يا (جاك) لن يؤذيك أحداً، جئت في سلام |
Hadisene korkak. Bunlar sana zarar veremez, bal mumundan yapılmışlar. | Open Subtitles | إنت مجرد قطة جبانة, هذا الشئ لا يمكن أن يؤذيك إنه مصنوع من الشمع |
Dur bakalım. Sana zarar vermek isteyen kim aptal kız? | Open Subtitles | حسنا ، حسنا ، من يحاول أن يؤذيك هنا ؟ |
Sadece bir dakikalığına onunla konuş. Telefonda sana nasıl zarar verebilir ki? | Open Subtitles | فقط تحدث معه دقيقة كيف يمكنه أن يؤذيك عبر التليفون؟ |
Sadece bir dakikakalığına onunla konuş. Telefonda sana nasıl zarar verebilir ki? | Open Subtitles | فقط تحدث معه دقيقة كيف يمكنه أن يؤذيك عبر التليفون؟ |
İnsan eliyle yapılan hiçbir silah... bu zırh üzerinde olduğu sürece sana zarar veremez. | Open Subtitles | لايوجد اي سلاح صنعه انسان يمكن أن يؤذيك مادمت ترتدي هذا الدرع |
Tanrıya şükür, güvendesiniz. Hiçbir şey size zarar veremez artık. | Open Subtitles | ليتمجد الرب لأنك بخير لن يؤذيك شىء آخر أبدا |
Haydi, kimse sana zarar vermeyecek. | Open Subtitles | هيا. لا أحد سوف يؤذيك. الأمور على ما يرام |
Hemen döneceğim. Söz veriyorum, bu adam sizi incitmeyecek. | Open Subtitles | سأعود عمّا قريب، وأعدكِ، لن يؤذيك ذلك الرجل |
Her şey düzelecek Megan. Seni tekrar incitmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | سيصبح كل شئ على مايرام ولن ادعه يؤذيك ثانية |
Korkunç göründüğümü biliyorum ama asla seni incitecek bir şey yapmam. | Open Subtitles | أعلم أنا ربما بدوت مخيفة, لكني ما كنت لأفعل شيئا يؤذيك. |
Oturmana bak Jack. Kimse canını yakmayacak. Kavga etmeye gelmedim. | Open Subtitles | اجلس فقط يا (جاك) لن يؤذيك أحداً، جئت في سلام |
Bunlar seni incitmez oğlum. | Open Subtitles | لا شئ مما عنده سوف يؤذيك يا بنى |
Otuz beş? Carson, hangi rakam senin bana verdiğin zararı verir? | Open Subtitles | ما يمكن أن يؤذيك بقدر ما آلمني ، كارسون؟ |
Bugün öğlen yemek yerken yanıma geldi. Beni seni incitmek için kullanmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | إنه أقترب مني اليوم خلال الغداء كان يحاول أن يستغلني كي يؤذيك |
Şimdi gideceğimiz yerde, baban seni bir daha hiç incitemeyecek. | Open Subtitles | سنأخذك الى مكان لا يستطيع فيه أبيك أن يؤذيك مجدداً. |
Çünkü, kötü adam sen olursan o zaman kimse seni incitemez. | Open Subtitles | لانه اذا كنت دائما وفعلا الشخص السيء لا احد يستطيع ان يؤذيك |
Bu çok saçma. Onunla konuşmalıyım. O bunu bir zayıflık belirtisi olarak alır ve seni yine incitmeye çalışır. | Open Subtitles | سيعتبر ذلك ضعفا منك ثم سيحاول أن يؤذيك مجددا |
Seni niye incittiğini hiç anlayamadın... | Open Subtitles | ثم أصبح ثمل دائماً ، لم تعرف أبداً لمَ يؤذيك .. |
Bir kenarda durup seni incitmesini seyretmeyeceğim. | Open Subtitles | حسنآ انا لن اقف متفرجآ واراه يؤذيك |