"يتحرك" - Translation from Arabic to Turkish

    • kıpırdamasın
        
    • kımıldamasın
        
    • harekete
        
    • ilerliyor
        
    • hareket halinde
        
    • gidiyor
        
    • hareket etmiyor
        
    • ediyor
        
    • kımıldamıyor
        
    • hareket eden
        
    • hareket eder
        
    • hareket ettiğini
        
    • hareket ettikçe
        
    • yataktan doğrulamayacak
        
    Kimse kıpırdamasın, yoksa hepiniz cehennemi boylarsınız! Open Subtitles لا أحد يتحرك ، لو تحرك أحد ، فسأنسف الطائرة
    Nişanımı alana kadar kimse yerinden kıpırdamasın. Teşekkür ederim, Sal. Open Subtitles لا أحد يتحرك حتى نحتفل جميعاً بترقيتـــي شكراً ياسـال
    Sadece iyi kalite skopolomin israfı. Kimse kımıldamasın. Open Subtitles مجرد اهدار للسكوبولامين لا احد منكم يتحرك
    Hassas uzak sistem hızlı harekete eden metal nesneleri yok etmek için tasarlandı. Open Subtitles لقد تم تصميم النظام الدفاعي الآلي لتدمير أي جسم معدني يتحرك بسرعة فائفة
    Sıkışmış vaziyettesin. Zaman sadece tek bir yöne doğru ilerliyor: Geleceğe. Open Subtitles أنك محصور، الوقت يتحرك في .إتجاة واحد، و هو إلى الأمام
    sadece neye benzediğini göstermek için, hareket halinde gösteren bir video ile işlemci mekanizması çalışması göstereceğim. TED الآن، سأعطيكم لمحة عما يبدو عليه وهو يتحرك بفيديو يعرض جزء واحدا فقط من آلية المعالج تشتغل.
    Şampiyon çok formda görünmüyor ama yine de iyi gidiyor. Open Subtitles البطل لا يبذل كل مجهوده عل مايبدو ولكنه يتحرك الان
    Kimse buradan bir yere kıpırdamasın. Open Subtitles رجاءا لااحد يتحرك من هنا 504 00: 18: 36,000
    Kimse kıpırdamasın. Ellerinizi başınızın üzerine koyun. Open Subtitles لا يتحرك أحد، ولينبطح الجميع على الأرض أيديكم على روؤسكم
    Kimse kıpırdamasın. Ellerinizi başınızın üzerine koyun. Open Subtitles لا يتحرك أحد، ولينبطح الجميع على الأرض أيديكم على روؤسكم
    Kimse kıpırdamasın yoksa hep birlikte ölürüz. Open Subtitles حسناً , لا أحد يتحرك قد نموت كلنا هنا اليوم
    Kimse kımıldamasın, lanet olsun! Bu bir soygundur! Open Subtitles لا احد يتحرك , عليكم اللعنة هذة سرقة بالفعل
    Kimse kımıldamasın yoksa Steve Dodds onu yer! Open Subtitles ماحدا يتحرك و لا ستيف دوددس بدو ياكل رصاصة مين؟
    Kimse kımıldamasın! Sen o tarafa ben bu tarafa bakayım! Open Subtitles لااحد يتحرك ابحث بهذا الاتجاه وانا بالاتجاه الاخر
    Hiç kimse takas bitene kadar fidyeci tabloyu alana kadar harekete geçmesin. Open Subtitles لا يتحرك أحد حتى يتم التسليم ويحصل الخاطف على المظروف في يديه
    Biyolojik olarak niyet ve hayatımızı fiziksel alanımızda bize özerk olarak gelen herhangi bir harekete yansıtmanın içimize işlendiği ortaya çıkıyor. TED من الواضح أن بنيتنا البيولوجية تدفعنا لإعطاء صفة الحياة وهدف لوجود لكل ما يتحرك في فضائنا المادي ويكون غير معتمدًا علينا.
    Oraya neden ekspres yol diyorlar bilmiyorum trafik salyangoz gibi ilerliyor. Open Subtitles لا أدري لماذا يُسمونَ ذلك الطريق بالسريع لأنَ المرور يتحرك كالبزاقة
    Ne olduğuyla başladığını görebilirsiniz ne olduğu, ne olacağı arasında ilerliyor Hepimizin bildiği şiirsel bir saadetle bitiriyor. TED يمكنك رؤية أنه بدأ الحديث عما يوجد، يتحرك بين الموجود و بين ما يمكن تحقيقه، وينهي بنعمة شاعرية، الجزء الذي نعرفه كلنا.
    ama bu videoyu 10 milyar kez yavaşlatıyorum ki ışığı hareket halinde görebilelim. TED ولكنني سأقوم بإبطاء هذا الفيديو بمقدار 10 مليارات مرة حيث يمكنك أن ترى النور يتحرك.
    Elinde tırpan ve kum saatiyle en önde Efendi Ölüm gidiyor. Open Subtitles السيد الصارم يتحرك في المقدمة بالمنجل و الساعة الزجاجية
    Bu şey, biri elle kontrol etmediği sürece hareket etmiyor. Open Subtitles هذا الشيء لا يتحرك من دون شخص تشغيل عناصر التحكم يدويا.
    Sadece yuruyerek MuhabirL Evet, su anda kesinlikle hareket ediyor. TED فقط عن طريق المشي. الصحفي: حسنا، من المؤكد أنه يتحرك.
    Geldiğimden beri kımıldamıyor! Baksana şuna! Open Subtitles لم يتحرك منذ أن دخلت إلى المنزل انظر إليه
    Dışarıya kurulmuş bütün kameralar hariç hareket eden hiçbir şey yoktu. TED لم يتحرك أي شيء غير الكاميرات التي تم تركيبها خارج المشهد.
    Roman sonraki nesiller boyunca ilerlemesine rağmen zaman neredeyse döngüsel bir şekilde hareket eder. TED على الرغم من أن أحداث الرواية تتقدم للأمام خلال الأجيال المتتالية، إلا أن الوقت يتحرك بطريقة دائرية تقريبًا.
    Günün saatleri geçtikçe gölgelerin nasıl hareket ettiğini öğrendiğimden alınıp eve götürülmeden önce ne kadar süre kaldığını anlıyordum. TED كما تعلمت كيف يتحرك الظل مع مرور ساعات النهار، فهمت كم من الوقت سيكون قبل أن يتم أخذي للمنزل.
    Siz gün boyu hareket ettikçe, vücudunuzun pozisyonuna bağlı olarak sürekli değişir. TED بل هو يتحرك طوال الوقت أثناء تنقلك خلال اليوم، وذلك حسب وضعية جسمك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more