"يجبر" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorluyor
        
    • zorla
        
    • zorlar
        
    • zorlamadı
        
    • mecbur
        
    • zorladı
        
    • zorlamak
        
    • zorlamaz
        
    Metabolizması aşırı tepki gösteriyor sinir sistemini kapatmaya zorluyor. Open Subtitles الأيض لديه يعوضه بإفراط مما يجبر نظامه العصبي على التوقف
    Sabit basınç solucan deliğini aktif kalmaya zorluyor, yani bir Yıldız Geçidinin açık kalabileceği maksimum süre kadar beklemek zorundayız. Open Subtitles الضغط المستمر يجبر الثقب الدودي أن يبقى نشط مما يعني أننا يجب أن ننتظر كل الوقت الذي يمكن أن تبقى البوابة فيه مفتوحة
    2. Dünya Savaşı'ndan bu yana hiçbir zaman, bu kadar insan zorla yerinden edilmedi. TED لم يحدث منذ الحرب العالمية الثانية أن يجبر هذا العدد الهائل من البشر على النزوح.
    Tek eşlilik doğal değildir. Vücudu yaradılış sebebine aykırı davranmaya zorlar. Open Subtitles الزواج الاحادى غير طبيعى انه يجبر الجسد ليفعل
    Kimse Troy'u herhangi bir şey demeye zorlamadı. Open Subtitles و لا شخص يستطيع أن يجبر تروي أن يقول أي شيء و ماذا تعرفون؟
    Bu tip saldırganları daha önce de gördüm, artık tatmin edici olmayıncaya kadar devam edip duracak ve o noktada öfkesinin gerçek nedeninin peşine düşmeye mecbur olacak. Open Subtitles لقد رأيت تلك النوعية من قبل سيستمر الامر حتى لا يعود مرضيا و فى تلك النقطى سوف يجبر على السعى خلف
    Metrodaki işlediğini düşündüğümüz cinayetin karısını ikinci kez onu terk etmesine mi zorladı? Open Subtitles ما هي احتمالات الفائدة من القتل الذي نعتقد أنه المسئول عنه في محطة مترو الأنفاق و يجبر زوجته على هجر
    Çok az bir kısım da hissetmemek için kendini zorlamak zorundadır. Open Subtitles البعض القليل منّا يجب أن يجبر نفسنه، أن لا يشعر
    Muhtemelen birini gücünü gösterirken izlemeye zorluyor. Open Subtitles الإحتمالات هي أنه يجبر أحدهما على مشاهدة قوته تطبق على الأخر
    Mi Ho denen kız yüzünden kendini zorluyor mu? Open Subtitles لكن انه بسبب تلك الفتاة مي هو انه يجبر نفسه ؟
    Bir set nükleer tetikleyicisi var ve eski nükleer bilimci Peter Evans'ı kendi için çalışmaya zorluyor. Open Subtitles لديه أيضا مجموعة من المشغلات النووية وهو يجبر عالم نووي سابق اسمه بيتر ايفانز ليعمل لصالحه
    Kurbanlarını öldürmeden önce kadınları insan eti yemeye zorluyor. Open Subtitles قبل أن يقتل ضحاياه فهو يجبر السيدة على تناول لحم أدمي
    Bununla beraber Nobel ödülüne layık olan, en ucuz olanın en ekonomik olduğu teorisi, fakir insanlara zorla içirilmeye çalışılan sarhoş eden bir kokteyl. TED إلى جانب مبدأ آخر يستحق جائزة نوبل يقول: أن الأرخص هو الأكثر توفيراً. هذا هو الشراب المر الذي يجبر الفقراء على شربه
    Aşık olmayan insanları zorla sevdirir. Open Subtitles إنه يجبر الناس على الحب وهم غير مستعدين لذلك.
    Öyleyse birine zorla yardım edilemeyeceğini de biliyor olmalısın. Open Subtitles وكما تعلمين أيضا شخص لديه مشكلة لا يمكن أن يجبر للحصول على مساعدة.
    Nasıl bir baba kızlarını güreşçi olmaya zorlar ki? Open Subtitles أي نوع من الآباء يجبر فتاتاه على الغدو مصارعتين؟
    Ölüm insanların yaşadığı zorlar budur. Open Subtitles الموت هو ما يجبر الناس على العيش
    Bu da havayı, ciğerler yerine mideye gitmeye zorlar. Open Subtitles مما يجبر الهواء على معدته بدل رئتيه
    Hiçkimse boğazına zorlamadı, doğru mu? Open Subtitles لا احد يجبر الاخرين على فعل شي؟ ؟
    Biliyor musun, neye değerdi, kimse Sara'yı yaptıkları için zorlamadı. Open Subtitles أتعلم ن مهما كان ثمن ذلك لم يجبر أحد منّا (سارة) ، لتفعل ما فعلته
    Zayıflık güce mecbur eder. Open Subtitles الضعف يجبر القوة
    Babam onu dinlemem için beni hep zorladı ama kendini ölüme de dinlettirdi. Open Subtitles كان يجبرني دائماً على السماع له ويبدو كما لو أنه يجبر الموت على السماع أيضاً
    Kanı pıhtılaşmaya zorlamak için yarayı yakacak. Open Subtitles سيرفع حرارة الجرح ما يجبر الدم على التخثر.
    Kapıları açılması için zorlamaz ama kendi göre bir işe yarayacak. Open Subtitles لن يجبر البوابات أن تفتح.. و لكنه سيفلح على طريقته الخاصة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more