Adamın pamuk helva yapmasını izliyordu, sonra başı döndü ve içine düştü. | Open Subtitles | كان يشاهد الرجل وهو يعدّ غزل البنات وأصيب بدوار وسقط في الآلة |
Bildiğim şu ki, ne okuma yazma bilen ne de ailesini doyurabilen bir köylü evladının besinsizlikten ölüşünü izlemek zorunda kalıyor. | Open Subtitles | كل ما اعرفه ان الفلاح الذي لا يعرف يكتب او يقرا او اطعام اسرته عليه ان يشاهد ابنه يموت من سوء التغذية |
Herkes adamın iyi olduğunu bilir ama kimse basket izlerken paella yemek istemez. | Open Subtitles | الجمهور يعرف براعته، لكن لا أحد يرغب بتناول البايلا بينما يشاهد كرة السلة |
Kim "Grease"i tek başına izler ki, birini bulman lazım. | Open Subtitles | من يشاهد مسرحية لوحده ؟ يجب أن تذهب مع أحد |
Evde, benim daha önce izleyip nefret ettiğim bir filmi seyrediyor. | Open Subtitles | أنة فى الشقة يشاهد فيلماً قد سبق أن رأيتة و كرهتة |
Eğer kimse izlemiyor olsaydı, profesyonel bile olurdum. | Open Subtitles | حقيقتاً، كان من الممكن أن أصبح محترف لو لم يكن هناك أحد يشاهد |
Bütün halkımın orada olma hakkı var görmek ve hatırlamak için. | Open Subtitles | جميع شعبي له الحق ان يكون هناك لكي يشاهد ذلك ويتذكره |
Yolun kenarında oturuyor, çocuk felci kampanyalarından birisinin gelişimini izliyordu ve birkaç ay sonra şöyle yazdı: "Bu en kahramanca yabancı yardım." | TED | كان جالسا على جانب الطريق، يشاهد مخيمات التطعيم أثناء إنشائها، بعد عدة أشهر كتب قائلا: هذه هي المساعدات الأجنبية في أوج بطولاتها |
Bay Burns, Cuma günü saat 15.00 civarı vuruldu ki o saatte Smithers evinde "Pardon My Zinger"'ı izliyordu. | Open Subtitles | السيد. برنز أطلق عليه النار يوم الجمعة الساعة الثالثة فجراً في الوقت ذاته الذي كان سميذرز يشاهد مسلسل اعذرني يازنجر |
Seni lezbiyen ilişkide izlemek için yaptığı ucuz bir numara. | Open Subtitles | إنها أمنية الرجل الرخيصة أن يشاهد امرأتان يمارسان الجنس لـليلة واحدة |
Ama aslında Zeyna: Savaşçı Prenses'i izlemek istediğini biliyordum. | Open Subtitles | ولكني عرفت أنه بالفعل يريد أن يشاهد زينا : |
Benim masumları yarıp, kesip, parçalayışımı izlerken! | Open Subtitles | اذ يشاهد القص والتقطيع والتمثيل بالابرياء |
Daha TV'de buz pateni izlerken burnun akıyor. | Open Subtitles | أنت رجلٌ يصيبه الرشح حالما يشاهد التزلج على الجليد في التلفاز |
Noah, yatmadan önce hep bilgisayarla oyun oynar veya haberleri izler. | Open Subtitles | نوا دائما يلعب على الكمبيوتر ثم يشاهد الأخبار قبل ذهابه للنوم |
Ve o şelalede... balık tutuyor... oğluyla futbol maçı seyrediyor, çılgınlar gibi bağırıyor. | Open Subtitles | و هو يصطاد السمك عند شلال و هو يشاهد كرة القدم مع ابنه |
Hem, Higuchi bu programı izlemiyor bile olabilir. | Open Subtitles | إضافة لذلك، قد لا يشاهد هيغوتشي البرنامج |
Evet ama zor. Mesela atların başkaları için yarışa girdiğini görmek. | Open Subtitles | أن يشاهد الخيول التي وُلدت في هذه المزرعة تركض في السباقات من أجل شخص آخر |
Daedalus, oğlunun vahim kaderini değiştirmekten aciz bir şekilde, göklere doğru yükselmesini, korku içinde izledi. | TED | كان دايدالوس يشاهد مفزوعًا، بينما إيكاروس يعلو أعلى وأعلى، وهو عاجز عن تغيير مصير ابنه الوخيم. |
- Bazen dövüşçülerle beraber görünüyor ama maçlara gitmiyor, ve bahis oynamıyor. | Open Subtitles | يحب أن يشاهد أحياناً برفقة المصارعين لكنه لا يحضر المباريات أو يراهن عليها |
O para 16 dolar eder. Beyaz balinayı ilk gören ben olacağım. | Open Subtitles | تلك القطعة تساوي 16 دولارا، سأكون أول من يشاهد الحوت الأبيض |
Ama sen bana yumruk attığında, etrafta bir oda dolu insan olmasına rağmen kimse bana yumruk attığını görmemiş. | Open Subtitles | أودّ ذلك, لكن حتّى بالرغم من أن هذه ..الغرفة كانت ممتلئة تماماً عندما لكمتني لكن على ما يبدو لم يشاهد أحداً ما حدث |
O yüzden hazır olun, çünkü pazartesi geceleri bütün dünya bir erkeği, bir kadını ve bir düdüğü izleyecek! | Open Subtitles | لذا استعدوا لأنه في يوم الاثنين ، العالم كله سوف يشاهد رجلاً وإمرأه في مسابقه |
Rahipler onun bana yaptıklarını yapmaz çünkü Tanrı'nın izlediğini bilirler. | Open Subtitles | لا يفعل القسس ما فعله. لأنهم يعلمون أن الرب يشاهد. |
Bazı fotoğraflarını kimsenin görmesini istemiyor. | Open Subtitles | هو لا يريد أحد أن يشاهد الصور التى لا يجب ان تشاهد |