"يعتقد أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanıyor
        
    • olduğuna inanıyor
        
    • in
        
    • göre
        
    • olduğunu düşünür
        
    • düşünüyor
        
    • olduğunu söylüyor
        
    • aklına
        
    • düşündüğünü
        
    • düşünüyordu
        
    • olduğunu düşünen
        
    • düşünürdü
        
    Herkes benim iki ayağımın çukurda olduğunu sanıyor, bir ayağımın değil. Open Subtitles الجميع يعتقد أن قدمي أصبحتا في القبر لكن هناك واحدة فقط
    Babam da aynı şeyi yapıyor. Tarlanın hâlâ ona ait olduğunu sanıyor. Open Subtitles لقد فعل أبى نفس الشئ لا زال يعتقد أن الحقل ملكه
    Görünüşe göre bebeğimiz uykunun zayıf mahluklara has olduğuna inanıyor. Open Subtitles الظاهر أن طفلنا يعتقد أن النوم يحدث مرة في الإسبوع
    O da Sigfrid'in bir işe yaramadığını ve çalışması gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles فإنه يعتقد أن سيغفريد أيضا تافه و يحتاج للمزيد من العمل
    Ona göre, üç köşeli yarış yelkeninin ne olduğunu bilen herkes aziz olmalıydı. Open Subtitles كان يعتقد أن أى شخص يعرف ما هو الشٌراع فلابد أن يكون قديساً
    Şimdi beyniniz, Ay'ın gerçekte olduğundan daha yakında olduğunu düşünür, siz de doğal olarak, Ay'ın düşündüğünüz kadar büyük olmadığı sonucuna varırsınız. TED دماغك يعتقد أن القمر أقرب مما هو عليه في الحقيقة، لذلك تستنتج بشكل طبيعي أن القمر ليس بالكبر الذي كنت تعتقده .
    Kaçınız erkeklerin ya da kadınların dünyada daha fazla olduğunu düşünüyor? TED كم منكم يعتقد أن هناك رجال أو نساء أكثر في العالم؟
    Aslan'ın oğlu olduğunu söylüyor ve bu sırrı artık saklayamazmış. Open Subtitles يعتقد أن ابنه هو ليون و لم يعد يستطيع إبقاء الأمر سراً
    Artık beni elde edebileceğini sanıyor. İşte bu yüzden. Open Subtitles لأنه يعتقد أن بامكانه الحصول عليّ الآن ، هذا السبب
    Oğlunuzun, 19 Eylül'de stadyumda öldürüldüğünü sanıyor. Open Subtitles وهو يعتقد أن أبنك قد أعُدم في الاستاد الوطني في التاسع عشر من سبتمبر
    Aynı beyzbol takımındayız diye ben vurucu, o yakalayıcı diye aramızda bir bağ olduğunu mu sanıyor? Open Subtitles أنا الرامي، وهو الملتقط، يعتقد أن بيننا علاقة خاصة؟
    Delillere bakılırsa, bir kurban daha olduğunu sanıyor. Open Subtitles يعتقد أن الأدله تخبرنا أن هناك ضحيه أخرى
    Bu mesajı yaymanın en iyi yolunun da popüler müzik videolarını kullanmak olduğuna inanıyor. TED يعتقد أن أفضل طريقة ليوصل تلك الرسالة عبر إستخدام وسيط موسيقى الفيديو الشائع جداً.
    Yüksek Konsey bunun tek çare olduğuna inanıyor olmalı... Open Subtitles المجلس الأعلى يعتقد أن هذه هى فرصتهم الوحيدة
    Hala dışarıda dokunulmamış bir kraliyet mezarı olduğuna inanıyor. Open Subtitles إنه ما زال يعتقد أن هناك قبر ملكي سليم هناك
    O da Sigfrid'in bir işe yaramadığını ve çalışması gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles فإنه يعتقد أن سيغفريد أيضا تافه و يحتاج للمزيد من العمل
    Ortalıkta dolaşan bir katil olduğuna göre burasının daha güvenli olacağını düşünüyor. Open Subtitles . هو يعتقد أن هنا أكثر أمانا ، مع وجود قاتل طليق
    Her çocuk babasının yenilmez olduğunu düşünür ve ben neredeyse öyleyim ama ne olacağını kim bilebilir ki? Open Subtitles ملاحظة أكثر جدية يا بُني أعرف بأنّ كل فتى يعتقد أن والده لا يُهزم وأنا كذلك تقريباً لكن من يعرف ؟
    Bilmiyorum, çok tırsmış. Peşinde olan insanların olduğunu söylüyor. Open Subtitles لا أعرف، إنه مُنزعجٌ جداً يعتقد أن ثمة ناسٌ يتعقبونه
    Bu ihtiyarın kendisine bu kadar hakim olabileceği kimin aklına gelirdi? Open Subtitles من كان يعتقد أن ذلك الكابوس العجوز قادراً على سيطرة كهذه؟
    Önümde oturan adam bombanın gerçek olmadığını düşündüğünü söyledi! Open Subtitles الرجل الذي كنت أجلس أمامه لا يعتقد أن القنبلة حقيقة
    Nicholas Ballard kristal kafatasının bir aktarım cihazı olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles نيكولاس بالارد كان يعتقد أن الجمجمة هى وحدة نقل آنى
    Ne bu, saldırgan olmanın kendi içinde komik olduğunu düşünen ve kendini komedyen sanan bir adamın diyaloğu mu? Open Subtitles ما هو، مناجاة لبعض الكوميدي المزعوم الذي يعتقد أن يكون هجومي في نفسه بما فيه الكفاية أن يكون مضحك؟
    Yaşlı adamı öldürenin lanet olduğunu düşünürdü . Open Subtitles إنه يعتقد أن اللعنة هي من قتلت الرجل العجوز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more