"يقول بأن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu söylüyor
        
    • olduğunu söyledi
        
    • dediğine göre
        
    • diyor ki
        
    • söylüyordu
        
    • olduğu yazıyor
        
    • olduğunu söyler
        
    • ettiğini söylüyor
        
    • olduğunu söylerdi
        
    Senin 90 trilyon $'ın yok ama harita bunun değerinin öyle olduğunu söylüyor. Open Subtitles حسناً, لن تأخذ 90 ترليون دولار, لكن الجدول البياني يقول بأن هذه تكلفته.
    Bölge müdürlüğü Cheonggye deresine çıkan bir geçit olduğunu söylüyor. Open Subtitles ..مكتب المقاطعة يقول بأن هناك ممر يقود لمسار.. تشونج جاي
    Savaşsınlar yeter. Ernie Pyle, Sicilya'da gizli bir silahınız olduğunu söylüyor: Open Subtitles إيرنـى بايـل" يقول بأن لديك سلاح سرى" "هنا فى "سيسلـى" :
    Teyit edilmemiş bir kaynağım içkilerdeki bir şeyden olduğunu söyledi. Open Subtitles لدي مصدر غير مؤكد، يقول بأن هناك شيئًا في المشروبات
    dediğine göre o boksör kılıklı punk üç yeni Mercedes'in anahtarını alacakmış. Open Subtitles يقول بأن الملاكم الشرير سيأخذ المفاتيح لثلاثة سيارات مرسيدس جديدة اليوم
    diyor ki bu gemi atalarımız öldüğü yerin çok uzağında dolaşıyor. Open Subtitles يقول بأن السفينة ابتعدت كثيرًا عن الموطن الذي مات فيه أجدادنا
    İlerleme olduğunu söylüyor. Sigara ister misin? Open Subtitles يقول بأن الامور تتقدم هناك أتريد سيجارة؟
    Saat 11:00'de bu bölgeyi, oradaki Güvenlik Merkezi'ni... yani sizin olduğunuz yeri... incelemek üzere bir randevusu olduğunu söylüyor. Open Subtitles يقول بأن لدينا مقابلة في الساعة 11: 00 ليستكشف الموقع
    Takvim kış olduğunu söylüyor, ama bahar şimdiden geldi. Open Subtitles التقويم يقول بأن الجو الآن شتاءً، لكن نسيم الربيع بدأ بالظهور
    Bazıları onun hayaletinin hala burada olduğunu söylüyor. Open Subtitles البعض يقول بأن شبحه ما زال . يسكن هذه القاعة حتى يومنا هذا
    Yüzbaşı Swanson 5. hatta. Önemli olduğunu söylüyor. Open Subtitles إنه النقيب سوانسون على الخط خمسة يقول بأن الأمر مهم
    Banning, sularını güvenli hale getirecek metodun sadece kendisinde olduğunu söylüyor. Open Subtitles بانينج يقول بأن لديه الطريقة الوحيدة ليجعل مائهم آمن
    Vadiye su verdiklerini ve bu yüzden bir miktar su kaybı olduğunu söyledi. Open Subtitles يقول بأن هناك ريّ في فالي، وأن هناك دائماً بعض التسريب.
    Elinde bu tişörtleri güvenlik polisinin yolladığına dair hiç şüphe bırakmayacak kanıtlar olduğunu söyledi. Open Subtitles يقول بأن لديه دليل لا ريب فيه بأن شرطة الأمن أرسلوا تلك القمصان
    Daniel bazı sorunlarınız olduğunu söyledi. Belki de ben evime gitmeliyim. Open Subtitles دانيال يقول بأن عندك بعض المشاكل لربما يجب أن أذهب
    Amiral, Burnett'in dediğine göre Sırp askerleri pilotunu öldürmüşler. Open Subtitles بورنيت يقول بأن فرقه عسكريه صربيه قتلت الطيار
    diyor ki "İçimizde olan, dışımızda olanı yaratacaktır." Open Subtitles إنه يقول بأن ما يحدث داخلنا هو الذي يخلق ما يحدث خارجنا.
    Adamın biri Hennessey'den kaçan... mahkumlar olabileceğini söylüyordu. Open Subtitles شابا يقول بأن هؤلاء هم بعض السجناء الهاربين من هنيسي
    Gazetede boynunda sıra dışı kesikler ve çürükler olduğu yazıyor. Open Subtitles الورق يقول بأن لديها جروح غير عادية علي رقيتها
    Darwin erdemlerimizin çoğunun kendimize az yararı olduğunu, ama içinde yaşadığımız gruplar için yararlı olduğunu söyler. TED داروين يقول بأن الكثير من فضائلنا ليست ذات فائدةٍ كبيرةٍ لأنفُسِنا ، ولكن لها فوائد عظيمةٍ لمجتمعاتنا.
    Pentagon'dan kaynaklar bir Pakistan savaş gemisinin hiç uyarıda bulunmadan Ohio sınıfı nükleer denizaltı U.S.S. Colorado'ya ateş ettiğini söylüyor. Open Subtitles مصدر يقول بأن سفينة باكستانية حربية قامت بالإطلاق دون سابق إنذار سفينة من فئة اوهايو
    Her zaman ulusal yarışmayı kazanmanın hayatının en büyük başarısı olduğunu söylerdi. Open Subtitles فين كان دائماً يقول بأن الفوز بالناشينولز كان أفضل إنجاز في حياته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more