Evet, ama ya bir teknisyen sadece bir yankıya baktığını sandıysa? | Open Subtitles | نعم لكن, ماذا لو إعتقد التقني فقط أنه ينظر الى الصدى؟ |
bak, çocuk kelimelerin detaylarına, dikkatli bakmıyor, yani çoğu zaman sadece tahmin ediyor. | Open Subtitles | انظر الولد لا ينظر بتمعن في تفاصيل الكلمه لذلك فهو معظم الوقت يخمن |
Kimse benim çocuklarıma ne kadar çok sevdiğimi düşünmüyor. Cosima'ya bak.. | Open Subtitles | .لا أحد يفكر كيف أحببتُ أطفالي .الجميع ينظر إلى الغيبوبة فقط |
Bir tek o bana bu sandalyeye düştüğümden beri farklı şekilde bakmadı. | Open Subtitles | عندما أصبحت مقعدا كان هو الوحيد الذى لم ينظر الى بشكل مختلف |
Son zamanlarda bana, bakarken sanki hoşlanmadığı bir şeyler varmış gibi davranıyor. | Open Subtitles | تحصل معي الأشياء الغريبة مؤخراً. فعندما ينظر إلى يرى شيئاً لا يحبه. |
Yani bir insanı güneşe baktı diye mi suçluyoruz şimdi? | Open Subtitles | ما الذي تحاول أن تعملة تحاكم رجل لأنة ينظر إلى الشمس؟ |
Bu gece bize eşiyle sadece telefon seksi yaptıklarını söyledi. Muhtemelen adam kadının böcek gözlerine bakmak istemiyordur. Hey, bekle bir dakika. | Open Subtitles | الليلة أخبرتنا ان هى و زوجها يمارسون الجنس عبر الهاتف فقط ربما لأنة لا يريد ان ينظر الى عيون الحشرة أنتظرى لحظة |
Bu defa son olduğunu düşündüklerinde insanların size nasıl baktığını bilirsiniz değil mi? | Open Subtitles | أتعرفون كيف ينظر الناس إلى بعضهم عندما يدركون أنهم لن يروا بعضهم ثانيةً؟ |
Dylan, o hala aynı insan. İnsanların ona nasıl baktığını görünce... | Open Subtitles | لا يزال نفس الشخص ليس عندما أرى كيف ينظر الناس إليه |
Sonra büyük şehre taşındığımda bu dünyada herkesin bana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | وعندما انتقلت الي هنا هذا العالم، عندما رأيت كيف ينظر الجميع إلي |
Bana bakmadı. Hala kartlarına bakıyordu ve işte bu tablonun baştan çıkarcı unsurlarından biri de bu, genç yaptığı şeye o kadar odaklanmış ki, bize bakmıyor. | TED | ولم ينظر إلي. فكان مازال ينظر إلى بطاقاته وهذا إحدى العناصر المغرية في هذه اللوحة فهو في قمة التركيز فيما يعمل لدرجة أنه لا ينظر إلينا |
Fleming'se kanıtlara bile bakmıyor. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع أن أجعل فلامينغ اللعين حتى أن ينظر في ذلك الدليل، جاي. |
Hayır, dur. Dinle. Onu başka bir kıza bakarken gördüğünü söyle. | Open Subtitles | كلا، توقـّفي، إنصتي، إخبريه أنـّكِ رأيتيه وهو ينظر إلى فتاة أخرى |
Kim bu adam? Ruhumun derinliklerine baktı! | Open Subtitles | من هو الرجل الذى يقف هناك , الذى ينظر داخل روحى ؟ |
Yapmanız gereken şey; bir çocuğun gözlerinin içine bakmak tüm ihtiyacınız bu. | Open Subtitles | لا بد ان ينظر المرء في عيني الطفل وهذا كل ما أحتاجه |
Bu gece otel odasına gittiğinde likör lisansımıza bir bakmasını söyler misin? | Open Subtitles | عندما تذهبين لفندقه الليلة هل يمكنك سؤاله بأن ينظر في ترخيص مشروباتنا |
Ama bazen bana baktığında beni olduğum gibi gördüğünü biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أحياناً عندما ينظر إليّ أشعر بأنه يرآني كما أنا |
Ölmeden hemen önce, öyle görünüyor ki, bu sağlık raporuna bakıyormuş. | Open Subtitles | ويبدو كما لو أنه ينظر في تقرير طبي قبيل وفاته |
Herkes nereye bakıyorsa, siz başka biryere bakın, ve gidip farklı şeyler yapın, bilirsiniz, ve o da bunu yapıyor. | TED | دائما انظر حيث لا ينظر الآخرون و اذهب و قم بشيء مختلف |
Ama bakarken niye gözlerine baksın ki? | Open Subtitles | لماذا تريده أن ينظر إلى عينك وهوا يقوم بلعق فرجي؟ ؟ |
Bir adam hayatını geri bakarak harcarsa.. ...gözünün önündekileri de kaybeder. | Open Subtitles | إذا قضى الرجل حياته ينظر للوراء، سوف يفوته ما هو أمامه. |
Eğer beni özlerse, buna daha sonra da Cuiqiao'ya bakması gerekir. | Open Subtitles | إذا اشتاق لي، فعليه أن ينظر إلى هذه وعندها سيرى تشيشاو |
Çok fazla yiyor ve Sır saklıyor ve Porno izliyor. | Open Subtitles | إنه يأكل أكثر وغدا كتوم وهو ينظر إلى المواد الإباحيّة. |