"يوم واحد" - Translation from Arabic to Turkish

• bir gün
• bir günde
• bir günlük
• Bir günün
• bir günümüz
• bir günüm
• bir günden
• bir günü
• tek gün
• bir günlüğüne
• birgün
• ilk günden
• günün birinde

bir gün içinde bu kadar samimi olmamız ne ilginç.
الأمر غريب . غريب أننا أصبحنا أصدقاء في يوم واحد

bir gün Pollyanna gibi görünüyordu, diğer gün ne bileyim, Lolita gibi.
يوم واحد وتبدو مثل بوليانا وبعد ذلك ستبدو مثلى لا اعرف، لوليتا

Evet, bir gün artık evli bir çift gibi olmadığımızı anladım.
نعم، أنا فقط أدركت يوم واحد بأنّنا كنّا لم نعد متزوّجون.

Zero Cool bir günde 1507 sistemi çökertti. tarihteki en büyük çöküş.
الذى حطم 1,507 نظام تشغيل فى يوم واحد اكبر هجوم فى التاريخ

Bu mahkumların tamamen ıslah olmalarına sadece bir gün kalmıştı.
أولئك المساجين كانوا على بعد يوم واحد من إعادة التأهيل

bir gün o hayatın artık bana göre olmadığını anladım.
في يوم واحد أدركت لم يعد هذا ملكي بعد الآن.

Babamın ölümünden bu yana , kavgasız geçirdiğiniz bir gün bile olmadı.
بعد موت أبى لم يمر يوم واحد يوم واحد لم تتشاجرا فيه

Arkadaşından ayrıldıktan bir gün sonra bana çıkma teklifi mi ediyorsun?
أنت تسألني ذلك بعد مرور يوم واحد من إنفصالي مع صديقك؟

Tek istediğim sadece bir gün dinlenebilmek, bu da çok mu?
يوم واحد راحه . كل ما اطلبه هو يوم واحد راحة

Kafayı mı yedin sen? Eminim bir gün bile dayanamazdın.
أعني أراهن أنك لن تنجح في هذا لمدة يوم واحد

Çekime daha bir gün var, bu hafta haber alacağız.
أنه يوم واحد ليس أكثر فى الصيد، فى أخر الأسبوع.

Ve sonra bir gün gözlerimi kapatmak ve... kollarında ölmek istiyordum.
ثم يوم واحد أريد لإغلاق عيني و.. يموت سلميا بين ذراعيك.

bir gün içinde nişanım bozuldu. En iyi arkadaşımı ve dairemi kaybettim.
في غضون يوم واحد ،خطوبتي تفككت فقدت صديقي المقرب ،وبعدها خسرت شقتي

Şu anda tek istediğim bir gün daha normal olmak.
,ما أريده الآن فقط . يوم واحد اكون فيه طبيعي

Sonra bir gün, babam ahşap kukla ile onu filme almamı istedi.
يوم واحد لقد أخبرني أبي بأن أذهب للمشهد كان يتمرن بصورة حزينة

Dördüncü ayın ikinci günü. Hep bir gün geç kaldın dersin ya.
الشهر الرابع اليوم الثاني, يوم واحد متأخر للغاية كما كنت تقول دائماً

bir günde çok fazla para kazarır kazanmaz ikimiz de kendi ömürlerimizi düşünürüz.
عندما نكسب نقوداً فى يوم واحد أكثر مما كسبناه فى حياة كلاً منا

Bir yıl önce bir günde satabileceğim 63 model Thunderbird'üm var.
لقد حصلت على 63قطعه كنت ابيعهم فى يوم واحد السنه الماضيه

Masters'in devlete verdiği bir günlük zarar bile bundan daha fazla.
ماسترز يتفوق على الحكومة بهذا القدر من المال في يوم واحد

Adli uzmanımızı aksine ikna etmek için Bir günün var.
أنتَ لديك يوم واحد. لتقنع عالمتنا للطب الشرعي بخلاف ذلك.

Beyler, 50.000 dolarlık japon yemeği yiyebilmemiz için sadece bir günümüz var.
أيها السادة, لدينا يوم واحد لنأكل طعام ياباني بقيمة 50 ألف دولار

Böyle bir günüm daha olursa, hapı yuttum.
يوم واحد أكثر من هذا القبيل، ليس لدي صلاة.

Haftada bir günden fazla çalışacağın bir iş buldun mu?
أوجدت وظيفة حيث تعمل اكثر من مجرد يوم واحد في الأسبوع

Her ne kadar haftanın bir günü tamamen dine adanmış olsa da o zaman bile, İsa'nın havarilerinin balıkçı olduklarını anlatırdı.
وعلى الرغم من أنه صحيح أن يوم واحد بالأسبوع يعطى كله للتعبد ثم حتى قال لنا انا تلاميذ المسيح كانوا صيادين

Ve hapiste bir tek gün bile yaşama şansın yok.
وأنت لن تدوم يوم واحد في السجن لأن المدراء التنفيذيين

Bence bir günlüğüne iyi olmamak seni öldürür
لا أظن أنه سيقتلك إذا كنتي جيدة لمدة يوم واحد

Bence Halloway başını bol bol derde soktu... buraya geldi,bir güzel doldurdu ve birgün okyanusa yürüdü.
أعتقد هالواي أصبح في كثير من المشاكل خرج من هنا، أصبح لطيفا ومحمّل ودخل المحيط، يوم واحد

Bir şeyi ilk günden itibaren yapmaya başlamam mümkün.
يمكنني أن أبدأ كل شيء من جديد وأفعل أشياء من يوم واحد.

günün birinde bu günü anıp güleceğiz.
يوم واحد الذي نحن سَنَنْظرُ للوراء على هذا ونحن سَنَضْحكُ.