"يَجِبُ أَنْ" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerek
        
    • lazım
        
    • gerekiyor
        
    • zorunda
        
    • gereken
        
    • zorundayım
        
    • zorundasın
        
    • gerektiğini
        
    • gerekir
        
    • zorundayız
        
    • onu
        
    • gerekecek
        
    • olmalı
        
    • etmelisin
        
    • etmeliyiz
        
    Ayrıca bu gece lanet olası bir yemeğe katılmam gerek. Open Subtitles إضافةً لذلك, يَجِبُ أَنْ أذْهبْ على شرف مأدبة عشاء اللّيلة
    Ama o kişiliğini ezmek istemediğimi bilmesi lazım. Open Subtitles لَكنَّه يَجِبُ أَنْ يَعْرفَ أنا لا أُريدُ الخَطوة عليه.
    Bunun delilik olduğunu düşünebilirsin, bence bu tamamen delilik ama Maine'e gitmem gerekiyor. Open Subtitles أَعْرفُ بأنّك سَتَعتقدُ هذا جنونُ. بالتأكيد أعْمَلُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إلى مايني.
    Çünkü ölürsen, yine benden gerçekten hoşlanan kızlarla çıkmak zorunda kalırım. Open Subtitles لأنه يَجِبُ أَنْ ابْدأَ بالحديث مع البناتَ اللواتي يَحْببنَني في الحقيقة.
    Tek yapmanız gereken hedefinize burayla burası arasında nişan almak Open Subtitles كُلّ أنت يَجِبُ أَنْ تُصيب الجسم من هنا إلى هنا
    Eve dönerken halletmek zorundayım. Tamirciye de gitmeliyim, çiçekçiye de. Open Subtitles يَجِبُ أَنْ أفعل ذلك في الطّريق إلى المنزل وسأتصل بالميكانيكي
    Biraz sonra oraya çıkmak zorundasın ve Courtney Love gibi görünüyorsun. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تَخْرجَ هناك قريباً، وأنت تَبْدو مثل حبَّ كورتناي.
    Uyumsuzluk cezalarının biraz daha fazla olması gerektiğini düşünmüyor musunuz? Open Subtitles عقوبات عدمِ إلتزام، ألا تعتقدين أنه يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أعظمَ؟
    Karımla nasıl tanıştığımı açıklamak için babamı tarif etmem gerekir. Open Subtitles لكي أُوضّحَ كَيفْ قابلتُ زوجتَي أنا يَجِبُ أَنْ أَصِفَ أبي.
    Oraya girmeden size bir şey söylemem gerek. - Eddie? Open Subtitles يَجِبُ أَنْ أُخبرَك شيءَ يا رجالِ قَبْلَ أَنْ نَدْخلُ هناك.
    Nihayet 3 hafta sonra buluşuyoruz, ve benim ateşli görünmem gerek. Open Subtitles نحن نَجتمعُ أخيراً في ثلاثة أسابيعِ، وأنا يَجِبُ أَنْ أَبْدو حار.
    İşte o an kaçmanız lazım. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تَخْرجَ أثناء هذا الوقتِ
    Korkunç. Öldürmemiz lazım. Sen de biliyorsun. Open Subtitles انه فظيعُ يَجِبُ أَنْ نَقْتلَه وأنت تَعْرفُ بأنّنا يجب علينا ذلك
    Biraz dinlenmesine izin vermeliyiz, ve benimde badajları değiştirmem gerekiyor. Open Subtitles يَجِبُ أَنْ نتركها ترتاحُ بعض الشيء وعلي تغيير الضماد أيضا
    Şimdi diğer kurul üyelerini tavlamak için nazik davranmaya devam etmem gerekiyor. Open Subtitles الآن كُلّ نحن يَجِبُ أَنْ نَستمرُّ هجوم سحري مَع أعضاءِ اللجنة الآخرينِ.
    Dinle, bu şey resim yaparken burada olmak zorunda mısın? Open Subtitles استمعُ، هل يَجِبُ أَنْ تَبْقى هنا بينما هذه الاشياءِ تدهن؟
    Zor bir hafta geçirdiğinizin farkındayım... ama bilmeniz gereken bir şey var. Open Subtitles اسمعوا أيها الطلاب لقد مررتم بأوقات عصيبة هناك شيء يَجِبُ أَنْ تَعْرفَوه
    Ama sana söylemiştim günün sonunda bir cevap almak zorundayım. Open Subtitles لَكنِّي أخبرتُك، أنا يَجِبُ أَنْ آخذَ جواب عند نهاية اليوم.
    Yolda bir mola verdin gibi. Kendin için bu seçimi yapmak zorundasın. Open Subtitles نوع من الوقوف فى طريقِ طول يَجِبُ أَنْ تَقُومَ بذلك الإختيارِ بنفسك
    Lütfen ona benimle görüşmesi gerektiğini söyleyin. Open Subtitles من فضلك من فضلك أخبريْه يَجِبُ أَنْ اتكلّمَ معة
    Oral seks yapmaları gerekir çünkü bunu gerçekten istemeden yaparlar. Open Subtitles هم يَجِبُ أَنْ يَعطوا الجنس الفموي لأنهم لَمْ يُرادوا حقاً.
    O halde sihirli şiirlerini bize karşı kullanmasını durdurmak zorundayız. Open Subtitles حَسناً إذن، يَجِبُ أَنْ نَمْنعَه من إستخدام شعره السحري ضدنا
    Şey, aslında Marie, bence Robert kendisini mutlu edecek neyse onu yapmalı. Open Subtitles حَسناً، في الحقيقة ماري، أعتقد روبرت يَجِبُ أَنْ يَعمَلُ مهما طرازاته سعيدة.
    Ama akciğerlerinizden biri sönmüş, bu da göğsünüze bir iğne batırmam gerekecek demek. Open Subtitles لكن أحد رئتينِكَ إنهارتْ، التي تَعْني بأنّني يَجِبُ أَنْ أَضِعَ إبرة إلى صدرِكِ
    Bu hafta sonu illâ da seks hakkında mı olmalı? Open Subtitles هَلْ ذلك عطلة نهاية إسبوعُ يَجِبُ أَنْ تَكُونَ حول الجنسِ؟
    ...ve muhtemelen ben öldükten sonra hiçbir şey kalmayacak ama benim dürüst olduğumu kabul etmelisin, anladın mı? Open Subtitles ولا شيء من المحتمل ان يبقي بعد موتِي، لكن أَنا صادقةُ وهذا يَجِبُ أَنْ يَكُونُ معروف اتفْهمُ؟
    Bize yiyecek ve giyecek veriyorlar, onlara itaat etmeliyiz. Open Subtitles يَعطونَنا غذائَنا وملابسَنا. و نحن يَجِبُ أَنْ نَطِيعَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more