Sonra da bir şey söylemedin çünkü sonunda hayatından çıktığı için rahatlamıştın. | Open Subtitles | ثم لم تقولي شيئاً لأنك شعرت بأرتياح بأنه خرج من حياتك أخيراً |
Elaine'in çıktığı adam bana çok tanıdık geldi. | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي تواعده إلين يبدو مألوفاً جداً لي. |
çıktığı kadın kurs için, onun IQ testine girmesini istiyor. | Open Subtitles | المرأة التي يواعدها ستخضعه لإختبار ذكاء لتلك الدراسة |
çıktığı kişinin kendine ait olduğunu sanırken öyle olmadığını anlayan kişi. | Open Subtitles | انه يواعد شخصاً حصريا وبعدها يكتشف أن هذا ليس ما يحدث |
Okulda çıktığı olmayan tek kız benim. | Open Subtitles | انا البنت الوحيدة في المدرسةِ التي لا تواعد. |
Dinle, yerinde olsam o kumarbazları oradan çıkarırdım çünkü o Türkler o kapıdan çıktığı anda, | Open Subtitles | أسمع، لو كنت مكانك، لجعلتهم يخرجون لأنهم حالما يخرجون من ذلك الباب |
Ancak görevi süresince, dışarı çıktığı bir gün vardı en azından. | Open Subtitles | لكن كدفاع عنه، كان ثمّة يوم واحد على الأقل خرج فيه |
Şu diş ipi cebimden fırlayıp çıktığı zaman oldu. | Open Subtitles | لقد اكن عندما خرج خيط تنظيف الأسنان من جيبي |
Ağır çekimde Denver oyuncusunun sahanın dışına çıktığı görüldü. | Open Subtitles | عند إعادة النظر في اللعبة المستلم دينفير خرج عن الحدود |
çıktığı bu adamı, Larson'ı öldürdü mü diyorsunuz? | Open Subtitles | وأنت تقول بأنها قتلت ذلك الشاب الذي كانت تواعده لارسون |
Âşık olduğu çocuğu çaldım, sonra âşık olduğu çocuğu unutmak için çıktığı çocuğu çaldım. | Open Subtitles | التي تحبه , ثم سرقت الفتى التي كانت تواعده لأتخطى الفتى التي كانت تحبه |
Önceden çıktığı bir dahi vardı onu anlatayım sana. | Open Subtitles | دعني اخبرك عن ذلك العبقري التي كانت تواعده |
çıktığı kız kayboluyor, kızın kıskanç bir erkek arkadaşı olduğunu biliyor... | Open Subtitles | الفتاة التى كان يواعدها إختفت ..وهو يعلم بأنها لديها صديقها السابق الغيور هذا |
Liam ile aramı düzeltmem için ne gerekiyorsa yapmamlıyım, ve onun eskiden çıktığı kızla çıkmak... | Open Subtitles | تعلمين, علي أن أفعل ما أستطيع لإصلاح الأمور مع ليام ومواعدة فتاة كان يواعدها |
En iyi arkadaşının çıktığı kadınların kendisi gibi olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه يجعل أعز أصدقائه يواعد نساءاً يشبهنه تماماً. |
Bateman'in çıktığı A.C.L.U.'dan birisiymiş | Open Subtitles | بايتمان يواعد شخصا من الإتحاد الأمريكي للحريات المدنية |
Kendinden yaşlı ve şovenist bir erkekle çıktığı müthiş sahne var tam işi bitirecekleri sırada adam inliyor. | Open Subtitles | هناك هذا المشهد السعيد كليا حيث أنّها تواعد ذلك العجوز الرجل المتعصب كما هم أوشكوا أن يفعلوا، إنه يشتكي |
Ve bebeklerin ana rahminden ceket ve kravatla çıktığı... | Open Subtitles | ♪ والأطفال يخرجون من الرحم في سترات وربطات عنق ♪ |
Her şey bu noktadan temiz bir atış yapmaya bağlı ve onu gemiden çıktığı gibi almalıyız. | Open Subtitles | كل شيء يعتمد علينا أن نحصل على إصابة واضحة من هذا الموقع. ويجب أن نصبه فور خروجه من تلك السفينة. |
Bir kutudan kırmızı renkli birşey çıktığı için, hepimizin ödü mü patlıyor? | Open Subtitles | تعرضنا للخلخلة قليلاً مادة حمراء ما، خرجت من الصندوق والآن نشعر بالخوف؟ |
Bill Cosby nerden çıktığı belli değil gibi koşarak cüceye girişti. | Open Subtitles | وبيل كوسبي .. يخرج من لا مكان و يبدأ في ضربه |
Pekala, ikiniz... onun çıktığı adamlarla konuşun. | Open Subtitles | أوكي.. عليكما التحدث مع الرجال الذين كانت تواعدهم |
Odadan çıktığı zaman bir tanı koyabiliriz. | Open Subtitles | قد نحصل على تشخيص بمجرّد خروجها من الحجرة |
Demem o ki, nasıl bir insan çıktığı insanı masada bırakıp gidip başka biriyle tuvalette seks yapar ki? | Open Subtitles | اعني , اي نوع من الناس يترك موعده ؟ في المطعم و يذهب و يضاجع شخصٌ ما ؟ في الحمام ؟ |
Beni çıktığı biri gibi düşünmesini istiyorum. | Open Subtitles | و أن تراني كشخص تريد مواعدته |
- Dünküyle aynı. Ortaya çıktığı diğer seferle de aynı. | Open Subtitles | نفس الوقت كالبارحة، ونفس الوقت مثل آخر مرة ظهر فيها. |
Kız kardeşim onun, önceki çıktığı erkeklerden çok farklı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | اختي تقول إنه مختلفاً تماماً عن الشباب التي واعدتهم من قبل |