"çalışır" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعملون
        
    • سيحاول
        
    • تعمل
        
    • يعمل
        
    • يحاولون
        
    • سيعمل
        
    • ستحاول
        
    • سأعمل
        
    • محاولاً
        
    • ويحاول
        
    • يحاول
        
    • يعملان
        
    • ويعمل
        
    • دائراً
        
    • وتعمل
        
    Burası McMurdo'nun kendisi. Yazın burada bin kadar insan çalışır, ve kışın 200 kadar burası altı ay boyunca tamamen karanlık iken. TED هذه ماكموردو نفسها. حوالي ألف شخص يعملون هنا في الصيف، وحوالي 200 في فصل الشتاء عندما تكون مظلمة تماما طيلة ستة أشهر.
    Çok geçmeden köyden 30 kadın, nakış işinde çalışır oldu. TED وبوقت قياسي كان لديها 30 امرأة في القرية يعملون في التطريز لحسابها.
    "ve birisiyle karşılaştığı zaman hep bunu denemeye çalışır Open Subtitles وعندما يقابلها سيحاول دائماً أن يفعل ذلك
    Resif nasıl çalışır? Çok ama çok basit bir şekilde. TED كيف تعمل الشعاب المرجانية؟ حسنا ، انها بسيطة جدا جدا.
    Dünyada 1,8 milyar kişi bu düzensiz ve resmi olmayan ekonomi içinde çalışır. TED يعمل حوالي 1.8 مليار نسمة في العالم في الاقتصاد الغير المنظم وغير الرسمي
    Çıkma teklifi aldığım erkekler genellikle beni yatağa atmaya çalışır. Open Subtitles أغلب الشباب الذين يريدون مواعدتى يحاولون أن يأخذونى إلى الفراش
    Yalnızca, her yıl bir defa sonbaharın ilk gününde ödeme yaparsam çalışır. O böyle istiyor. Open Subtitles أنه سيعمل إذا دفعت مرّة فى السنة في اليوم الأول من الخريف.
    Şartlara bakıldığında, dört motorun hala çalışır olduğu gerçeği vardı. Open Subtitles المثير للدهشه أن الأربعة محركات مازالوا يعملون
    Knapp'ler yarı normal insanlardı, bahçede çalışır, çimlerle ilgilenirlerdi, çimenlikleri vardı! Open Subtitles كانوا يعملون في الباحة الخلفية ويجزّون مرجتهم على الأقل كان لديهم مرجة لجزّها
    # Onlar sahilde bütün gün çalışır # Güneşin altında, köleler gibi Open Subtitles فوق على اليابسة, هم يعملون طوال اليوم, تحت الشمس مثل العبيد.
    Oh, elbette. Avukatlar gökdelenlerde çalışır ve sekreterleri olur. Open Subtitles طبعاً ، وكأن المحامين يعملون في ناطحات سحاب ولديهم سكرتير
    Birçok kişi 9'dan 5'e çalışır. Open Subtitles معظم الناس يعملون من الساعة 9 إلى الساعة 5
    Bu işin en baş ağrıtıcı yanlarından biridir ama davacı davalının karakterini sökmeye çalışır. Open Subtitles انه الجانب المزعج فى المهنة, سيحاول الأدعاء تمزيق شخصية المتهم
    Sonunda onu çalışır hale getirdik, orasında ve burasında biraz ayar yaptıktan sonra. TED و جعلناها تعمل في نهاية المطاف ، وبعد التغيير والتبديل قليلا هنا وهناك.
    Tıbbi palyaçolar anbean palyaçolar, hemşire ve çocuk arasında bağ kurmaya çalışır. TED يعمل المهرجين الطبيون لحظة بلحظة لإنشاء تواصل بين المهرجين، والممرض والأهل والطفل.
    Bir bakıma, otel incelemesine kendilerini sokmaya çalıştılar, sizleri orada olduklarına ikna etmeye çalışır gibi yani. TED كانوا يدخلون أنفسهم في الرأي حول نقد الفندق, كأنهم يحاولون أن يقنعوك أنهم كانوا هناك.
    Adamlarımı koruyamazsam kim benim için çalışır? Open Subtitles من الذي سيعمل معي وأنا لا أستطيع حماية رجالي بحق الجحيم؟
    Güzel görünmeye çalışır, tabii eğer güzel görünmesi gereken birisi varsa. Open Subtitles .. ستحاول أن تُظهر جمالها إن كان لديها شخص لتتجمّل لأجله
    Lütfen! Senin için çalışır, ne istersen yaparım. Open Subtitles أرجوكِ، سأعمل عندكِ و أقوم بأيّ شيءٍ تريدينه
    Ve o da bütün gün boyunca sorunun nerede olduğunu bulmaya ve ertesi gün de tamir etmeye çalışır. Open Subtitles و سيقضي يوماً كاملاً محاولاً معرفة المشكلة و يوماً آخر محاولاً إصلاحها
    Kılık değiştirme o kadar inandırıcıdır ki erkek arılar orkideye konar ve onunla seks yapmaya çalışır, giderken polenleri de götürürler. TED هذا التنكر مقنع جدًا للنحل الذكر الذي يحط على الأوركيد ويحاول ممارسة الجنس معها، يلتقطون حبوب اللقاح أثناء ذهابهم.
    Birisini kafasından üç kere vurusun... ve doktorun biri onu yaşatmaya çalışır. Open Subtitles تضربين شخص ما .. فيالرأسمرتان،أوثلاثمرات. وطبيب ملعون يحاول إبقائه على قيد الحياة
    İki XT çalışır durumda ama oyunlar hâlâ kapalı. Open Subtitles لدينا حاسوبين يعملان لكن الألعاب لا زالت لا تعمل
    Nerde yaşar, nerde çalışır, ve en önemlisi, şu anda nerede olduğu. Open Subtitles أين يقطن ويعمل والأهم من كل ذلك أين يمكن أن يكون الآن
    Arabayı çalışır durumda bırak. Eğer bir şey görürsen kornaya bas, tamam mı? Open Subtitles ومن الواضح في الوقت الراهن سنبقي المحرك دائراً
    Mesele, miselyumun sadece ormandaki farklı bireylere bağlanması değil, aynı türden bireyler haricinde huş ağacı ve göknar gibi türlere bağlanması. Bu bir tür Internet gibi çalışır. TED وليس هذا فحسب، يربطُ الغزل الفطري أفراداً مختلفة في الغابة. أفرادٌ ليسوا فقط من نفس النوع، لكن من بين الأنواع، مثل البِتيولا والشوح، وتعمل كنوع مثل الإنترنت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more