| Yani, neden tüm yazımı bu aptal çiftliğin içinde boşa geçireyim ki? | Open Subtitles | أقصد , لما علي أن أقضي طيلة عطلة الصيف بهذه المزرعة اللّعينة |
| Bu çiftliğin tapusu benim üzerime ve o içerideki adam benim küçük kardeşim. | Open Subtitles | أنا أملك عقد هذه المزرعة و الرجل الذي في تلك الغرفة هو أخي |
| Kızlar kaçırıldıktan sonra bir komşu çiftliğin garajından çıkan bu adamı görmüş. | Open Subtitles | رصد رجل هذا الرجل وهو يخرج من طريق المزرعة بعد اختطاف الفتاتين. |
| Orasının, senin çiftliğin olduğunu bilmiyordum, hiç kadın da görmedim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنها مزرعتك و لم أرى أي امرأة. |
| Ve işte bu. çiftliğin adı Polyface (çok yüzlü). Aslında şu demek oluyor -- | TED | وهذا هو المزرعة تدعى بولي فايس الذي يعني |
| Şimdi güzel bir çiftliğim var. Gidip o çiftliğin başkanı olacağım. | Open Subtitles | لدى مزرعة جميلة الآن و سأكون رئيس هذه المزرعة |
| Kartopu kendisini çiftliğin enerji sorununu gidermeye adamıştı. | Open Subtitles | سنوبول وضع نفسه لحل مشاكل الطاقة في المزرعة |
| Napolyon kendinden emin bir biçimde çiftliğin yönetimini ele aldı... ve şişko domuz Squiler'da, onun sadık yardımcısı ve asistanı oldu. | Open Subtitles | نابولين وقف بثقة للسيطرة على المزرعة والخنزير البدين سكولر اصبح تابعه ومساعده المطيع |
| "Öldüğünde çiftliğin benim olması için Eben'in gitmesini istiyorum." dedi. | Open Subtitles | قالت : اننى اريد ان يرحل ايبن حتى تصير المزرعة ملكى حين تموت |
| çiftliğin benim için artık önemi yok, önemli olan sensin. | Open Subtitles | لا تعنى المزرعة شيئا لى الان ، انت تعنينى |
| Tanrı çiftliğin burada olmasını istiyormuş gibime geliyor. | Open Subtitles | يبدو لي أنّ الربّ شـاء أن تكون المزرعة هنـا |
| çiftliğin hesap defterine göre, size tohum ve araç gereç için 235 dolar avans verilmiş. | Open Subtitles | حسب سجل المزرعة ، تم تقديم 235 دولار لكم ثمن للبذور و الحبوب و المعدات للمحاصيل المستقبلية |
| Sadece çiftliğin etrafında çit yok. Çitler burda...kafalarımızda. | Open Subtitles | الأسوار لا تطوّق المزرعة فحسب، بل هي فوق هنا في رؤسكنّ |
| Manuel çiftliğin 170 yıIdır bu ailenin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول مانويل أن هذه المزرعة ملك للعائلة منذ 170 عاما. |
| çiftliğin borcu vardı, ama orayı kaplayıp atık sahası yapacak. | Open Subtitles | أعرف أن المزرعة غارقة في الدين لكنه سيفضل تحويلها إلى أرض مقفرة |
| Bu çiftliğin üstünde benim adım yazıyor. | Open Subtitles | هذه المزرعة لا زالت تحمل اسمي أتسمعينني؟ |
| Başka tercih yok. Okuyup mühendis olacaksın, çiftliğin başına geçeceksin burada kalıp Birgül ile evleneceksin. | Open Subtitles | ولا خيار آخر أن أصبح مهندسا وأدير المزرعة |
| çiftliğin kasabaya giriş çıkışta en güvenli yol. | Open Subtitles | مزرعتك هي أأمن طريق للدخول والخروج من المدينة |
| - Tek umursadığın aptal çiftliğin. - Yeter. | Open Subtitles | ـ كل ما تهتم بهِ هي مزرعتك الغبية ـ يكفي |
| Kavga ediyorlar, her yerleri kan içinde, yerlere kusuyorlar... ben çiftliğin işlerine zor yetişiyorum. | Open Subtitles | وهم يتخاصمون ويستدمون ويتقيؤون على الأرض بالوقت الذي عليّ أدارة المزرعه |
| Bay Heathcliff, çiftliğin yasal sahibi gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو أنكَ المالك القانوني للمزرعة يا سيد هيثكليف |
| Babasının koruması altında çiftliğin sınırları içinde, | Open Subtitles | ضمن حدود المزرعةِ تحت حماية أبيها كاثرين |
| Büyüdüğüm çiftliğin bulunduğu yer olan Vermont'ta bir çocuk olarak sık sık karanlık gökyüzüne bakardım ve orda 3'lü Orion ve Hunter takım yıldızlarını görürdüm. | TED | تعرفون، كطفل في فيرمونت، في مزرعة حيث نشأت، أنظر الى السماء المظلمة دائماً وارى حزام النجوم ، الصياد. |