"çok da" - Translation from Turkish to Arabic

    • جداً أيضاً
        
    • كثيرا
        
    • ذلك كله
        
    • سيئاً
        
    • يكن من الصعب
        
    • لم يكن بالامر
        
    • نقوم بعمل عظيم
        
    • بالخطب
        
    • شيء أتوا
        
    Gerçekten çok çok basit, ama Çok da karmaşık. TED إنه أمر بسيط جداً، ولكن معقد جداً أيضاً.
    Ve çok acıkmış olmalı. Çok da susamıştır. Open Subtitles لابد أَنْها جائعَه جداً و عطشانه جداً أيضاً
    Ve biliyorum, aslında özgün halinden Çok da farklı gözükmüyor. TED و انا اعلم انه لا يبدو مختلفا كثيرا من الاصل
    Eğer cadı avındaysan bu Çok da üzülmediğin anlamına gelir değil mi? Open Subtitles حسنا, اذا كنتي الساحرة المطاردة هذا يعني أنك لستي مستائة كثيرا صحيح؟
    Los Angeles'a Aidan 'dan, Büyük 'ten ve en Çok da kendimden uzaklaşıp bir tatil yapmayı umarak gelmiştim. Open Subtitles أنا قد حان لLA لقضاء عطلة، أملا في الحصول على بعيدا عن الكبار، ايدين، والأهم من ذلك كله نفسي.
    Ne demek istediğinizi anlıyorum. Ayrıca Çok da kötü göründüğümü biliyorum. Open Subtitles إنظرى, أنا أعلم ما تقولينه و أعلم كيف يبدو الأمر سيئاً
    Sonraları bunun Çok da zor olmadığını kabul etti. TED واعترف بعد ذلك أنه لم يكن من الصعب أن تفعل ذلك.
    Çok da önemli değil. Open Subtitles لا تهتمي لم يكن بالامر ذا اهميه
    Demek ki muhtemelen Çok da iyi bir iş çıkartmıyoruz, konu risk almaya geldiğinde. TED إذن ربما نحن لا نقوم بعمل عظيم عندما يتعلق بالمخاطرة.
    Çok da önemli değil. Open Subtitles ليست بالخطب الجلل
    Bu, Kraliçeler'ini, Prensler'ini ama en Çok da Diana'yı görebilmek için kalabalığı sokaklara döken bir aşk hikayesiydi. Open Subtitles كانت قصة الحب التي جذبت الجماهيرإلىالشوارع... أتوا لمشاهدة الملكة بالطبع، والأمير... ولكن قبل أي شيء أتوا لرؤية (ديانا)
    Ayrıca Çok da candan. Open Subtitles ...و كان أنيقاً جداً أيضاً نوعاً ما هاديء و ذو كرامة
    Çok da güzelsin. Güven bana, bu yararlı olur bebişim. Open Subtitles وجميلة جداً أيضاً ثقي بي، هذا يساعد
    Çok da açmışlar! Open Subtitles وجائعون جداً أيضاً
    Ve Çok da sıcak bir insandı. Open Subtitles وكان حنوناً جداً أيضاً
    Çok da nazik bir adam. Open Subtitles هو لطيفُ جداً أيضاً.
    Ve eminim ki Çok da fazla reddedildiğini sanmıyorum, ama belli bir yaşa gelince, şu kırışık boynunla ortalarda salınma fikri çok ürkütücü. Open Subtitles لا أظن بأنكِ قد اختبرتِ رفضا كثيرا في حياتكِ متى تصلين إلى سن معين يصبح من المخيف أن تعودي إلى المواعدة ببشرتك الغضة
    Yani devlet kurumları ile ilgili bir problemle karşılaştıklarında, seslerini çıkarmayı Çok da umursamıyorlar. TED وبالتالي حين يواجهون مشاكل الحكومة لا يهتمون كثيرا حول استخدام أصواتهم.
    Tabii ki savaşlara ve birçok şeye neden oldu, fakat kötüye Çok da odaklanmamalıyız. TED من المؤكد انها تؤدي الى الحروب وما الى هنالك ولكن لا يجب علينا ان نركز كثيرا على السلبيات
    Çünkü müsait değildim, çünkü bu söylemenin bir yolunu bulamadım ve en Çok da, bu konuda strese girmek istemedim. Open Subtitles لأني لم أجد طريقة لمصارحتها بالموضوع و الأهم من ذلك كله حيث لا أستطيع التعبير عن أهمية هذه النقطة
    Ama en Çok da Sen'i gücendirmekten, Tanrım, ...tüm sevgimin sahibi. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك كله إنهم يسيئون إليك ، إلـهي أيّها اللطيف والمُستحقّ لكل حبي
    Takıntılı gibi bir şeydi, fakat Çok da kötü değil. Open Subtitles كان مهووساً بها نوعاً ما ولكن ليس منظراً سيئاً بالكامل.
    Normalde giyeceğim tarzda bir kıyafet değildi ama sandığım gibi Michelin Adamı giysisine de benzemiyordu. Çok da kötü değildi açıkçası. TED وكان يشبه أغلب الملابس التي أرتديها عادةً وكان بعيداً جداً عن ملابس رجل الإطارات ميشيلن الذي توقعته، ولم يكن سيئاً أبداً
    Şehirdeki tek Yugo'yu* bulmak Çok da zor olmadı. Open Subtitles حسنا.. لم يكن من الصعب إيجاد اليوقو الوحيدة في المدينة
    Çok da kötü değildi. Ne dersin? Open Subtitles اترين لم يكن بالامر السيئ صح ؟
    Para yönetiminde Çok da iyi bir iş çıkartmıyoruz. TED نحن لا نقوم بعمل عظيم في إدارة المال.
    - Çok da önemli değil. Open Subtitles -هذا ليس بالخطب الجلل .
    Bu, Kraliçeler'ini, Prensler'ini ama en Çok da Diana'yı görebilmek için kalabalığı sokaklara döken bir aşk hikayesiydi. Open Subtitles كانت قصة الحب التي جذبت الجماهير إلى الشوارع... أتوا لمشاهدة الملكة بالطبع، والأمير... ولكن قبل أي شيء أتوا لرؤية (ديانا)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more