"öğretmenler" - Translation from Turkish to Arabic

    • المعلمين
        
    • المعلمون
        
    • المدرسين
        
    • معلمين
        
    • المدرسون
        
    • المعلم
        
    • معلمون
        
    • التدريس
        
    • مدرسون
        
    • الأساتذة
        
    • أساتذة
        
    • الأساتذه
        
    • المعلّمين
        
    • التعليم
        
    • المدرّسين
        
    Evet. Bazı Öğretmenler en az şeyi yaparak idare etmeye çalışıyor. Open Subtitles أجل, كما تعرف, بعض المعلمين يكتفون فقط بالحد الأدنى من العمل؟
    Onlara üç kopyasını Öğretmenler odasındaki masanın bacağını dengelemek için kullanabileceklerini söyledim. Open Subtitles قُيل لي أنهم يستخدمون 3 نسخ لتسوية رجل الطاولة في صالة المعلمين
    Öğretmenler bir saat boyunca ders yaptıklarını söylüyorlar, ama hiçbir zaman yapmadık. Open Subtitles المعلمون يقولون أننا ندرس الحصة خلال ساعة لكننا لا نفعل هذا أبداً
    Ama ben bu basitleştirmeye katılmıyorum çünkü Öğretmenler sadece ders anlatmıyor, insanlara öğretiyoruz. TED لكنني أرفض هذا التبسيط، لأن المدرسين لا يقومون بتدريس المواد فقط، نحن نعلم الناس.
    Bak, başardık. Ailelerimiz yok Öğretmenler yok... Akademi yok...kızlar yok. Open Subtitles دون أهل ، دون معلمين دون تعليم ، دون فتيات
    Eğitim sınıflarda ve okullarda gerçekleşiyor ve bunu yapan insanlar Öğretmenler ve öğrenciler. Onların takdir yetkisini kaldırırsanız, eğitim gerçekleşmez. TED هي تحصل في قاعات الدراسة والمدارس، ومن يقوم بها هم المدرسون والتلاميذ، وإن أخذت حرية تصرفهم، فإنها تتوقف عن العمل.
    Seni teseli edecekse söyleyim: Diğer Öğretmenler senin için uğraştı. Open Subtitles إن كـان لك في هـذا عـزاء جميع المعلمين صوتوا لك
    Bir dakika, tüm o vegan yiyecekler korumasız bir şekilde... Öğretmenler odasında duruyor. Open Subtitles مهلًا، كل تلك المخبوزات النباتية جالسة هناك وحسب غير محمية في استراحة المعلمين.
    Hayatımı, Öğretmenler odasındaki tuvaleti kullanmama izin vererek kurtardı. TED اتقذت حياتي بأن سمحت لي بالذهاب الى دورة المياه في استراحة المعلمين.
    Hepimiz hayatlarımızı tehlikeye attığımızı biliyorduk- Öğretmenler, öğrenciler ve anne babalarımız. TED كلنا كنا نعلم أننا نخاطر بحياتنا المعلمين والطلاب وكذلك آبائنا
    Bu yolculuktaki gençler, Öğretmenler yerine gözaltı memurlarıyla tanışıyorlar. TED يجتمع الشباب في هذه الرحلة بشرطة الآداب بدلًا من المعلمين.
    Gittiğim bir okulda Öğretmenler sınıfın ve tuvaletin inşaatını denetliyorlardı. TED ذهبت إلى مدرسة حيث كان المعلمين يشيدون بناء الصفوف ويشرفون على المرحاض
    Öğretmenler devasa PVC beyaz tahtaları sınıflara taşıdılar, TED سحب المعلمون سبورات بيضاء ضخمة من البلاستيك داخل الفصول الدراسية،
    Öğretmenler okul başarısının can suyudur. TED المعلمون هم شريان الحياة بالنسبة لنجاح المدارس.
    Mükemmel Öğretmenler böyle yaparlar. Ama mükemmel Öğretmenler ayrıca yol gösterir, teşvik eder, ateşler ve ilgi uyandırırlar. TED المعلمون العظام يقومون بذلك، لكن ما يقوم به المعلمون العظام أيضا هو اﻹرشاد، والتحفيز والإثارة والمشاركة.
    Bürokratik okul sistemlerinde, Öğretmenler genellikle, ne öğretecekleriyle ilgili bir sürü talimatla sınıflarda yalnız bırakılıyorlar. TED في الأنظمة المدرسية البيروقراطية، غالبا ما يُتْرَكُ المدرسين بمفردهم بالأقسام مع الكثير من التوجيهات حولما يجب تدريسه.
    Orada gördüğüm şey beni gerçekten de şaşırttı, çünkü Öğretmenler kişisel pirotekniğe bakmıyorlardı. TED و ما رأيته هناك اذهلني حقاً، لأن المدرسين لم يكونوا يبحثوا عن الشخص صاحب الأداء العظيم.
    Test sonuçlarını yükseltmek için Öğretmenler test tekniği öğretmek zorunda kalacak. TED بُغية الرفع من علاماتهم، فيصبح المدرسين يدرسون من أجل الامتحان.
    SK:Evet.Onların çoğu Öğretmenler tarafından yapıldı. TED سلمان: نعم. معظم تلك المواصفات كانت من قبل معلمين
    Çocukların alınma saatinde bütün gün onlarla birlikte olan Öğretmenler sizin çocukları gelip zamanında almanızı isterler. TED في وقت الانصراف، المدرسون الذين قضوا مع أطفالك طيلة اليوم، يريدونك أن تكون هناك في الموعد المحدد لتتسلم أطفالك.
    Bazen iyi Öğretmenler, sahip olduğumuzu fark etmediğimiz şeyleri görürler. Open Subtitles أحياناً المعلم الجيد أحياناً يرى شيئاً بنا لا نراه بأنفسنا
    ve buradaki Öğretmenler, ders vermiş bütün kişiler, bunu biliyorsunuz. Öğretmek aslında fikirler arasındaki bağlantılardır. TED والناس الذين هم معلمون هناك، أي شخص قام بالتدريس، يعرف هذا. إنه ربط بين الأفكار بأن التدريس هو عن كل شئ.
    Dersi asanlara başka şekilde bakan bazı Öğretmenler var. Open Subtitles هُنالِكَ مدرسون بهذهِ المدرسة يغضونَ البصر عن المتغيبين.
    Yıllardan beri fen bilgisi dersi veren Öğretmenler, bunu yapmayı beceremiyorlar ve yazık oluyor. TED أيها الأساتذة ظللتم تدرسون العلوم لسنوات طويلة، فقط يشكلون التعريف ويبصقونه.
    Biz, Öğretmenler olarak bu sınavın özellikle de matematik konusunda ne kadar zor olduğunun farkındayız. Open Subtitles نحن بصفتنا أساتذة نعلم أن اختبارات المستوى المتقدم. صعبة جدا
    Ama Öğretmenler, gerçekten bebeklere karşı hiç bir okul kuralı yok. Open Subtitles , لكن أيها الأساتذه في الحقيقة لا يوجد قوانين ضد الأطفال
    Öğretmenler odasına götür onları. Open Subtitles خذها إلى غرفة المعلّمين. يمكنك أخذ البقية بنهاية اليوم.
    O kadar. Öğretmenler Federasyonu ve Ulusal Eğitim Derneği uzlaşamaz. Open Subtitles الاتحاد الفيدرالي للمعلمين، ورابطة التعليم القومية لن يقبلا بأي شيء.
    Bu kadarı da... Okuldaki Öğretmenler ne yapmaya çalışıyorlar? Open Subtitles بصراحة، ما الذي يفكّرون فيه أولئك المدرّسين الذين هناك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more