"ödüyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدفع
        
    • تدفع
        
    • دفع
        
    • يدفعون
        
    • سيدفع
        
    • يسدد
        
    • دفعوا
        
    • ستدفع
        
    • بدفع
        
    • ويدفع
        
    • لدفع
        
    • يدفعه
        
    • تدفعين
        
    • بالدفع
        
    • يدفعها
        
    Onların ne düşündüğünü bilmiyorum, ama paranın çoğunu o ödüyor. Open Subtitles لا أعرف ما يقولونه لكنه من يدفع من أجل الأمر
    Köylüleri çiziyor. Onları giydirip süslüyor, biraz da para ödüyor ve çiziyor. Open Subtitles انه يرسم الريفيين , يلبسهم الثياب و يدفع لهم قليلا و يرسمهم
    Vergilerini ödüyor ve İkinci Dünya Savaşı'na katılmış emektar bir asker. Open Subtitles هو دائم يدفع الظرابئب وبرضو هو منالمحاربين في الحرب العالميه الثانية
    Tamam, demek ki kontrollü sürücü, ve kredi borçlarını zamanında ödüyor. Open Subtitles حسناً، فهي قائدة آمنة وهي تدفع بطاقاتها التأمينية في الموعد المحدد.
    Genç insanlar, dövmelerini sildirmek için büyük meblağlar öderken, ergenler de aynı zamanda dövme yaptırmak için büyük meblağlar ödüyor. TED فيدفع الشباب أموالًا كثيرة ليتخلصوا من هذا الوشم الذي دفع المراهقين الكثير من الأموال ليحصلوا عليه.
    - Patronlarınız nakit ödüyor ama başka yollarla ödeme de yapıyorlar. Open Subtitles رؤسائكم يدفعون لها نقدا لكن قد يكونون يدفعون لها بطرق اخرى
    Liv, yemek yiyorum ve o ödüyor. Bunun çok nadir olduğunu biliyor musun? Open Subtitles لف، أنا آكل، وهو من سيدفع أتعرفين كم من النادر أن يحدث هذا؟
    Kardeşi yaptı. Şimdi burada, hayatı için savaşıyor, başkasının hatasının bedelini ödüyor. Open Subtitles , هو هنا الآن يقاتل من أجل حياته يدفع ثمن أخطاء غيره
    Tabii, o adam da bir otel odasına 300 dolar ödüyor mudur acaba. Open Subtitles نعم انني اتسأل اذا كان يدفع 300 دولار من أجل غرفة الفندق ايضاً
    Bir adam için çalışıyorum. İstediklerini buluyorum, o da paramı ödüyor. Open Subtitles أنا أعمل لحساب رجل، أجد له اغراضاً و هو يدفع لي
    Adam yolculuk için para ödüyor, çocuk hiç miras alamıyor. Open Subtitles أنه يدفع كل شئ في الرحله ولا يترك شئ لابنه
    Babam, aile restoranımızı işletmeme yardımı dokunabilecek dersler için para ödüyor. Open Subtitles والدي فقط يدفع للأصناف لأنه سوف يساعدني في إدارة مطعم العائله
    Biliyorum, o kasların bu evin faturalarını ödüyor, ve bundan memnun değilim sanma. Open Subtitles أعلم بأن قوامك هو ما يدفع فواتير المنزل لا تظن بأني لست ممتنة
    İnan bana ona asılan son erkek bedelini hâlâ ödüyor. Open Subtitles ثق بي، آخر رجل ارتبط بها ما زال يدفع الثمن.
    Rusya, sırf bu alanlardan birini ele geçirmek için ekiplere para ödüyor. Open Subtitles بحق الجحيم، روسيا تدفع لفرق من الاشخاص لأحتلال واحد من هذهِ الميادين
    Belediye bunlar için 6000 falan ödüyor. Başka yerde bulamazsın. Open Subtitles تدفع المدينة 6.000 دولار لقاء الحصول على واحدة من هذه
    Paranın çoğu kumara gidiyor. Mesela marka sahibi jenerik ilaç firmasına girişi geciktirmesi için para ödüyor. TED يذهب كثير من المال في المقامرة حيث تدفع الشركات التجارية للشركات العامة من أجل تأخير الدخول، على سبيل المثال
    Onları görmeye gidiyor. Kiralarını ödüyor. İnanılmaz! Open Subtitles إنه يراهما عند دفع الإيجار فقط شىء لا يصدق
    Müşterimiz tesisin kaçılamaz olması için bir yığın para ödüyor. Open Subtitles ثمّة أناس كثر يدفعون مالًا طائلًا ليظلّ هذا السجن منيعًا
    Ayrıca bilgin olsun diye söylüyorum, Prabhat* her şeyi ödüyor. Open Subtitles هنا على اليمين. ولعلمك، الراهب هو من سيدفع حقّ هذا.
    Parasını ödüyor ve otobüse biniyor, daha sonra iniyor... ve şu öfkeye bir bakın. Open Subtitles المكان قريب لدرجة انه لم يكد يسدد ثمن التذكره حتى غادر على الفور فقط ليشاهد الغضب فى أعين الركاب
    Bizim denizaşırı birlikler bu kollar için bize yarım milyon dolar ödüyor. Open Subtitles إئتلافنا مع ما وراء البحار دفعوا لنا نصف بليون دولار لهذه الأسلحة
    Dün parasını arakladım yani o ödüyor sayılır. Open Subtitles لقد أخذت مالها ليله أمس و بالتالى هى من ستدفع
    Olamaz, hesabı ödüyor! Gidecek. Ona engel olmalıyız. Open Subtitles لا , هو يقوم بدفع الفاتورة سيذهب بعد قليل , علينا ايقافه
    Bir fahişeyle tanışıyor ve yanında kalması için ona bir tomar para ödüyor, Open Subtitles ومن ثم يقابل عاهرة ويدفع لها حفنة من المال للبقاء معه
    Babam kirayı ödeyebilmek için inşaat işinde çalışıyor ama kardeşimin yeni bir çift ayakkabıya ihtiyacı olduğunda ya da TV bozulduğunda, bu vücut ödüyor. Open Subtitles والدي حصل على عمل بناء لدفع الايجار ولكن عندما يحتاج أخي حذاء جديد أو قنوات تلفزيونية هذه هي الابس تدفع لذلك
    Evet ailen bana kaba olmam için para ödüyor. Open Subtitles أجل . هذا ما يدفعه لي والداك لفعله لأن أكون لئيمة
    Bütün müvekkillerinin kirasını ödüyor musun yoksa sadece beğendiklerininkini mi? Open Subtitles هل تدفعين إيجار كل موكليك أم الذين تحبينهم فقط ؟
    Aslında, 1998'den beri federal hükümet çiftçilere tütün yetiştirmemeleri için para ödüyor. Open Subtitles في الحقيقة، ومنذ سنة 1998 الحكومة الفدرالية تقوم بالدفع للمزارعين لعدم زراعتها
    Cumartesi günü Havana'da yapılan çekilişteki kazanan numaraları Ben ödüyor. Open Subtitles أليس كذلك ؟ بين يدفعها لاي شخص يفوز بها . في هافانا يوم السبت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more