öz babam değil, ama melekler annemi almadan önce annemle evlenmişti. | Open Subtitles | إنه ليس أبي الحقيقي لكنه كان زوج أمي قبل أن تموت |
Her zaman tek bir dileği vardı, o da öz babasını tanıyabilmek. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي كانت تتمناه هو أن تتمكن من معرفة والدها الحقيقي. |
öz ruhunu keşfedebilmek için kendini ölümün eşiğine getirmen gerekiyor. | Open Subtitles | ..يجب أن تقترب من شفير الموت كي تجد روحك الحقيقية |
Size burada, öz farkındalığa ulaşmaya çalışmanın boşuna zaman kaybı olduğunu söyleyecek değilim. | TED | أنا لست هنا اليوم لأخبركم أن السعي وراء الوعي الذاتي هو إضاعة للوقت. |
bu da bize sorumluluk bilinci veriyor çünkü buradan ayrıldığımızda bunları öz geçmişimize ekleyebiliriz. | TED | وهذا يجعلنا نستشعر المسؤولية، لأننا نستطيع وضع هذا على السير الذاتية لدينا عندما نغادر. |
Ne kadar yetenekli olduğumuz ve başkalarına kıyasla yetilerimizin düzeyinin farkında olmak öz saygıdan çok daha fazlasıyla ilgili. | TED | معرفة إلى أي مدي نحن مؤهلون وكيف تتجمع مهاراتنا ضد مهارات الآخرين هو أكثر من زيادة في احترام الذات. |
öz annesini ararken beni buldu. | Open Subtitles | حين جاء بحثاً عن والدته البيولوجية , وجدني أنا |
öz farkındalığın tam olarak ne olduğunu anlamak istiyordum; kaynağı neydi, ona neden ihtiyaç duyuyorduk ve onu nasıl artırabilirdik? | TED | أردت أن أعرف المعنى الحقيقي للوعي الذاتي، ما مصدره، ولماذا نحتاجه، وكيف لنا أن نحصل على المزيد منه. |
Bu mucize kişiler bana hepimizin nasıl hakiki bir öz farkındalık kazanabileceği konusunda çığır açacak yenilikler öğrettiler | TED | لأن ما تعلمته من أحاديات القرن تلك قد يشكل اكتشافًا رائدًا يمكّننا جميعًا من إيجاد الوعي الذاتي الحقيقي. |
Ben o kişinin ablamın öz babası ve ablamın katili olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أنّ ذلك كان والد أخي الحقيقي والقاتل |
- Bak, ben hep Derek cinayetinin öz annemle ilgili olduğunu hissettim. | Open Subtitles | انظر , لقد شعرت دائما ان قتل ديرك له علاقة بأمي الحقيقية |
öz kızının yapabileceğinden fazlasını yapmışsın. | Open Subtitles | عَملتَ أكثر مِنْ امكان ابنتها الحقيقية عملة |
öz kızının yapabileceğinden fazlasını yapmışsın. | Open Subtitles | عَملتَ أكثر مِنْ امكان ابنتها الحقيقية عملة |
Berbat bir öz saygım var ve bu telafi etmeme neden oluyor. | Open Subtitles | لدي كثيراً من الإحترام الذاتي لنفسي و ذلك بسبب رغبتي بالتعويض بإفراط |
Sonra da öz farkındalık veya empati arttırma becerileri hakkında konuşurken yaptığımız bir tür esas uygulama yaparız. | TED | ثم لدينا نوع ما من الممارسة الأساسية التي نقوم به سواء كنا نتحدث عن الوعي الذاتي أو مهارات بناء التعاطف. |
öz denetimli Öğrenme Ortamı yaratmaya karar verdim. | TED | حسناً، انا انوي بناء هذه البيئة التي ينشاء فيها التعلم الذاتي. |
Bir süredir kişilerin öz geçmişlerinde belirtilen özellikler ve övgüye değer kişilik özellikleri arasındaki fark hakkında düşünüyorum. | TED | لطالما فكرت في الفرق بين فضائل السيرة الذاتية وفضائل خطاب التأبين. |
Sosyal eleştiriler yapmak yerine öz eleştiri yapmaya yöneliyoruz, bu bazen kendimizi imha noktasına varıyor. | TED | وبدلًا من صنع انتقادات اجتماعية أصبحنا أكثر وأكثر منهمكين في نقد الذات أحيانًا إلى نقطة تدمير الذات |
Birkaç yıl önce öz annemi araştırmıştım. | Open Subtitles | قبل بضع سنوات, لقد كنت أبحث عن أمي البيولوجية. |
Veya belki de, sana da, öz anne ve babasına yaptıklarını yapar. | Open Subtitles | أو ربما يفعل بكِ مثلما فعل مع والدته ووالده الحقيقيين. |
Ben Dr. öz'ü izler ve sadece salam yeriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أفكر بأننا فقط نشاهد الدكتور أوز ونأكل اللحم المبرد من على معدتنا |
O kişi ister ablamın öz babası, ister canavar, isterse Küçük Hanım olsun ablamın ölümünde o kişinin doğrudan dahli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | سواء ذلك الشخص هو الوحش و والدها البيولوجي أم أنّه أغاشي أعتقد أنّ الأمر سيكون له علاقة كبيرة بموت أختي |
Bu hikayede çıkarımların maddiyattan çok öte özgüven ve öz saygıya kadar uzandığını fark etmişsinizdir. | TED | يمكنك أن تفهم من هذه القصة أن الآثار المترتبة على ذلك، تتجاوز الأمور المالية لتصل مجال احترام الذات والثقة في النفس. |
Annen bana senin öz ailen hakkında sorular sorduğunu söyledi. | Open Subtitles | والدتك أخبرتني أنكِ كنت تسألين عن والداكِ بالولادة |
Demek istediğim öz farkındalık homosafiyenleri ayıran bir özellik, insanlığın bir önceki örneklerinden. | TED | أعني أنه وعي ذاتي الذي يفرق بين الإنسان العاقل عن مثيله البدائي من البشرية. |
Kadınlar, kadınların gücüne destek olmak için üstsüz öz çekimini paylaşıyor. | Open Subtitles | تنشر النساء صور سيلفي لصدورهن العاريه على تويتر لدعم النساء |
-İyi bir öz geçmişi olanı alırsın | Open Subtitles | بإمكانك فعل هذا اعثر على شخص ذي سيرة ذاتية جيدة |
Eğer öz anneni bulacaksak, onların, yardımı olabilecek bir şey bilip bilmediklerinden emin olmalıyız. | Open Subtitles | ..إذا كنا سنبحث عن امك الحقيقيه علي ان اعرف مالديهم من معلومات .. لكي يساعدونا |