Soldaki Nancy ve bir belge üzerinde çalışıyor John da sağda | TED | نانسي على اليسار وهي تعمل على مستند ما، وجون على اليمين |
Sanırım hala polis haberleri üzerinde çalışıyor... ama her zaman bir terfi peşindedir. | Open Subtitles | أفترض أنها لا زالت تعمل على ضربات الشرطة لكنها تنظر دائماً إلى ترقية |
Hala üzerinde çalışıyor... | Open Subtitles | أنا والدكتور فرايزر لم نصل لشيء ما زالت تعمل على ذلك |
Sanırım görevliler onun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الباحثين يعملون على ذلك العنكبوت. |
Bilmiyorum, bayağı ünlü ve çözülemeyen bir matematik problemi üzerinde çalışıyor ki; | Open Subtitles | لا أدري إنه يعمل على بعض المسائل الرياضية الشهيرة الغير محلولة |
İlk sekiz saat konuşmayacaktır ama onun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لم يُرد أن يتكلم في الساعات الثماني الأولى، لكنها تعمل عليه. |
Öldüğü sırada, bu iş üzerinde çalışıyor olmalıydı. | Open Subtitles | لابد أنها القضية التي كان يعمل عليها عندما مات |
Yüzbaşı Carter şu an bir bilgisayar modeli üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | كابتن كارتر تعمل على برنامج كمبيوتر لترجمته الآن |
Evet, kanun departmanı bunun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | نعم. الإدارات القانونية تعمل على ذلك الآن |
Dr. Brennan halen birkaç fikir üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | مازالت الطبيبة برينان تعمل على مجموعة من الافكار |
Bence, herhangi bir iyi vatandaş, hükümeti bu iş üzerinde çalışıyor diye mutlu olur. | Open Subtitles | أعتقد بأن أي مواطن جيد سيكون شاكراً لأن حكومته كانت تعمل على هذا |
İç Güvenlik bir şey üzerinde çalışıyor. Ama o kadar gizli ki, kimse bir şey söylemiyor. | Open Subtitles | وكالة الأمن الداخلي تعمل على شيئ، لكنّه منفصل جدا، ولا أحد يتشارك. |
Efendim, Dr.Hahn çoklu travma yaraları üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | سيّدي.. د.هان تعمل على حالات رضيّة متعدّدة |
FBI, 40 kişilik bir teknik ekiple Lei'nin virüsü üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لدى الأف بي آي 4 مجموعات تقنية يعملون على الفيروس |
FBI, 40 kişilik bir teknik ekiple Lei'nin virüsü üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لدى الأف بي آي 4 مجموعات تقنية يعملون على الفيروس |
Yeni bir şey üzerinde çalışıyor. Biraz yardıma ihtiyacı var, hepsi bu. | Open Subtitles | إنه يعمل على شيء جديد وكان بحاجة لبعض المساعدة، هذا كل ما في الأمر. |
Evet, Annie şu anda onun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | أجل، هي تعمل عليه الآن. |
Benimkine ne oldu? Uzmanlarımız üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لدينا فريق من المختصين يعمل عليها |
Henry hala üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | أعني، هنري ما زال يعمل عليه ونحن لم نستسلم |
Ve birçok tasarımcı bu aralar ölüm ve yas tutma fikri üzerinde çalışıyor ve bu konuda yeni teknolojilerle ne yapabilecegimiz konusunda. | TED | والعديد من المصممين قد بدؤوا العمل على فكرة الموت و الحداد وماذا نستطيع أن نفعل حيالها بوجود التكتولوجيا الحديثة |
Yeni bir senaryo üzerinde çalışıyor musunuz? | Open Subtitles | انت الان تعملين على مخطوطات جديدة؟ |
- ...engelleyebilecek bir proje üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | يشتغل على مشروع لربما يمنع إيلاريا من القضاء على الجنس البشري |
Bir arkadaşım aradı ve benim için mükemmel olduğunu düşündüğü bir proje üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | صديق لي اتصل بي و كان يعمل على هذا المشروع الذي يظن أنه مناسب لي مشروع؟ |
- Cisco ile kostümü üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل مع (سيسكو) على بزته |
Şu anda iki ekip bunun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لدي فريقان يعملان على هذا |
Ama merak etme, 2 yeni yazar bu sorunun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | ولكن لا تقلقي ، فلدينا اثنان جُدد يعملون عليها |
Dr. Graiman üzerinde çalışıyor. Bir daha olmayacak. | Open Subtitles | د.جرايمان يعمل على ذلك و ينبغي ألا يحدث مرة أخرى |
UCO dosyası üzerinde çalışıyor. Marshall'ı tanıyorsun. Bu Sydney Bristow. | Open Subtitles | هو يعمل على ملف منظمة التجارة المتحده قابلت مارشال وهذه بريستو |