Tamam... fakat giysilerim üstümde ışıkların da açık kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | ..حسناً. لكن ملابسي تبقى عليّ وَ أريد الأنوار مطفأة |
Amman, ışıkların göründüğünü onaylayan son şehirler olan Nairobi, Pekin ve Kudüs'ün arasına katıldı. | Open Subtitles | تنضمّ عمّان إلى نيروبي بكين و القدس وكانت الاخيرة التى تأكد فيها ظهور الأنوار |
- Sahnede, o ışıkların altında daha da sıcak olacak. | Open Subtitles | سيكون الجو اكثر حرارة على المسرح تحت الاضواء حقاً ؟ |
Birilerinin ışıkların açık olduğunu farkedeceğinden korktum ve kapadım. | Open Subtitles | كنت أخشى أن يلاحظني أحد كانت الاضواء مشتعلة، لذلك أطفأتهم. |
Işıkların zaman içinde nasıl değiştiğini ve astronomik ışıkların rengini inceleyerek patlayan yıldızların doğası hakkında fikir sahibi oluyorum. | TED | من خلال دراسة كيف يتغير الضوء مع الوقت ولون الأضواء الفلكية، قد تكونت لدي فكرة حول طبيعة النجوم المتفجرة. |
Onlar olmasaydı, bu ışıkların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | لا شيئ من هذه الأضوية يَكُونُ هنا إذا هو ما كَانَ لهم. |
Aman Allah'ım. Ya ışıkların açık kalmasını isterse? | Open Subtitles | رباه ماذا إن أراد أن يترك الأنوار مضاءة؟ |
Kameraların kayıtta, ışıkların açık, kapıların kapanmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد الكاميرات عالياً، الأنوار مضاءة،البوابات مغلقة. |
Aşağıda ışıkların yanması için yeteri kadar bataryayı nasıl şarj edeceğimi çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول ابتكار وسيلة لشحن البطاريات بما يكفي لاضاءة الأنوار بالأسفل. |
Bu ışıkların altında terlememek için mumyalanmış olmak gerek. | Open Subtitles | لا بد أن تكون معطّراً حتى لا تعرق تحت هذه الأنوار اللعينة |
O zaman o kadar zaman ışıkların sönmesini bekleyip gelmedin mi? | Open Subtitles | إذن، خلال هذا الوقت.. ألا تدخل إن كانت الأنوار مضائه؟ |
O ışıkların hiçbir anlamı yok. Devam et. | Open Subtitles | هذه الأنوار لا تعني أي شيء فقط إستمر فى القيادة .. |
Köyümüzün şaman kadını bu ışıkların atalarımızın ruhları olduğunu ve dünyamızda değişiklikler yapabilecek güçlere sahip olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | كاهنة قريتنا اخبرتنا ان هذه الاضواء هى ارواح اسلافنا وانهم ملكوا القدرة على تغيير عالمنا |
Onu ışıkların yere dokunduğu dağda bulabilirsin. | Open Subtitles | ستجده على الجبل عندما الاضواء تلمس الارض |
Köyümüzün şaman kadını bu ışıkların atalarımızın ruhları olduğunu ve dünyamızda değişiklikler yapabilecek güçlere sahip olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | كاهنة قريتنا اخبرتنا ان هذه الاضواء هى ارواح اسلافنا وانهم ملكوا القدرة على تغيير عالمنا |
Onu ışıkların yere dokunduğu dağda bulabilirsin. | Open Subtitles | ستجده على الجبل عندما الاضواء تلمس الارض |
Evine dönen herkes için, ışıkların yanmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | . ساساعد في اعادة الاضواء الي كل شخص في المدينة |
Yanıp sönen farklı ışıkların hepsini göremedim, renkleri ayırt edemiyorum. | TED | فلم يكن بمقدوري رؤية الأضواء الوامضة المختلفة، ولا تمييز الألوان. |
Bilmelisin ki bunların, ışıkların Ve çiçeklerin parasını sen ödüyorsun. | Open Subtitles | و لمعلوماتك فقط، ستدفع ثمنهما و ثمن الزهور و الأضواء |
Bu ışıkların hiçbiri yanmıyor. | Open Subtitles | لا شيئ من هذه الأضوية إبدُ لكي يُومضَ. |
Bu ışıkların asıl amacı kaldırımlarımızı, sokaklarımızı ve evlerimizi aydınlatmaktı. | TED | الهدف من هذا الضوء هو إضاءة أرصفة المشاة، وشوارعنا ومنازلنا. |
O ışıkların kablolarını çözmeden sen ve Travis yardım edersiniz artık. | Open Subtitles | اطن انك وترافيس ستساعدنى فى ربط هذه الانوار |
Korumaların bulunduğu tüm kulelerde ışıkların yanmasına neden olacak. | Open Subtitles | سيسحب كل أضواء أبراج المراقبه البلهاء اليه |