Annesine karşı sürekli aile içi şiddet uyguladığı çağrısı alıyoruz. | Open Subtitles | كنا نستجيب لشكوى العنف المنزلي طوال الوقت في منزل والدته |
Öncelikle söylemeliyim ki, ufacık bir aile içi şiddet bile kabul edilemez. | Open Subtitles | في البداية.. دعوني أقول بأن ولا جزء من العنف المنزلي يعتبر مقبول. |
Yalnızca aile içi şiddetin değil genel olarak her türlü şiddetin mağdurları için. | Open Subtitles | ليس فقط من أجل العنف الأسري ولكن من أجل ضحايا العنف بشكل عام |
Ben bir psikiyatr, sosyal hizmet çalışanı ya da aile içi şiddet uzmanı değilim. | TED | أنا لست اخصائية نفسية ، عاملة اجتماعية أو خبيرة في العنف الأسري. |
Bence okulumuz aile içi bir kavgaya karışmamalı. | Open Subtitles | سيد باريت،لا أعتقد بأن هذا المكتب يجب أن يدخل في شجار عائلي |
Leo, artık aile içi acil durumları olmaması gerek bunu yapmıyoruz artık. | Open Subtitles | ليو نحن لا يجب أن يكون لنا بعد الآن حالات عائلية طارئة لقد انتهينا من ذالك. |
Öncelikle söylemeliyim ki, ufacık bir aile içi şiddet bile kabul edilemez. | Open Subtitles | في البداية.. دعوني أقول بأن ولا جزء من العنف المنزلي يعتبر مقبول. |
Neden aile içi şiddet ABD'de ve diğer dünya ülkelerinde hala büyük bir sorun? | TED | لماذا العنف المنزلي لا يزال مشكلة كبيرة في الولايات المتحدة وفي جميع أنحاء العالم؟ |
aile içi şiddeti öteden beri yaptığını öğrendik. | TED | ادركنا بأن لدينا تاريخا طويلا من العنف المنزلي |
aile içi şiddet gibi tabu meselelerini konuştular. | TED | ناقشوا القضايا المحرمة، مثل العنف المنزلي |
Her üç kadından birinin aile içi şiddete maruz kaldığı Güney Afrika'yı ve yapay zekânın bu kadınlar için yapabileceklerini bir düşünün. | TED | أو تخيلوا ما يمكن للذكاء الاصطناعي فعله في دعم كل سيدة من كل ثلاث في جنوب أفريقيا تعاني من العنف المنزلي. |
Tipik bir aile içi şiddet sağ kalanı gibi görünmüyorum. | TED | أنا لا أشبه الصورة النمطية لناجية من العنف الأسري. |
Ve ikinci mesajım şu ki, herkes aile içi şiddetin kadınların başına geldiğini, bunun bir kadın meselesi olduğunu düşünüyor. | TED | ورسالتي الثانية أن الكل يفكر أن العنف الأسري يحدث للنساء، أنه شأن نسائي. |
aile içi şiddet örüntüsündeki sıradaki adım, şiddet tehdidini ortaya koymak ve karşı tarafın buna nasıl tepki vereceğini görmektir. | TED | الخطوة الثانية في نمط العنف الأسري هو تقديم تهديد العنف وترى كيف تتفاعل. |
Unutma oğlum, bu aile içi bir kutlama, bir Hollywood yapımı değil. | Open Subtitles | تذكّر يا بني هذا إحتفال عائلي وليس انتاجاً لهوليود |
Ver şu telefonu. Bu aile içi şiddet falan değil! Polislik bir durum yok! | Open Subtitles | اعطيني الهاتف هذه ليست حاله عنف عائلي وليس امرا يخص الشرطه |
Komşular, Adam ve Kim Kimenez arasında... aile içi şiddet ihbarı yapmış. | Open Subtitles | الجيران أبلغوا عن وجود خلافات عائلية بين آدم وكيم هيمينيز |
aile içi kavgalar, röntgencilik, halka açık yerde sarhoşluk. | Open Subtitles | خلافات عائلية,مختلسي النظر، الثمالة و عدم الإنظباط. |
Nadir bir durum. aile içi cinayetlerin çoğu evde işlenir. | Open Subtitles | هذا غير اعتيادي,معظم الانتحارات العائلية تحصل ضمن نطاق المنزل المريح |
O da baba katili oldu. aile içi anlaşmazlıklarda en eski çözüm yolu. | Open Subtitles | إذن قتل الأبّ، يعتبر حلٌّ قديم لنزاعٍ عائليّ |
Hayır,o konuda aile içi tartışmamız hiç olmadı,asla aile içi tartışmamız hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يحدث نقاش عائلى حول هذا الامر ابدا لم يحدث نقاش عائلى |
Ben "dijital aile içi şiddet" diyorum. | TED | وانا ادعوه الآن بالعنف المنزلى الإلكترونى |
aile içi şiddetle ilgili asılsız hiçbir iddia gündeme getirilmeyecek. | Open Subtitles | ممنوع ذكر أية مزاعم حيال عنف منزلي لا أساس له |
Çünkü aile içi tartışmalarla ilgili bunca yıllık deneyimim bana öğretti ki sorun asla sadece konserve açacağı değildir. | Open Subtitles | لأنني تعلمت شيئا من خلال السنوات الكثيرة للخلافات المنزلية الأمر لا يتعلق بمفتاح العلب فقط |
Bunun yanı sıra deneysel çalışmalar da aile içi istikrar ile arzu edilen kişisel ve sosyal ilişki sonuçları arasındaki farkı ispatlar. | Open Subtitles | كذلك، كما تشهد الأبحاث التجريبية للعلاقة بين الإستقرار الأسري والنتائج الإجتماعية والفردية المرغوبة |