| Tüm ajanlar yerlerinde. Mümkünse, benimle çıkar mısın? Buzlu soya? | Open Subtitles | كل العملاء في الموقع ممكن، نتمشي بالخارج ايسد و سوي. |
| Diğer ajanlar ilk vakaya bakan John Caulfield ile buluşuyor. | Open Subtitles | العملاء الآخرون يلتقون مع جون كالفيلد الشريف من القضية الاصلية |
| Aktif hale getirilene kadar insan gibi hareket etmek için programlanmış ajanlar olabilirler. | Open Subtitles | ..قد يكونوا عملاء خامدون برمجوا لتقليد البشر بشكل مثالي حتي ان يتم التنشيط |
| "Federal ajanlar bu resmi beyanda özetlenen gerçeklere tanıklık edebilir ve edecektir." | Open Subtitles | عملاء الإف بي آي يمكنهم إنهاء هذا وتقديم الأدلة في هذه الشهادة |
| Çok gizli ajanlar bizi öldürmeye geliyorlardı ve sen kaçtın. | Open Subtitles | الجواسيس الخارقون كانوا قادمين لقتلنا لذا كان يتوجب عليك الهروب |
| ajanlar EVİMİZE DALDI, KIZIMIZ KAYIP VE SEN TELEFONLARIMA CEVAP VERMİYORSUN. | Open Subtitles | , العملاء دخلوا منزلنا , ابنتنا مفقودة و أنت تتجاهل اتصالاتي |
| Şurada bulunan ajanlar oradaki kulübeyi gözetliyordu ve şüpheli faaliyet bildirdiler. | Open Subtitles | هؤلاء العملاء يراقبون كوخ في ذلك المكان وأفادوا بوجود نشاط مشبوه |
| Bir de bana sor, üç hafta boyunca yapışkan hayvanlar ve ajanlar gibiydiler. | Open Subtitles | تحدث معي في هذه لـ ثلاث أسابيع أنهم مثل الحيوانات الزجه مع العملاء |
| Hani ajanlar çift olarak gizli göreve gidince yaptığı konuşma? | Open Subtitles | أنت تعلم، الخطاب الذي تلقيه عندما يذهب العملاء متخفين كزوج. |
| ajanlar onu oraya koymadan önce de biraz öldürmeye meyilli bir manyaktı. | Open Subtitles | أجل، لكنها كانت من قبل قاتلة مجنونة قبل ان بضعها العملاء هناك |
| Sahadaki ajanlar tek seferlik not defteri taşır, pedler gibi. | Open Subtitles | العملاء في الميدان يحملون دفتر ملاحظات لمرة واحدة مثل لوحة |
| Güya ABD'nin dört bir yanında bulunan, S Müdürlüğü'ne bağlı gizli ajanlar. | Open Subtitles | إدارة عملاء متخفيين من المفترض أنهم مختبئين في جميع أنحاء الولايات المتحدة |
| Geleneksel ajanlar olmak için seçilmediniz ve o şekilde eğitilmeyeceksiniz. | Open Subtitles | ،لم يتم تجنيدكم لتكونوا عملاء تقليديين ولن تتدربوا بتلك الطريقة |
| Theo Koutranis'in telefonunun sinyal yolladığı son yere ajanlar yolladık. | Open Subtitles | لقد قمنا بارسال عملاء لأخر موقع حدد هاتف ثيو كترنس. |
| Şu an ajanlar evini arıyor ve bilgisayarına el koyuyorlar. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر، هناك عملاء يفتشون منزلك، لمصادرة جهازك الكومبيوتر. |
| Stasi ayrıca on binlerce kişiyi izliyordu, özel eğitilmiş ajanlar ve gizli kameralar ile attıkları her adımı kaydedebilmek için. | TED | الستاسي أيضًا تتبعت عشرات آلاف الناس باستخدام عملاء مدربين وكاميرات سرية لتوثيق كل خطوة يأخذها الشخص. |
| "Genç ajanlar İçin Çok Gizli Okul" diye bir şey yok tabii ki. | Open Subtitles | ليست مدرسة, لا وجود لمدارس ابتدائية سرية لأولاد الجواسيس |
| Eğer bütün ajanlar gizli görevden faturalanmamış harcamalarla geri dönselerdi Mr. Hanna ya işsiz kalırdım ya da param biterdi. | Open Subtitles | لو كل عميل رجع من مهمته مع النفقات غير محسوبة لـ السيد هانا ساكون بلا و ظيفة او بلا مال |
| Şu andan itibaren sahadaki ajanlar ve bağlantılar ile irtibat kurmayacaksın. | Open Subtitles | ومن الآن ليس مسموح لكِ بالإتصال بالممتلكات أو الوكلاء في الميدان |
| Özel ajanlar Mayes, Sykes ve Leavitt. | Open Subtitles | العميل الخاص مايز العميل الخاص سايكس العميل الخاص ليفيت |
| O zaman üzgünüm ajanlar ama biz o işi hallettik. | Open Subtitles | إذًا, آسف لإضاعة وقتكما أيها العميلان لقد أغلقنا هذه القضة |
| Sana karada araçlar, havada helikopterler binada ajanlar istemiyorum demiştim. | Open Subtitles | انا قلت لا سيارات فى ارض الاستاد, و لا طيارات فى الهواء ولا وكلاء فى المبنى |
| Ölmemi istedi, buraya ajanlar bile gönderdi. | Open Subtitles | انها أرادت موتي , حتى انها ارسلت جواسيس الى هنا |
| Federal ajanlar. Ellerini havaya kaldır. | Open Subtitles | . عميلان فيدراليان، ضعوا أيديكما على رأسكما |
| Bak, benim 550'ye iki hafta önce federal ajanlar el koydu. Kontrol edebilirsin. | Open Subtitles | اسمعا، لقد تمّ مُصادرة سيّارتي من قبل عُملاء فيدراليين قبل أسبوعين، يُمكنكما التحقق. |
| ajanlar içeri girdiğinde Felipe Lobos'la bir otel odasında duruyordu. | Open Subtitles | لقد كان جالساً بغرفة فندق مع فليبى لوبوس حينما دخل العُملاء للغرفة |
| 3 gün önce gizli ajanlar tarafsız bölgede... savaş ilan ettiler. | Open Subtitles | قبل 3 أيام, تم الإعلان عن حرب مميته للعملاء السريين. هنا في أرضٍ محايدة. |
| Bayan Soong'u takip eden ajanlar olumsuz yönde rapor verdi. | Open Subtitles | والعملاء المراقبون للأنسة سونج تقاريرهم سلبية عنها |
| Sizden bilgi gizlemenin yanlış olduğunu biliyorum ama ortada, Sheridan'ın öldürdüğü ajanlar vardı. | Open Subtitles | أعترف بأن حجب المعلومات عنكم كان خطأ لكن تبقى الحقيقة أن "شريدان" قتل هذين العميلين |