ERVIS, okyanus yüzeyindeki atığı emen ve temizleyen akıllı bir gemi. | TED | إيرفيس هي سفينة ذكية تمتص المخلفات من على سطح المحيط وتنظفه. |
Bu aslında bu hastayı tedavi etmekte kullandığımız akıllı bir bio-malzeme. | TED | هذه في الواقع مادة حيوية ذكية استخدمت بالفعل لعلاج هذا المريض. |
Sizin gibi akıllı bir adamdan bunu duymak şaşırttı beni. | Open Subtitles | أنا متفاجئه من هذا الطلب من رجل حكيم ونبيل مثلك |
Danny, sen ne yaptığını bilirsin. Her zaman derim ki, Danny akıllı bir çocuktur. | Open Subtitles | انت تعرف يا دانى اننى اوافق على اى شئ تعمله,فانت رجل حكيم |
Sen akıllı bir adamsın. Sen de benim gibi siyasetin içini dışını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت رجلٌ ذكي, تعرف كل عموميّات و خصوصيّات السياسة بنفس الطريقة التي أعرفها. |
akıllı bir polisin benim için yapabileceği çok şey var. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء يمكن لشرطى ذكى ان يقدّمها لى |
akıllı bir adam suyu geçmeyi öğrenene kadar köprüleri atmaz. | Open Subtitles | الرجل الحكيم لا يحرق جسوره حتى يتأكد من عبوره الماء |
Senin, güzel ve akıllı bir kadınla aranı yapmaya çalıştığım için üzgünüm. | Open Subtitles | سامحني على ترتيب موعد غرامي مع إمرأة جميلة وذكية |
Bu akıllı bir plan değildi. Gerçekten bizi öldürmek istemiyordu sürece. | Open Subtitles | لم تكن خطة ذكية إلا إذا لم تكن تريد أن تقتلنا |
Fakat aptal küçük bir kızın fantazilerini değil, yetişkin akıllı bir kızın fantazilerini. | Open Subtitles | و ليس خيال طفلة صغيرة سخيفة و لكن خيال امرأة ناضجة و ذكية |
Çok akıllı bir hamle oğlum. Severek evlenmekten çok daha iyi. | Open Subtitles | خطوة ذكية جداً يا بني أفضل بكثير من الزواج عن حب |
Zaten Go Nam Soon ve Oh Jung Ho için akıllı bir yol yok, ve bunun üzerine transfer öğrencinin sıkıntıları eklenirse... | Open Subtitles | أنت حالياً ليس لديك طريقة ذكية من أجل قو نام سون و أوه جونق هو وإذا قام الطالب المنقول بإضافة المشاكل لذلك |
akıllı bir adam, sanırım Atilla Han: | Open Subtitles | قال رجل حكيم أعتقد إنه كان أتيلا الألمانى |
Ve bu kadar akıllı bir adamın da ücretli olarak... evimde çalışmasını isterim. | Open Subtitles | ورجل حكيم مثل هذا، أرغب في أن يعمل في بيتي بأجر |
Çok akıllı bir adamsın, Van Helsing... hayatının son anlarını geçiren biri için. | Open Subtitles | فان هيلسينج, انت شخصاً حكيم جداً بالنسبة لشخص كان يتحتم علية العيش حياة وحيدة |
Başkanınız tarafından yapılan akıllı bir konuşmayla tüm bir ulus, bir anda aklandı. | Open Subtitles | خطاب ذكي واحد من قِبل رئيسك غفر لكل الامة في التو و اللحظة |
Profesör, sen akıllı bir adamsın, ama eğer burada kalırsak... bir şey öğreneceksin. | Open Subtitles | بروفيسور ، أنت رجلٌ ذكي .. لكن علينا البقاء هنا سوف تكتشف شيئاً |
Sen akıllı bir çocuksun bebeğim. Sence zayıf yönleri nedir? | Open Subtitles | أنت ذكى يا صغيرى ما هى نقطة ضعفهم فى رأيك؟ |
akıllı bir kumarbazsın ama hayatını riske atıyorsun. | Open Subtitles | بالنسبة لمقامر ذكى فإنك تخاطر بحياتك بشدة |
akıllı bir adam bu askerin John'un ölümden olduğunu hatırlardı. | Open Subtitles | الرجل الحكيم يجب أن يتذكّر أنّ هذا الرجل كان في كتيبة جون. |
Hem güzel, zarif, hem de akıllı bir kız. Kapat konuyu. Kapat. | Open Subtitles | انها جميلة وذكية وراقية فقط اتركني , اتركني |
Gördünüz mü Leydim benimle yeniden yandaş olmakla çok akıllı bir seçim yaptınız. | Open Subtitles | كما ترين يا سيدتي العزيزة لقد كان رأياً حكيماً منكِ أن تسانديني مجدداً |
Arkamda duracak, akıllı bir kraliçe olarak görüyorum seni. | Open Subtitles | سوف أفكر فيك كملكة حكيمة تقف بجانبى دوما |
O akıllı bir çocuk. Bu saçmalıkların hepsini biliyor. | Open Subtitles | إنّه فتى ذكيّ يعرف كلّ شيء عن ذلك الهراء |
Seni her gün yalanlarla doldurarak daha akıllı bir hale gelip gelmeyeceğini ölçtüm. | Open Subtitles | اطيل حياتك يوما بعد يوم لارى اذا تعقلت |
- Bilgisayarlarla ilgili çok şey bilen, akıllı bir adam. | Open Subtitles | هذا هو الرجل الذكي الذي يعرف كثيرا عن الأجهزة الإلكترونية |
akıllı bir filtre. | Open Subtitles | مرشح مع الدماغ. |