| Ama ağaçlardaki aletler gerçekten cep telefonu olsaydı o zaman gerçekten ucuz olurdu. | TED | ولكن إذا كانت الأجهزة في الأشجار هواتف محمولة، يمكن أن تكون رخيصة جدًا. |
| Harika. Barakada bazı aletler var. -Gidip jipin anahtarlarını alayım. | Open Subtitles | لدي بعض المعدات هنا في الكوخ سأبحث عن مفاتيح الجيب |
| Ama SDSS'te bu eski teleskoplarla yeni aletler kullanarak onları ilginç hâle getiriyoruz. | TED | ولكننا في SDSS نستخدم معدات جديدة في هذه التليسكوبات القديمة لجعلها مثيرة للاهتمام. |
| 10 fıçı çivi, 20 varil katran ve bütün bu aletler. | Open Subtitles | و عشرة براميل من المسامير وعشرون برميل من القار , و جميع هذة الادوات |
| Onlar müthiş teknolojik aletler, harika makineler ve füzyon yapılabileceğini gösterdiler. | TED | فهي قطع تيكنولوجية مذهلة، أجهزة رائعة، أثبتت أن الانصهار أمر ممكن. |
| Onlara verdiğimiz, yıllarca çalışıp emek harcayarak kullanımını öğrenebilecekleri aletler değil. | TED | فنحن لن نعطيهم أدوات يتوجب عليهم دراستها لسنوات من أجل استخدامها |
| Başka telden ötmeni sağlayacak çok kesin aletler. | Open Subtitles | ادوات حاده للغاية .ادوات قد تجعلك تتغني بكلام مختلف تماماً |
| Her10 kata kurulmuş bu aletler sanki asansör düşüyormuş gibi davranıyor. | Open Subtitles | كلّ 10 طوابق هذه الأجهزة مثبته. تمنع المصعد من السقوط الحرّ. |
| Yani, bizde vakum makinesi yok ya da diğer elektrikli küçük aletler. | Open Subtitles | حسناً ، ليست لدينا آلة الشفط أو أى من الأجهزة الإلكترونية الأخرى |
| Sonra daha fazla doktor içeri girdi, yanlarında aletler getirdiler. | Open Subtitles | ثم جاء المزيد من الأطباء و جائوا بمزيد من الأجهزة |
| Yaptıkları soygundan sonra Ejderlerin ellerinde iyi aletler vardır diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد تذكرت بأن عصابة التنين الأرجواني لا زال لديها المعدات المسروقة |
| Çok dikkatli hareket etmek gerekecek, belki bazı özel aletler kullanılacak. | Open Subtitles | سيستغرق الأمر بعض الوقت وربما الأمر يحتاج لبعض المعدات الخاصة |
| Çok üzgünüm ama bu aletler uzun zamandır hiç kullanılmadı. | Open Subtitles | اوه , انا اسف لم يستخدم احدا تلك المعدات منذ عصور |
| Uçakta Mars atmosferinden üç dakikada bir ölçüm alacak aletler olacak. | TED | وسوف يكون على متن تلك الطائرة معدات يمكنها فحص وقياس كل 3 دقائق الغلاف الجوي لكوكب المريخ |
| Bağırsak kordonundan kesici cerrahi aletler çıkardılar. | Open Subtitles | لقد أخرجوا معدات جراحية كاملة من امعائها. |
| Size bazı aletler vereceğim ve onlar size insan duygularını maksimum seviyede yaşamanızı sağlayacak. | Open Subtitles | ما سوف أفعله هو أن أعطيكم بعض الادوات لتساعدكم على اختبار المدى الكامل لانفعالات و عواطف البشر |
| Uydu parçaları, sefer görevi esnasında kaybolan aletler. | Open Subtitles | كما تعلم العديد من الاقمار الصناعية الادوات المفقودة خلال مهمات الرحلات الفضائية |
| Burada gördüğünüz simaskop gibi aletler, siyamatik desenleri bilimsel olarak gözlemlemek için kullanılıyor. | TED | أجهزة مثل سيماتسكوب، التي يمكنكم رؤيتها هنا، تم استخدامها لمراقبة أنماط السيماتكس علمياً. |
| Herkes müziği tam anlamıyla tecrübe edebilir, bizim sadece farklı aletler yapmamız gerekiyor. | TED | أي شخص يمكنه تجريب الموسيقى بطريقة معمقة نحن فقط بحاجة لصنع أدوات مختلفة |
| Minibüsünün arkasında kanlı aletler ve naylonlar bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا ادوات دموية واكياس بلاستيكية بصندوق شاحنته. |
| Bu fotoğrafta, kızlara FGM uygulamak için kullanılan bazı aletler var. | TED | تُظهر هذه الصورة بعض الأدوات التي تُستخدم لإجراء تشويه أعضاء الإناث. |
| Şimdi de, bu aletler ve ellerin arasına büyük ve oldukça karmaşık bir robot ekleniyor. | TED | والآن , ما نجده بين تلك الآلات و تلك الأيدي, هو روبوت كبير ومعقد إلى حد ما. |
| Üstündeki aletler onun takip edilmesini zorlaştırıyor. | Open Subtitles | اجهزة الحماية لديه تصعب علينا امر ملاحقته |
| Göbek bağını bronzlaştırmak ve anahtarlık olarak kullanmak istersen diye bu aletler var. | Open Subtitles | ولدي هذه العدة إن كنت تريدين تحويل الحبل السري |
| Neden bu tür konuşmaları yaparken elimde sivri aletler olmak zorunda? | Open Subtitles | لم علي دائماً ان احظى بهذه المحادثات بأدوات حاده في يدي؟ |
| Eskiden başka şeyler çalmaya çalışırlardı... traktör, aletler... | Open Subtitles | إنهم يبحثون عن سرقة شيء ما.. جرّار، معدّات.. |
| Cayroskoplar, makaralar ve geçitli aletlerden oluşuyor ve savaş esnasında bu aletler çalışmaları gerektiği gibi çalışmıyorlar. | TED | فكل تلك الجيروسكوبات والبكرات والأدوات والكرات لم تكن تعمل كما يجب في خضم المعركة |
| Bazı jeolojik aletler taşı ve buzu bizim böbrek taşlarını kırdığımız yöntemlerle parçalar. | Open Subtitles | بعض المعدّات الجيولوجية تقوم بتكسير الثلوج بنفس طريقة تفتيتِنا للحصيّات |