"anlaşmalar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصفقات
        
    • صفقات
        
    • عقود
        
    • العقود
        
    • ترتيبات
        
    • الاتفاقات
        
    • اتفاقات
        
    • معاهدات
        
    • اتفاقيات
        
    • الإتفاقيات
        
    • الاتفاقيات
        
    • المعاهدات
        
    • بصفقات
        
    • الإتفاقات
        
    • التسويات
        
    Her neyse, Adalet Bakanı ile önceden yaptığımız bazı anlaşmalar vardı. Open Subtitles على أية حال , المدعي العام وأنا كانت لدينا بعض الصفقات
    Çocuk sahibi olarak, anlaşmalar yaparak, kitaplar yazarak. Open Subtitles يُنجبون الأطفال، يعقدون الصفقات, يألّفون الكتب.
    Senin arkadaşın olduğunu sanıyordum. - Her zaman anlaşmalar yapıyorsun. Open Subtitles . اعتقدت انه صديقك . انه يصنع صفقات طوال الوقت
    Hatta senin başın için anlaşmalar yapan... ...adamlar var Open Subtitles أنا حتى أعرف بعض الرجال الذين لديهم عقود لجلب رأسك
    Yaralama yok. Şuandan itibaren, tüm anlaşmalar, tüm kontratlar, tüm angajmanlar düzenlendi. Open Subtitles بلا مراوغة من الأن فصاعدا جميع الترتيبات وجميع العقود وكل الإتفاقات ملغاة.
    Ve Paskalya'ya kadar gecikmiş borçlarını ödenmedikçe, ...korkarım başka anlaşmalar yapmak zorunda kalacağız. Open Subtitles الا اذا تم دفع جميع الرسوم , قبل عيد الفصح .أخشى أنه يتعين علينا اتخاذ ترتيبات أخرى
    Sözlü anlaşmalar mahkemede sorun oluyor. Open Subtitles أنت تعلم بأن الاتفاقات الشفهيه يتم تعطيلها في المحاكم
    Aslında yok, ama bugünlerde anlaşmalar oralarda yapılıyor. Görüşürüz. Open Subtitles لست أواجه، لكن هناك حيث تتم كل الصفقات هذه الأيام، إلى اللقاء
    Öğle yemeği için böyle bir yere geldiğine göre bazı büyük anlaşmalar yapıyor olmalısın. Open Subtitles يجب عليك عقد بعض الصفقات الكبيرة خلال الغذاء في مكان كهذا.
    Öğle yemeği için böyle bir yere geldiğine göre bazı büyük anlaşmalar yapıyor olmalısın. Open Subtitles يجب عليك عقد بعض الصفقات الكبيرة خلال الغذاء في مكان كهذا.
    Siz ve meclis Tollan insanları adına böyle anlaşmalar yapamazsınız. Open Subtitles أنت والكيريا لا تستطيعزن عقد مثل هذة الصفقات نيابة عن شعب تولانا
    Moda devi mağazalarla anlaşmalar yapıp ürünlerini yeni bir nüfus kesimine satacak yollar buluyorlar, örneğin Santee Alley'daki nüfusa. TED قاموا بعمل صفقات مع عمالقة الموضة السريعة، وتوصلوا إلى طريقة لبيع منتجاتهم إلى جميع المستهلكين الجدد، مستهلكي زقاق سانتي.
    Bugün bulunduğum noktaya gelmek için bazı anlaşmalar yaptım. Open Subtitles لقد عقدت صفقات كثيرة حتى أصل لما أنا فيه الآن
    Bu şirketi devralmak için bazı şeytani anlaşmalar yaptın. Open Subtitles تبرم بعضُ صفقات الشيطانِ للسَيْطَرَة على هذه الشركةِ
    Üzgünüm ama anlaşmalar var, yapmazsam tüm iş batacak. Open Subtitles آسف، ولكن لديّ عقود يجب أن أنهيها اليوم أو سيتداعى الاتفاق بأكمله
    Başarısız olmadıkları zamanlarda küçük anlaşmalar için para biriktirmek zorundalar. Open Subtitles ليس كثيراً عليهم الحفاظ على العاصمة خالية من العقود الضخمة
    Yani yaptığımız tüm anlaşmalar bitmiştir. Hükümsüzdür artık. Open Subtitles لذا فإن أيّة ترتيبات سُنَّت بيننا قد قُضيت الآن، بمعنى لاغية.
    21 Haziran 1929'da anlaşmalar tamamlanarak sonunda Meksika'da kilise çanları yeniden özgürce çalmaya başladı Open Subtitles في 21 يونيو 1929، تم إنتهاء الاتفاقات ودقت أجراس الكنائس بحرية مرة أخرى في جميع أنحاء المكسيك
    Annenin bizi anlaşmalar Salonunda başka bir Clave toplantısına götürmeyeceğine söz verirsen. Open Subtitles طالما كنت أعدكم أمك لا يجرنا إلى قاعة اتفاقات لتجميع العصا آخر.
    Uluslararası ilişkiler, anlaşmalar falan. Open Subtitles علاقات عالمية خاصة معاهدات أو ما شابه ذلك
    Onunla ben Almanya ile aktüalite filmleri alışverişleri için anlaşmalar imzalıyoruz. Open Subtitles هو وأنا ، عن التوقيع على اتفاقيات نشرة إخبارية التبادلات مع الألمان.
    Birden yazılı anlaşmalar önem mi kazanmaya başladı? Open Subtitles لأن الإتفاقيات المكتوبة أصبحت فجأة تعني لكِ شيئاً؟
    Böyle anlaşmalar yıllarca süren çalışmaların sonucudur. Open Subtitles الاتفاقيات مثل هذه هي نتيجة سنوات العمل الشاق
    Biyolojik savaş konusundaki anlaşmalar etkisizdi. Open Subtitles المعاهدات الدولية على حرب المواد البيولوجية كانت بلا جدوى
    Kendisiyle yan anlaşmalar yaptığına yemin eden bir tanıtımcı, demek benim fazlalıklarımı paylaşacaktınız! Open Subtitles مسوق أقسم أنك قمت بصفقات جانبية لتقلل من عمولاتي
    O incelemeler ve yapılan anlaşmalar mühürlüdür. Open Subtitles لقد أغلقت تلك القضايا، كما هو حال التسويات التي توصلنا إليها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more