| Ama kızın sana iyi bakıyor belki de annesinin burnunu sokmasını istemez. | Open Subtitles | لكن إبنتك، يمكنها الإعتناء بك، و ربما لا تريد تواجد أمها قلقةً. |
| Gail annesinin bu akşam geleceğini öğrendiğinden beri inme indi. | Open Subtitles | قيل لديه شلل منذو أن عرفت أن أمها ستأتي الليلة |
| İlişkinizdeki diğer kadının kocanızın ölmüş annesinin olması nasıl bir şeydir bilir misiniz? | Open Subtitles | هل تعرف ما الشعور اذا المرأة الأخرى في العلاقة هي والدة زوجكِ الميتة؟ |
| Katil zanlısı, ve herhangi bir katil değil, sevdiği kızın annesinin katili. | Open Subtitles | متهم بالقتل, وليس أى قتل وفقط بل قتل أم الفتاة التى تحبها |
| Kızını, annesinin dininin savunucusu olarak yetiştirmenin, benim görevim olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | ..اعتقد انه من واجبي بذلك, أن أهدي الأبنة الى إيمان الأم |
| annesinin gitmiş olması yeterince kötü şimdi de babası gözaltında ve zavallı çocuğu sosyal hizmetlere teslim etmek zorundayız. | Open Subtitles | اتعرف من السيء كفاي ان امه هجرته والآن والده في الحجز و علينا ان نوصل الطفل لخدمات حماية الاطفال |
| Bir süre sonra kızın uyanmış ve aşağı inerken annesinin öldüğünü görmüş. | Open Subtitles | في لحظة ما ابنتك استيقظت ونزلت الى الاسفل كي ترى امها تموت |
| Sonra, annesinin kaybolduğunu fark etmeden önce evde birisinin olduğunu duymuş. | Open Subtitles | لاحقا، سمعت واحد داخل البيت قبل أن إكتشفت أمّها كانت مفقودة. |
| - Evet baya sinirlendi, ama bilirsin, bunu annesinin evinde yapmamalıydım. | Open Subtitles | لقد كانت مجنونة تماما , لكني لم أفعلها في بيت أمها |
| - Evet baya sinirlendi, ama bilirsin, bunu annesinin evinde yapmamalıydım. | Open Subtitles | لقد كانت مجنونة تماما , لكني لم أفعلها في بيت أمها |
| Yanlış bir sorumluluk duygusu ile adamın tekinin yanında kalması gerektiğini düşünmesini istemiyorsun annesinin yıkıldığını sonra da toparlandığını görecek. | Open Subtitles | لا تريديها أن تكون مع شخص ليس لديه حس بالواجب سترى أمها تتدمر ومن ثم سترى أمها تعود مرة أخرى |
| annesinin altı çocuğu, bir ineği, arka bahçede de kocasının mezarı vardı. | Open Subtitles | أمها كان لديها 6 أطفال بقرة و قبر زوجها في الفناء الخلفي |
| Charlie ve arkadaşları Hunter annesinin cenazesinin olduğu gece Beyaz Mike ile kaldılar. | Open Subtitles | تشارلي و صديقهم هنتر مكثو مع وايت مايك في ليلة جنازة والدة مايك |
| Gayla'nın annesinin bu kadar erken yaşta ölmesi mantıklı gelmiyordu. | TED | إلا إنه من غير المعقول أن والدة غايلا يجب أن تتوفى في هذا العمر القصير. |
| Bu piçin annesinin bana bir tüfek doğrulttuğunu duydunuz mu? | Open Subtitles | هل سمعتم أن والدة هذا العاهر رفعت بندقيتها في وجهي اليوم؟ |
| Ama korkarım Arthur'un annesinin yerini doldurmak için çok geç. | Open Subtitles | لكني خائف بأن الوقت متأخر لاستبدال أم ْ آرثر ْ. |
| Annenin ve Kamyon Durağı Katili'nin annesinin aynı ilkokul sınıfında olması beni düşündürdü. | Open Subtitles | حقيقة أن أمك,و أم خانق الشاحنة ارتادتا نفس المدرسة الابتدائية هذا يجعلني أفكر. |
| Sanirim sacsizlik annesinin tarafinda var ve cag atliyor. Ah tabiki. | Open Subtitles | أظن أن الصلع متوارث من ناحية الأم ويتخطى جيلاً هذا صحيح |
| annesinin doğum günü için onunla birlikte Laughlin'e gitti. Dünyama hoş geldin. | Open Subtitles | سوف نذهب عند امه فى عيد ميلادها , مرحباً بكِ فى عالمى |
| Ve inandığı nedenlerden biri de annesinin, ki anneside o çok gençken vefat etmişti, ona kızgın olmasıydı. | TED | واحد اسباب هذا انها تعتقد ان امها التي ماتت عندما كانت صغيرة كانت غاضبة منها |
| Ona annesinin bıraktığı notu vermis. | Open Subtitles | لقد قامت بإعطائها الملاحظة التي أعطتها إيّاها أمّها |
| Mandras'ın annesinin evine, bir bavul dolusu kıyafet hariç, elim boş mu gideyim? | Open Subtitles | أذهب إلى بيت أمّ منّدرس و لا شيء معي سوى حقيبة ملابسي؟ |
| Gelecek ay 10. yaş gününü kutlayacak olan çocuk, annesinin gözetiminde. | Open Subtitles | الولد، الذي يحتفل بعيد ميلاده العاشر الشهر القادم، تحت عناية أمّه. |
| İkisi de 24 yaşında tüberkülozdan ölen karısı ve annesinin kayıpları Poe'ya musallat olmuştu. | TED | كان يلازم عقله فقدانه لوالدته وزوجته، اللتين ماتتا بداء السُل عن عمر 24 عامًا. |
| Sanırım babasının resimleri var, ama annesinin hiç resmini görmedim. | Open Subtitles | كانت هناك، كما أعتقد، بعض الصور لوالدها، ولكن لا شيء على الإطلاق لوالدتها |
| Çünkü dünyada hiçbir şey onu, annesinin inancına olan bağlılığından vazgeçiremez, ki ben de buna saygı duyarım. | Open Subtitles | لأن لاشيء في هذا العالم سيغير ولائها وإيمانها لأمها وأنا أحترمها لذلك |
| Bir çocuk ana rahmindeyken annesinin rüyalarını paylaştığına inananlar vardır. | Open Subtitles | هناك من يؤمن بأنّ الطفل في رحم أمه يُشاركها أحلامها |
| Altı ay sonra annesinin cesediyle beraber ölü bulundu aklından neler geçiyordu? | Open Subtitles | ماتت بعد سنه ونصف وجثة والدتها الى جانبها بماذا كانت تفكر الفتاه؟ |
| Sam Dolan'ın annesinin bu isimde bir arkadaşı veya akrabası var mı? | Open Subtitles | هل كان لوالدة سام دولان اي أصدقاء أو أقارب بذلك الاسم؟ |