Psişik araştırmalar adına, o evi birkaç haftalığına bana vermelisiniz. | Open Subtitles | لمصلحة البحث الروحي يجب أن تتركني اخذة لمدة بضعة أسابيع |
Sizi rahatsız edici bir konuma sokmak istemem ama, ...bazı araştırmalar yaptım. | Open Subtitles | لا أقصد أن أضعك في موقف غير مريح, لكني قمت ببعض البحث. |
Yani sizce, GD bilim adamları birbirlerini fazla ödenekli araştırmalar için mi öldürüyor? | Open Subtitles | لذا تَعتقدُ أن علماء جي. دي يَقْتلُ بعضهم البعض لأجل منح البحوث ؟ |
Ama son yapılan araştırmalar ortaya çıkardı ki keşfedilen 700 türün | Open Subtitles | ولكن أظهرت الأبحاث الحديثة أنه من بين 700 نوع تم اكتشافه، |
Ben sadece bazı araştırmalar yaptım ve onun harika olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | أردت أن أقول أنني قمت ببضعة أبحاث ، اتضح أنه عظيم |
Aslında, bu sabah bazı araştırmalar yaptım,biraz nabız yokladım. Sırf meraktan işte. | Open Subtitles | انا اقوم ببعض التحقيقات , أتعلم اضع المشاعر بعيداْ و أستغل الفضول |
Şimdi de araştırmalar bize çözmenin, yemek ve uyumak kadar ilkel olduğunu söylüyor. | TED | حاليا، كشف بحث أن الحل حاجة بدائيّة مثل الأكل والنوم. |
Ama bu zarif birleştirmenin bir bedeli var, çünkü yıllar süren araştırmalar sicim teorisinin matematiğinin pek iyi sonuç vermediğini gösterdi | TED | ولكن هناك ثمن لهذا التوحد الانيق لأن أعواماً من الابحاث اظهرت ان حساب نظرية الأوتار لا يتم بالضبط |
Çoğu ilişkinin böyle başladığını doğrulayan başka araştırmalar da var. | TED | وهناك دراسات أخرى تؤكد بأنّ معظم العلاقات تبدأ بهذه الطريقة. |
Bu işe, insanlara yardım etmek üzere modern araştırmalar yapmak için girdim. | Open Subtitles | أتعلمان لقد توغلت في هذا العمل للقيام بأبحاث متطورة ساعياً للمساعدة البشر |
Zihinsel araştırmalar gösteriyor ki, bunu yapabildiğimizde, nörolojik olarak ortaya çıkıyor -- beyinde nöral yollar ortaya çıkıyor. | TED | لقد تبين من البحث المعرفي انه عندما نستطيع ذلك فإن ذلك سينعكس عصبياً فالسيالات العصبية التي تنشأ في الدماغ تتغير |
Ve bulmaya gittim. Bazı araştırmalar yaptım ve kızın kim olduğu hakkında en ufak fikrimizin olmadığını keşfettim. | TED | فذهبت لأجد الجواب. وقمت ببعض البحث واكتشفت بأننا ليس لدينا أدنى فكرة من تكون |
Bazı durumlarda, atletik performansı ileri taşıyacak olan bedenler için araştırmalar, Kenyalı mesafe koşucuları gibi, daha önce yarışmalara hiç katılmamış olan insan topluluklarını rekabet dünyasına katmak ile sonuçlandı. | TED | وفي بعض الحالات، البحث عن الأجسام التي من شأنها أن تُحسن من أداء ارياضيين نتج عنه تقديم أشخاص للعالم المتنافس لم يكونوا يتنافسون مطلقًا من قبل، مثل عدائي المسافات الكينيون. |
Aynı zamanda yaylar hakkında dünya çapında geniş araştırmalar yaptım. | TED | على منحى آخر أجريت العديد من البحوث على نطاق واسع حول أقواس حول العالم. |
Ama 30 yıllık araştırmalar bize kıtlıkların sebebinin gıda dağıtımını yıkıcı bir şekilde etkileyen politik krizler olduğunu öğretti. | TED | لكن 30 عام من البحوث قد علمتنا أن المجاعات هي الأزمات السياسية التي تؤثر على نحو خطير في توزيع الطعام. |
Bugün, insan deneyler üzerinde deneysel transgenik araştırmalar yapan bir kliğini bastık. | Open Subtitles | صباح اليوم، داهمنا عيادة مستعملة لتجارب الأبحاث الجينية على عينات من البشر |
Yerinde sayıp, saçma araştırmalar yapan ve katıldığı konferanslarla övünen sen ve öbür gerzekler doktoranızı zar zor bitiriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و زملائك الآخرين الذين أنهوا الدكتوراة بصعوبة الذين يقضون الوقت في أبحاث عقيمة و يفتخرون بالمؤتمرات التي يحضرونها |
Birincisi, son araştırmalar açık denizlerde avlanmada zorla çalıştırma ya da köle emeğini ortaya koymaktadır. | TED | أولاً، تكشف التحقيقات الأخيرة استخدام العمالة الإجبارية أو عمالة الرق للصيد في أعالي البحار. |
Bu sadece ilk olumlu sonuç ama bu tarz araştırmalar bize Alzheimer'ın bir hastalık olduğunu, onu anlayabileceğimizi ve tedavi edebileceğimizi gösteriyor. | TED | هذه فقط نتيجة إيجابية أولية، إنما بحث كهذا يرينا أن الزهايمرز علة يمكننا محاولة فهمها و إصلاحها. |
Bu araştırmalar bilimsel olarak geçerli ve aynıları tekrar tekrar yapıldı, ama bütün hikaye onlar değil. | TED | الان هذه الابحاث مثبتة علمياً، و قام البعض بمحاكاتها ، و لكنها ليست كل القصة. |
Şimdi kilo ile hareketsizliği birbirine bağlayan bu araştırmalar var, ayrıca artık kilo ile yaşadığımız yerleri ilişkilendiren araştırmalar da var. | TED | لذا لدينا هذه الدراسات الذي تربط الوزن بالخمول، بل حتى أكثر . لدينا الآن دراسات تربط الوزن إلى المكان الذي تعيش فيه. |
Ve inanılmaz araştırmalar yapıyorlar, karakterler üzerine, yetenekler üzerine, ve hackerların sosyal hareketleri üzerine. | TED | و يقومون بأبحاث عظيمة عن خصائص المخترقين، عن قدراتهم، و عن تنشئتهم الاجتماعية. |
araştırmalar gelecek yüzyılın ortalarına kadar yeterli enerjimizin olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الدراسات تشير انه لدينا طاقه تكفينا حتي منتصف القرن القادم |
Bu adam beynin, kısa ve uzun vadeli hafızayı nasıl sakladığı üzerinde araştırmalar yapmış. | Open Subtitles | شخص قد أجرى أبحاثاً على الذاكرة القصيرة والطويلة المدى في مراكز المخ |
Bende internette bazı araştırmalar yaptım ve senin bana taşınman gerektiğini söyleyen 20 kabile çeşidi buldum.. | Open Subtitles | لقد قمتُ ببحث على الأنترنيت لقد وجدتُ حوالي 20 قبيلة التي تقول أنكِ من يجب ان تنتقلي للعيش معي |
Bugün binlerce laboratuvar işi ele aldı ve önemli araştırmalar yapıyorlar. | TED | ومع ذلك تمتلك آلاف المختبرات في حوزتها هذه التكنولوجيا اليوم، ويقومون ومن خلالها بإجراء بحوث في غاية الأهمية. |
Tüm araştırmalar benim onayımdan geçecek. | Open Subtitles | كل التحريات يجب أن يتم الموافقة عليها من قبلي |
Altı ay önce, suyun etkisiyle değişime uğramış nesneler hakkında yaptığım araştırmalar çıkmaza girdi. | Open Subtitles | قبل ستة أشهر, وصل بحثي المتعلق بالتنبؤ بحركة الأجسام العابرة من كوكب نبتون إلى نهاية مسدودة |